Uzaylılar Var mı? Varsa Neden Gelmediler? Uzaylı Dosyasını Açıyoruz!

Koskocaman evrende milyarlarca yıldız, bu yıldızlara ev sahipliği yapan trilyonlarca gezegen var. Zaten evren dediğimiz adeta bir kara delik, ne başı belli ne de sonu. Peki bu kadar büyük bir evren içerisinde yalnız mıyız? Uzaylılar ne zaman gelecek? Haydi gelin, hep beraber bakalım neredeymiş bu “kardeş” uzaylılar? Gizli Kalmasın! Uzaylı Dosyası Artık Açılıyor! Biz dünyayı […]

Koskocaman evrende milyarlarca yıldız, bu yıldızlara ev sahipliği yapan trilyonlarca gezegen var. Zaten evren dediğimiz adeta bir kara delik, ne başı belli ne de sonu. Peki bu kadar büyük bir evren içerisinde yalnız mıyız? Uzaylılar ne zaman gelecek? Haydi gelin, hep beraber bakalım neredeymiş bu “kardeş” uzaylılar?

Gizli Kalmasın! Uzaylı Dosyası Artık Açılıyor!

Biz dünyayı yaşadığımız ülkeden ve hatta çoğu zaman bilinç altımızda yaşadığımız şehirden ibaret sansak da işin özü öyle değil. Gökyüzüne baktığınız da dahi bunu anlayabilirsiniz. Ucu bucağı olmayan kocaman bir evrende yaşıyoruz. Peki sizce bu evrende yalnız olmamız ne kadar mantıklı? Ünlü gök bilimci Carl Sagan;

“Eğer evrende yalnızsak bu büyük bir yer israfı olduğu anlamına gelir.”

Derken çok mantıklı bir konuya değinmiş. Ne yani, bu kadar büyük bir evrende yalnız mı olacaktık? Evet, canlıyız, nefes alıyoruz. Adımıza da “insan” deniliyor. Bizlerle beraber doğanın dengesini koruyan milyonlarca hayvan da bu dünyada yaşıyor. Haliyle bizler de gördüğümüz kadarını biliyoruz. Ya bizler başka galaksiler de yaşam ararken, diğer gezegenler de yaşayan ve adını “uzaylı” koyduğumuz varlıklar da aslında bizi arıyorsa?

Kafanızı daha fazla karıştırmayacağız. Bunları sizin de düşündüğünüzü biliyoruz! Evrende yalnız olmadığımızı sorgulayan elbette ki sadece bizler değiliz. Belki de milyonlarca insan aynı merakın peşinde kendi çapında araştırmalar yapıyor. Biz de evrende yalnız olup olmadığımızı sorgular iken olasılıklara değineceğiz ve bunu sizlerle paylaşacağız. Bağlayın kemerleri! Bize gelmeyen uzaylılara gidiyoruz. Hazır mısınız?

Evrende Yalnızsak Bunun Nedeni Ne Olabilir?

Diyelim ki koca evren de gerçekten yalnızız. Eğer böyle bir durum var ise bunun mantıklı sadece 2 açıklaması olabilir;

Dünya üzerinde yaşayan canlılar olarak gerçekten çok özeliz.Mükemmel yaradılışı olan evren garip bir hata yaptı ve bizler ortaya çıktık.

Sizce bunlardan hangisi daha mantıklı? Ya da siz uzaylılara inanan tarafta mısınız? Biz onlara uzaylı diyoruz, ancak eğer varlarsa onların kendilerine ne dediğini bilmiyoruz. Belki de onlar da bize uzaylı diyordur kim bilir?

Zaman zaman televizyonlara dikkat çekmek amacıyla çıkan ya da gerçekten adli dengesi olmayan “ben uzaylı gördüm” söylemleri ile gözleri üzerine çevirten insanlara elbette inanmıyoruz ve o insanlar gibi konuşmaya da niyetimiz yok. Bizler tamamen bilim ışığının önümüze açtığı yolda ilerleyerek konumuza devam edeceğiz.

