Hiç alfabeyi yazmayı öğrenen bir çocuğu gözlemlediniz mi? İlk denemede doğru yazabiliyorlar mı? Yapmadıklarından eminiz. Harfleri iyi bir şekilde yazabilmeleri için çok fazla pratik yapmaları ve elbette birkaç hata yapmaları gerekir. Aslında, araba kullanmak, matematik öğrenmek ve hatta belki de basketbol sahasında bir gol atmak gibi tüm yaşam becerilerinde durum hemen hemen aynıdır.
Portföy yönetimi de bir süre içinde öğrenilir. Ve bu sanata yeni başlayan biri olarak, kendinizi beklediğinizden daha fazla hata yaparken bulabilirsiniz. Ancak bu konuda endişelenmeyin. Yatırım yönetiminde yeni başlayan yatırımcıların sıkça yaptığı hatalara biraz ışık tutacağız.
Bunları iyi tanıyın, böylece bu hatalardan uzak durabilirsiniz.
Portföydeki Yatırımları Hedeflerle Eşleştirmemek
Yeni başlayan bir yatırımcı olarak, sadece finansal hedeflerinizi belirlemekle yetinmemelisiniz. Hedefleriniz, onları doğru yatırım seçenekleriyle desteklemezseniz hiçbir amaca hizmet etmez. Yeni başlayanların çoğu, ne olursa olsun yatırımların finansal hedeflerini gerçekleştirme arayışlarında kendilerine yardımcı olacağını düşünme eğilimindedir.
Ancak, bu gerçeklerden daha uzak olamaz. Sadece portföy yatırımlarınızı hedeflerinizle eşleştirerek onları tatmin etmeyi umabilirsiniz. Örneğin, amacınız emeklilik için birikim yapmaksa, bireysel hisse senetleri veya tahviller yerine uzun vadeli bir görünüme sahip olan yatırım fonlarına ve PPF’ye yatırım yapmanız daha iyi olacaktır.
Risk Iştahına Göre Bir Portföy Oluşturmamak
Sermayenizi portföyünüze dağıtmak söz konusu olduğunda risk iştahınız büyük bir rol oynar. Yeni başlayan yatırımcıların çoğu portföy oluştururken risk tolerans düzeylerini hesaba katmama eğilimindedir. Bu kötü bir karar olabilir. Örneğin, muhafazakâr bir yatırımcının küçük sermayeli şirketler gibi çok daha riskli seçeneklere yatırım yapması mantıklı değildir, değil mi?
Bu nedenle, bazı sağlam portföy yönetimi tavsiyelerine kulak vererek, risk toleransınızı belirlemek için önce kendiniz üzerinde bir risk analizi yapmak iyi bir fikirdir. Bunu yaptıktan sonra, risk iştahınıza göre bir portföy oluşturmaya geçebilirsiniz.
Risk toleransınız yüksekse ve ticaret konusunda yeterli deneyime sahipseniz, ikili opsiyon ticareti gibi yüksek getirili yatırım stratejileri ilginizi çekebilir. Piyasa haberlerini düzenli olarak takip eden ve piyasa oynaklığını iyi analiz eden yatırımcılar ikili opsiyon ticaretinden büyük kârlar elde edebilir. İkili opsiyon ticareti yapmak isteyen yatırımcılar, bir komisyoncuya karar verirken çok dikkatli olmalı ve durum tespiti yapmalıdır. Tüm ikili opsiyon brokerlerini ve aralarındaki farkları görmek için bunu okuyun.
Yetersiz Araştırma ile Yatırım Portföyü Oluşturmak
Temel ve teknik araştırmalar güçlü araçlardır. Ne yazık ki, birçok acemi yatırımcı, özellikle de bir şirket hisse senedi portföyü oluştururken, araştırmayı atlama ve doğrudan yatırıma dalma eğilimindedir. Bu yanlış adım gelecekte çok maliyetli olabilir, çünkü zayıf mali tablolara sahip bir şirket kısa vadede iyi performans gösterebilir, ancak uzun vadede bunu sürdüremeyebilir.
Yeterli araştırma, bu tür göze batan sorunları kolaylıkla tespit etmenize yardımcı olabilir. Bu nedenle, portföyünüz için bir şirketin hisse senedini (veya başka bir yatırım seçeneğini) seçmeden önce, her zaman yeterli araştırma yaptığınızdan emin olun. Bu şekilde, yatırım seçeneğinin mevcut performansının yanı sıra gelecekteki beklentilerini de adil bir şekilde ölçebilirsiniz.
Çeşitlendirme Yapmamak
Bu özel portföy yönetimi tavsiyesi hakkında çok şey duymuş olabilirsiniz. Çeşitlendirme, yatırım riskine genel maruziyetinizi azaltmaya yardımcı olabilecek çok önemli bir stratejidir. Bununla birlikte, bazı yatırımcılar, özellikle de hala işi öğrenmekte olanlar, yalnızca belirli bir tür yatırım seçeneğine odaklanan bir portföy oluşturma eğilimindedir.
Örneğin 23 yaşındaki Emre’ye bakın. Bir borsacılık firmasında çalışıyor ve bu nedenle ağırlıklı olarak hisse senetlerine yatırım yapmaya meyilli. Bunu daha az riskli yatırımlarla dengelediği sürece sorun olmayabilir. Ancak Emre sermayesinin %100’ünü borsaya yatırmış durumda. Yani yatırım riski muazzam bir şekilde arttı.
Yelpazenin diğer ucunda ise 30 yaşındaki Cem var. Kendisi oldukça muhafazakar bir yatırımcı ve ebeveynleri gibi o da sabit mevduatın gücüne inanıyor. Sonuç mu? Birikimlerinin ve sermayesinin %100’ünü mevduata yatırıyor. Bu, parasını güvende tutabilir, ancak önemli getiriler elde etme potansiyelini düşürür.
Hem Emre’nin hem de Cem’in yatırım portföyü, hem yatırımlar hem de sektörler arasında biraz daha çeşitlendirmeden faydalanabilir.