Tanıklık ya da bir başka tabir ile şahitlik, kişinin tarafı bulunmadığı dosyada bildiklerini ve gördüklerini adli makamlar önünde anlatması ve bilgi vermesidir. Tanıklık, kamu görevi kapsamında olduğundan son derece mühim ve olaylarda maddi gerçeğe ulaşma açısından da oldukça önemlidir.
Tanıklar, dosyaya taraf kişiler tarafından gösterilebileceği gibi yapılan soruşturma işlemlerinde de, soruşturulan olaya dair bilgisi olanların tespiti halinde adli makamlarca da resen çağrılabilirler.
Tanıklığa Çağrı Nasıl Yapılır ?
Tanıklar kural olarak tanıklığa çağrı kağıdı ile davet edilirler. Bu çağrı kağıdında ise davete uymamanın yani gelmemenin sonuçları ilgili kişiye bildirilir. Bu çağrı kağıdı ile davete uymayan tanıklar zorla getirme kararı ile bu görev için hazır edilirler ve gelmemeleri nedeni ile sebep oldukları giderler de kendilerinden tahsil edilir. Çağrı kağıdına karşın gelmeyen tanıklar haklı neden ya da geçerli mazeret sunmaları durumunda giderleri ödemek zorunda kalmazlar. Ayrıca çağrı konusunda telefon, elektronik posta, faks ve telgraf gibi iletişim araçlarından da yararlanılabilir. Yalnız bu durumda çağrı kağıdına bağlanmış sonuçlar uygulanamaz.
Tanıklıktan Çekinme Nedir ve Çekinme Halleri Nelerdir?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 43 ve devamında düzenlenen tanıklık kural olarak zorunludur. Ancak en basit ifadesi ile tanıklıktan çekinme ise, tanık sıfatıyla dinlenilecek kişinin, yasada belirlenen özel durumlara dayalı olarak tanıklık yapmaktan çekinebilmesi halini ifade eder.
Tanıklıktan çekinebilecekler ise, yasada;
Şüpheli ya da sanığın nişanlısı,Evlilik bağı kalmasa dahi şüpheli ya da sanığın eşi,Şüpheli ya da sanığın kan hısımlığından yahut kayın hısımlığından üstsoy ve altsoyu,Şüpheli ya da sanığın üçüncü derece dâhil kan yahut ikinci derece dâhil kayın hısımları,Şüpheli ya da sanıkla aralarında evlâtlık bağı olanlar olarak sayılmıştır.
Tanık, kendisini ya da bu sayılan kişileri ceza soruşturma ve kovuşturmasına uğratabilecek niteliğe sahip olan sorulara cevap vermekten de çekinebilir.
Bu kişilere yani tanıklıktan çekinme hakkı olanlara, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinme ve cevap vermekten çekinme hakları hatırlatılır. Bu kişiler ayrıca dinlendikleri sırada da her zaman tanıklıktan çekinme hakkına sahiptirler.
Yaş küçüklüğü, akıl zayıflığı veya akıl hastalığı sebebiyle tanıklıktan çekinmenin önemini kavrayabilecek durumda olmayanlar ise kanuni temsilcilerinin rızaları ile tanık olarak dinlenebilirler.
Meslekleri ya da Sürekli Uğraşları Nedeniyle Tanıklıktan Çekinme
Kişisel sıfatlar ve yakınlık dereceleri dışında ayrıca sahip oldukları meslek ya da sürekli uğraşıları nedeniyle tanıklıktan çekinme hakkı olan kişiler de yine Ceza Muhakemesi Kanununda sayılmıştır. Bu kişilerin tanıklıktan çekinebileceği durumlar ise;
Avukatlar ya da stajyerleri veya yardımcıları, bu sıfatları sebebiyle veya yüklendikleri yargı görevi nedeniyle öğrendikleri bilgiler konusunda,Hekimler, diş hekimleri, ebeler, eczacılar ile tüm tıp meslek ya da sanatı mensuplarının, bu sıfatları sebebi ile hastaları ve hastaların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler konusunda,Mali işlerle uğraşan müşavirler ile noterlerin, bu sıfatları nedeniyle hizmet sundukları kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler konusunda tanıklıktan çekinme hakları vardır. Ancak avukat ve stajyerleri dışında kalan meslek mensupları, ilgili kişinin rızasının bulunduğu durumlarda tanıklıktan çekinemezler.