Bilim insanları henüz dış gezegenler de bir yaşam bulmuş değil. Ancak bu tabi ki evren de yalnız olduğumuzu göstermiyor. Hem, uzaylılar yoksa neden hemen hemen her uzaylı filmi benzer formlar da çekiliyor? Unutmayın, insan beyni olmayan bir şeyi hayal edemez. Yani hayal ettiğiniz şey yoksa bile, aslında vardır. Peki uzaylılar neden hala gelmedi? Gerçekten varsalar neden gelip bir acı kahvemizi içmediler?

Evrende Ne Derece İleri Uygarlıklar Olabilir?

Konumuz uzaylılar olunca mantıklı ihtimaller üzerinde yürümek gerekiyor. Her ihtimal gerçek olma potansiyeline her daim sahiptir. Şimdi gelin, evrende olabilecek uygarlıklar ne kadar ileri seviyeye sahip olabilir bunu inceleyelim.

Kardeşev Ölçeği’ne göre evrende 3 tip uygarlık olması olasıdır;

Tip 1

Bu tip uygarlıklar yaşadıkları evrenin tüm enerjisini kullanabilirler. Bizim dünyamız bu ölçek de 0.73 yörüngesinde. Yani Tip 0’dan Tip 1 aşamasına geçiş yapmak üzereyiz. Tabii bu geçiş 100 sürecek ve ancak 100 yıl sonra Tip 1 seviyesine gelecegiz. Tabii bunlar sadece ihtimaller.

Tip 2

Bu uygarlık kendi güneşinin enerjisini kullanır. Bu da pratik de adeta bir bilim kurgu filminden fırlamış gibi duran  ama teori de mümkün olan bir mühendislik harikasını başarmış olmak anlamı taşır. Bu mühendislik harikası örneğin Dyson küresi inşa etmek olabilir. Dyson küresi öyle gelişmiş bir teknoloji ile yapılıyor ki, kendi güneşinin etrafına, güneş panelleri sarabiliyor. Eğer filmlerden izlediklerimiz doğru ise, uzaylılar zaten gelişmiş bir teknolojiye sahipler. Yani bu o kadar da büyük bir teori değil. Uzaylılar gerçekten varsa, güneşi saran paneller de pekala vardır!

Tip 3

Bu tip gezegen de yaşayan canlılar, yaşadıkları galaksiyi avuçlarının içi gibi bilirler ve galakside ki her türlü enerji kaynağını dibine kadar kullanırlar. Yani tabiri caizse gezegenin etinden sütünden faydalanırlar.

Fermi Paradoksu

Uzaylılar ile karşılaşmama durumumuzun bir adı dahi var “fermi paradoksu”. Bu paradoks, dünya dışında zeki canlılar olma ihtimali bu kadar yüksek iken, bu canlılar ile hala karşılaşmamamızın çözemediğimiz bir paradoksudur.

Her ne kadar uzaylı yaşamı var mı yok mu bilmesek de bu üzerinde tartışamayacağımız, olasılıklar kuramayacağımız anlamına gelmez. Şimdi sizler ile uzaylı yaşamı olasılıklarını paylaşacağız. Bakalım siz de bizimle aynı fikirlere sahip olacak mısınız?

Uzaylı Yaşam Olasılıkları

1. Öncelikle eğer uzaylılar var ise onlarla neden iletişim kuramadığımız üzerinde duralım. Evren ilk oluştuğunda fiziksel koşullar canlı bir yaşamın başlaması için uygun değildi. Zamanla bu koşullar evrilerek canlılığa izin verecek yapıya geldi ve canlılık meydana geldi. Bu uygarlıklar canlılığın ilk örnekleri olduğundan, teknolojileri  yıldızlar arası yolculuğa elverişli değildi. Bizler de hala yıldızlar arası yolculuk yapamadığımıza göre, bu neden hala iletişim kuramadığımızı en net şekliyle açıklar.

2. Dünya, diğer gezegenlere bakıldığında yaşanılası tek yer. Yani “ilk gelen kapmış” ve insanlık tüm şaşasıyla yaşamaya başlamış. Şimdi şöyle düşünelim; evren de geçilmesi çok zor filtreler olabilir. Dünyamız şimdi cıvıl cıvıl olsa bile bir süre sonra yaşanmayacak hale gelebilir. Kim bilir, belki de küresel ısınma isimli canavar bu geçilmesi zor filtrelerden biridir, ve dünya yakın zamanda bununla savaşmak zorunda kalabilir.

