Hem “Nobel Edebiyat Ödülünü” hem de “Pulitzer Ödülünü” kazanmayı başaran William Faulkner, yazdığı eserleri ile dünya edebiyatında derin bir iz bırakmış ve kendisinden sonra gelen yazarları da etkilemiş önemli bir ustadır.
Amerikan Modernist Yazarların öncüsü ve babası olarak kabul edilen Faulkner, kendine özgü anlatım teknikleri yanında oldukça uzun ve de karmaşık bir yazım stilini benimsemiştir. Özellikle çoğul anlatı tekniği kendisi ile özdeşleşmiştir.
William Faulkner Yaşamı
William Faulkner, 25 Eylül 1897 yılında Mississippi – New Albany’de dünyaya gelmiştir. Çocukluğunu geçirdiği bölge, onun Güney geleneklerine bağlı bir birey olmasına neden olmuştur.
Ailesi ile birlikte hayatının büyük bölümünü geçirdiği Lafayette kasabasına taşınan William Faulkner, belirli bir işte tutunmakta zorlanmış ve bunun sonucu aile baskısı ile nişanlısı Estella Oldham’dan ayrılmıştır. Daha sonra Estella zengin ve yaşlı bir adamla evlenerek Çin’e yerleşmiştir.
Faulkner, bu süreçte önce New Haven’da katiplik, sonra Toronto’da yardımcı pilotluk gibi işlerde çalışmış ve son olarak Üniversite postane müdürü olarak görev yapmıştır.
William Faulkner Yazım Hayatı
Usta isim, yazarlık kariyerine ise 1924 yılında basılan şiir kitabı “The Marble Faun (Mermer Tanrıça)” isimli eseri ile başlamıştır. 1925 yılında “Soldier’s Pay (Aşk ve Ölüm) isimli romanını yazmıştır. Bu dönem eser ve kitaplarında kadın karakterler genellikle şeytani özellikleri bulunan kötü karakterler olarak dikkat çeker. Ancak 1928 yılında Estella Oldham’ın boşanması üzerine William Faulkner onunla evlenmiş ve eserlerindeki bu kötü kadın modeli de değişmiştir.
1929 yılı Faulkner açısından oldukça verimli geçmiş önce “Sartoris” isimli kitabını yazmış ve aynı yıl kendisini büyük üne kavuşturan “The Sound and the Fury (Ses ve Öfke)” isimli önemli eserini yazmış ve bu eseriyle büyük bir başarıya imza atmıştır.
1930 yılında ise bu kez, bir başka önemli yapıtı “As I Lay Dying (Döşeğimde Ölürken) isimli kitabını kaleme almıştır. Ünlü yazar bu eserinde 40 mil uzaklıkta bulunan Jefferson’a gömülmeyi vasiyet eden Addie Bundren’in cenazesinin, ailesi tarafından Jefferson’a götürülmesinin hikayesini anlatmıştır.
William Faulkner Diğer Önemli Eserleri
1931 yılında yayınlanan eseri “Sanctuary (Kutsal Sığınak)” isimli kitabı ile istediği satış oranını yakalayamaması üzerine Faulkner, maddi sıkıntılar nedeniyle bir dönem Hollywood Sinema Endüstrisine senaryo yazarlığı yapmıştır.
1932 yılında “Light in August (Ağustos Işığı)” isimli kitabını, 1936 yılında ise “Absalom, Absalom!” adlı eserini kaleme alan Faulkner, yazdığı eserlerinde genellikle Güney Kültürünün bozulup çöküşünü ve bunun sonucunda ise aile gururunun ve sevgisinin sona erişini konu etmiştir.
William Faulkner ve Kazandığı Ödüller
“Go Down, Moses (Kurtar Halkımı Musa)”, “The Bear (Ayı)” ve “Knight’s Gambit (Duman) gibi dilimize de çevrilen romanları da kaleme alan Faulkner, gerek eserlerinde ele aldığı konular ve gerekse de yazım teknikleri ile Dünya Edebiyatı’na etki eden önemli yazarlar arasında yerini almıştır.
1949 yılında önce Nobel Edebiyat Ödülü‘ne layık görülen Faulkner, ardından 1955 yılında Pulitzer Ödülü’nü de kazanmayı başarmış ve böylece Edebiyat alanında verilen iki büyük ödülü de kazanabilen sayılı isim arasına girmiştir.
Eserleri ile kendinden sonra gelen birçok yazarı da etkileyen William Faulkner, 6 Temmuz 1962 günü geçirdiği ölümcül bir kalp krizi sonucunda hayatını kaybetmiştir.
İlginizi Çekebilir: Nobel Ödüllü Rus Yazar Aleksandr Soljenitsin ‘ın Tarihe Işık Saçan Ivan Denisoviç’in Bir Günü