Tanıklar Nasıl Dinlenilir ?
Tanıkların dinlenmesinde her bir tanık, ayrı ayrı ve kendinden sonra dinlenecek tanıklar yanında olmaksızın dinlenir. Tanıkların dinlenmesi esnasında görüntü ya da sesler kayda alınabilir. Ancak mağdur çocukların ve duruşmaya getirilme imkanı olmayan ancak dinlenmesi maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından zorunlu kişilerin dinlenmesinde bu kayıtlar zorunludur.
Tanıklık yapacak kişiye, dinlenmeden önce;
Gerçeği söylemesinin önemi ile birlikte gerçeğe aykırı beyanda bulunması durumunda yalan tanıklık suçundan cezalandırılacağı, doğruyu söyleme konusunda yemin edeceği ve mahkeme başkanı ya da hâkimin açık izni olmaksızın duruşma salonundan ayrılamayacağı hatırlatılır.
Tanığa Yemin Verilmesi ve Yemin Verilmeyen Tanıklar
Tanıklık görevinden önce tanıklar doğruyu söyleyeceklerine dair ayrı ayrı yemin ederler. Hakim gerekli görürse yemini tanıklıktan sonraya da bırakabilir. Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılarının da tanıklara yemin verme yetkisi bulunur.
Ancak;
Dinlenme esnasında on beş yaşını doldurmayanlar,Ayırt etme gücüne sahip bulunmamaları nedeni ile yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar,Soruşturma ya da kovuşturmaya konu suçlara iştirakten yahut bu suçlar sebebiyle suçluyu kayırmaktan veya suç delillerini yok etme, gizleme ya da değiştirmekten şüpheli, sanık yahut hükümlü olanlar yemin vermeksizin dinlenir.
Kişisel yakınlık nedeni ile tanıklıktan çekinebileceklere yemin vermek ya da vermemek ise hakim ya da mahkemenin takdirine bağlıdır. Fakat bu kapsamdaki tanık kendisi de yemin etmekten çekinebilir.
Yasal bir sebebe dayanmaksızın tanıklıktan ya da yeminden çekinen tanık ile ilgili olarak, bu nedenle doğan giderlere hükmedilir. Yeminin ya da tanıklığın gerçekleşmesi için, dosya hakkında hüküm verilene dek ve her halükarda üç ayı geçmemek kaydı ile disiplin hapsi de verilebilir. Ancak kişi tanıklık ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirirse derhal serbest kalır.
Tanıklık Nedeniyle Ücret
Cumhuriyet savcısı ya da mahkeme başkanı veya hâkim tarafından tanıklık yapması için çağrılan kişiye, hiçbir vergi, resim ve harç alınmaksızın, her sene Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan tarifeye göre bir ücret takdir edilir. Bu ücret tanığın kaybettiği zaman ile orantılıdır. Ayrıca tanığın yol giderleri ile çağırıldığı yerdeki beslenme ve ikamet giderleri de karşılanır.
Gösterilen Tüm Tanıklar Dinlenmek Zorunda mıdır?
Mahkeme ya da hakim gösterilen tanıkların bir kısmının beyanları ile ispatı gereken husus konusunda yeterli derecede bilgiye ulaşırsa, diğer tanıkları dinlemekten vazgeçebilir. Bu hususun takdiri mahkemeye aittir.
Yalancı Tanıklığın Yaptırımı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 272. Maddesinde “ Yalan Tanıklık ” suçu tüm ayrıntıları ile düzenlenmiş olup, tanık dinlemeye yetkisi olan makamlar önünde gerçeğe aykırı yani yalan beyanda bulunma bir suç olarak tanımlanmış ve hapis cezası ile yaptırıma bağlanmıştır.