3. Teknolojik ilerleme hayatımızı daha kolay ve eğlenceli hale getiriyor. Yine de kim bilir, belki bu kadar teknolojik ilerleme sonumuzu getirecektir? Nagazaki ve Hiroşima’yı bir düşünün… Her ne kadar acı bir örnek olsa da burada yaşayan insanlar bu dediğimizi çok iyi anlarlar. Atom bombası da ilerleyen teknolojinin bir ürünü idi ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Şimdi sizlere enteresan bir sorumuz olacak.

Moleküler nano teknoloji kontrolden çıkarak uzaylıların yaşadığı gezegeni yok ederek, kendisini çoğaltmış olabilir mi? Yok artık! Demeyin. Sonucunu hiç tahmin edemeyeceğimiz binlerce hayret verici olay her gün yaşanıyor. Sadece bazılarından çoğu zaman haberimiz olmuyor. Bu neden ihtimaller dahilinde olmasın ki? Bunun için Grey Goo varsayımını izlemenizi tavsiye ederiz. Dilerseniz daha sonra aynı isime sahip video oyunu da oynayabilirsiniz.

4. Belki de bizler bu ihtimaller üzerine yok yere konuşuyoruzdur. Belki de evren de 3. Tip bir uygarlık vardır ve bizi yukarıdan izliyorlardır. Ya da belki arada sırada farklı formlar da aramızda dolaşıyorlardır. Olamaz mı? Olabilir. 3. Tip uygarlık varsa, ilerleme gösteren başka uygarlıkları yok ediyor olabilir. Ancak böyle bir şey gerçek olsaydı tepemize çoktan ışın bombaları yağmıştı. Ya da parmak ucundan çıkan yapış yapış sıvılar ile öldürülmüştük. Ya da işte, uzaylılar hangi tür silahları kullanıyorlarsa. Belki de barışçıllardır, kim bilir?

5. Yaşadığımız Dünya da çok büyük teknolojilere sahip olduğumuzu düşünüyoruz öyle değil mi? Ama ya uzaylılar bizim bu teknolojimizi oldukça ilkel buluyorlarsa? Ya bizden çok daha fazla gelişmişlerse? Genelde izlediğimiz   uzaylı filmleri gelişmiş teknolojiye sahip. Belki de uzaylılar bizimle iletişime girmeye çalışıyorlardır, ancak teknolojimizin yetersizliği bunları anlamamıza engel oluyordur.

6. Uzaylılar, güneş sisteminin ilk zamanlarında, dünyada henüz canlı yokken dünyamıza geldiler ve bu gezegende hayat yok deyip, dünya defterini kapattılar. Bir daha da uğramadılar. Olmadı değil mi bu ihtimal? Neyse, hepsini sayalım da ortak bir fikir de buluşalım diye bu fikri de ortaya attık. En iyisi direk son ihtimale geçelim…

7. Şimdi tüm araştırdıklarınızı, tüm okuduklarınızı, NASA’nın ve Pentagon’un arada gösterdiği ufo görüntülerini unutun. Belki de kocaman evrende gerçekten yalnızızdır. Belki de bizden başka akıllı, elli ayaklı, düşünebilen canlılar yoktur. Uzaylılar dediğimiz canlılar belki de gerçekten hayal dünyamızın ürünleridir. Başka gezegenler de bulacağımız amip tarzı mikrobik canlıların bizi ziyaret etmesini beklememiz zaten saçmalık olurdu. Eğer diğer gezegenlerde ki canlı varlığı bunlardan ibaret ise bizim onları ziyaret etmemiz gerekecek.

Ufo Nedir?

Ufo deyince hemen aklımıza yuvarlar, kenarlarından ışıklar yanan sönen ve içi uzaylılarla dolu bir gemi geliyor. Neden? Çünkü yaptıkları filmlerle o izlenimi verdiler. Bir tek bizim Cem Yılmaz G.O.R.A filminde “tanımlanamayan cisim” demişti! Ancak ufonun açılımı “Unidentified Flying Object”, anlamı da “tanımlanamayan cisim” demektir. Çok değil daha geçenler de ortaya çıkan görüntüler için “Pentagon ufo görüntülerini doğruladı” diye haberle çıkmıştı. Doğruladı doğrulamasına da doğruladığı gerçekten neydi? Şimdi, ufo deyince herkesin aklına uzaylılar geldiği için kafalar şöyle bir karıştı.

Daha sonrasında anlaşıldı ki bu görüntüler aslında birkaç yıl öncesine ait. Peki yuvarlak cisim betimlemesini karşılayan görüntülerde ki o “şey” neydi? Birkaç meraklı şüpheci 12-15 km uzaklıkta bulunan bir jet uçağı motorununda aynı şekilde görülebileceğini ortaya çıkardı. Bizler ufo olayını çok karmaşık görüyoruz. Böyle görünen olaylarında aslında çok basit açıklamaları vardır önemli olan bu açıklamalara ulaşacak doğru soruları sormaktır.

UFO görüldüğü zaman eğer bunun dünya dışından olan uzaylılara ait olduğunu iddia edenlere şunları sorun:

UFO görüntülerine ait neden hiç net bir görüntü yok? Günümüz teknolojisinin harika kameralara, telefonlara ve fotoğraf makinalarına sahip olduğunu düşünürsek, neden hiçbir görüntü net değil?

Aslında bu soruları direk Pentagona sormak lazım. Canları istediği zaman çıkıp çıkıp görüntü paylaşıyorlar. Tam açıklama da yapmıyorlar. Gerçi bundan sonra yılda 2 defa buldukları ufo görüntülerini halk ile paylaşacaklarmış. Sahte bir uzaylı saldırısı yolda mı dersiniz? Yeni Dünya’nın ne getireceği hiç belli olmaz. Hayırlısı bakalım.

UFO Diye İsimlendirdiğimiz Şeylerin Arkasında Yatan Nedenler Neler Olabilir?

UFO deyince aklımıza her ne kadar uzaylılar gelse de elbette ki başka ihtimaller de olabilir. Neticesinde aklımıza sadece büyük kafalı, koca göbekli, eşek gözlü uzaylılar gelse de olay “tanımlanamayan cisim” . Biz de uzaylılar dışında olabilecek ihtimalleri düşündük, sizler ile paylaştık.

Parlak yıldızları ufo sanıyor olabiliriz. Aynı şekilde meteorlar, gezegenler, insan yapımı uzay araçları bizi yanıltıyor olabilir.Bilimsel araştırmalar gözümüze ufo olarak görünüyor olabilir. Hatta hava taşıtlarını bile uzaylı aracı sanıyor olabiliriz.Devletlerin gizli insansız savunma araçları bizi yanıltıyor olabilir.Nem değişimlerine bağlı parlamalar ve belki de uçurtmaları tanımlanamayan cisim olarak görüyor olabiliriz.Kasıtlı yapılan hileler yüzünden bir uzaylı sarmalına girmiş, çıkamıyor olabiliriz.

Yaşanılan UFO olaylarının birçoğu saydığımız ihtimaller ile açıklanıyor olsa da aslında açıklanamayan olaylar da olabilir. Tabii yine de her gördüğümüz farklı cisminde uzaylı aracı olduğunu söylememiz de yanlış olur.

Şuana kadar açıkladığımız bilgiler ve yürüttüğümüz tahminler ile, içerisinde yaşadığımız Güneş Sistemi’ni daha iyi tanıdık. Evren çok büyük, bilim insanlarının hala sonunu bulamadığı kadar büyük. En azından bu yazımızda evrenin ne kadar devasa olduğunu, bu devasalık içinde bizlerin minicik noktalardan ibaret olduğumuzu anladık. Eğer bir gün, teknolojik icatlar bizlere yıldızlar arası yolculuk fırsatı sunarsa, farklı gezegenler de yaşam aramak çok daha kolay ve sorunsuz olacak.

Şimdilik herhangi bir canlı bulgusu olmasa da bu olmayacağı anlamına gelmez. Günün birinde farklı galaksiler de ya da belki kendi güneş istemimiz içerisinde canlı bakteriler bulabilir, hatta o çok merak ettiğimiz uzaylılar ile karşılaşabiliriz. Tüm bunlar gerçekleşene kadar şimdilik evrende yalnızız.

Bilimin ışığı ömrünüz boyunca tüm yolunuzu aydınlatsın…

Exit mobile version