Ayrola

Uyku ile İlgili Doğru Bilinen 9 Yanlış

Uyku ile ilgili doğru bilinen 9 yanlış sizce nedir? Uykuyu sevmeyen yoktur. Eğer kronik bir hastalığınız yoksa uyku uyumak kadar keyifli iş yoktur. Ama bazıları uykuda geçirdiği vakti ziyan sayar ve ısrarla dünyalık işlerle uğraşıp uyumaz. Uykudan kaçırdığı her süre sağlığından kopardığı bir puzzle parçası gibidir.

Uyku konusu yüzyıllardır insanoğlunun ilgisini çekmiştir. Bu konuyla ilgili hepimizin beyninde çeşitli efsaneler ve çok doğru olduğuna inandığı bilgiler var. Aslında çok karmaşık bir hal olan uyku hali, birçok bilim adamının deney konusu olmuştur.

UC Berkeley Üniversitesi Nörobilim ve Psikoloji profesörü Matthew Walker’ın yazdığı “Neden Uyuyoruz? Uyku ve Hayal Gücü’nün Kilidini Açmak” kitapta uykuyla ilgili merak edilenlere değinmiştir. Prof. Walker’ın kitabında da bahsettiği üzere yakın geçmişte neden uyuduğumuza dair pek fazla bilgi sahibi değildik. Oysa ki şu an, bu soruya daha doğru yanıtlar alabileceğimiz düzeye erişmiş durumdayız.

Uykunun insan yaşamı için ne kadar önemli olduğunu; hormon seviyelerini dengede tuttuğunu, bağışıklık sisteminin yenilenmesini sağladığını, beyindeki zararları maddeleri temizlediğini ve kan basıncını düşürdüğünü hemen hemen hepimiz biliyoruz.

Prof. Walker, artık uykuyu tanımlama ihtiyacı içinde olmadığımızı söyleyerek iyi alınan bir gece uykusunun biyolojik açıdan bir işlevi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bu soru üzerine yapılan binlerce bilimsel araştırma sonucunda gece uykusunun böyle bir işleve sahip olmadığının ortaya çıktığını da eklemiştir.

Adım Adım Uyku ile İlgili Doğru Bilinen 9 Yanlış

Uykuyla ilgili artan araştırmalar ve incelemeler bizi bu konuda pek çok bilgiye ulaştırıyor olsa da hala doğru olduğu düşünülen efsaneleşmiş düşünceler var. Uyku ile ilgili doğru bilinen 9 yanlış vardır. Bu efsanelerden birçoğu uykunun kimyasını tam anlamıyla bilinmemesinden kaynaklı, bir kısmı ise bu konuyu ticarete döken insanların ürün pazarlamak için uydurduğu efsanelerdir. En popüler uyku efsanelerini sizler için derledik:

1-Erkenci İnsanlardan Olabilirsin

“Her sabah 4:30’da uyanırsan pek çok iş halledebilirsin.” Muhtemelen hepimiz buna benzer bir ifadeyle karşılaşmışızdır. Hatta hayatına adapte etmeye çalışanlarımız bile olmuştur belki. Ancak işin gerçek yüzü biraz farklı.

Uyku zamanı düzeninizi yani kronotipinizi, belirleyen birçok etken bulunmaktadır. Geceleri geç yatan biri olmanız, her gün sabahlamanız ya da sabahları erkenden kalkan biri olmanız bu etkenler arasındadır.

Biyolojik saatimiz aslında devamlı değişir, mevsimin ne olduğundan tutun güneş ışığının odasına ne kadar girdiğine veya genetik faktörlerinize kadar birçok faktörden etkilenir.

İnsanların istedikleri taktirde biyolojik saatlerini bir noktaya kadar değiştirebileceğini söyleyen araştırmacı bilim insanları, bunun bir sınırı olduğunu da belirtmişlerdir.

Yani her insanın erkenci biri olması veya gece geç saatlere kadar uyumamaya programlanabilmesi mümkün değildir. Bu yüzden Uyku ile ilgili doğru bilinen 9 yanlış diyorsak en popüleri de elbette erkenciliktir.

2-Günde 7 Saatten Az Uyku Yeterlidir

Sabahları ayılmakta zorlanan biri misiniz? O zaman mutlaka uykusuz kalmışsınız demektir. Prof. Walker ve birçok bilim insanı, vücudumuzun ne kadar uykuya ihtiyaç duyduğunun bir yolu olduğunu söyler:

Bir hafta boyunca uykumuzun gelmeye başladığında uyumamız ve sabah uykumuzu alıp kendiliğinden uyanmamız bizi biyolojik saatimizle ilgili bilgi sahibi yapar.

Genel olarak bir insanın günde yaklaşık 7-9 saat uykuya ihtiyacı vardır. Bu rakamlar bazen nadir de olsa değişkenlik gösterebilir.

Uzun bir süre 5-6 saatlik kaliteli uyku ile hayatlarına devam eden insanlar, bu durumun onları olumsuz etmediğini iddia etse de yapılan testler sonucunda vücuda az gelen bu uyku saatinin kişinin performansını düşürdüğü ortaya çıkmıştır.

3- Biri Uyku ile İlgili Doğru Bilinen 9 Yanlış mı Dedi ? “Uzun Zaman Uykusuz Kalırsan Sadece Yorgun Hissedersin” Yanlışı !

İnsanlar uzun süre yeteri kadar alınamayan uykunun yalnızca yorgunluğa sebep olduğunu düşünürler. Fakat işin aslı öyle değildir. Uykunun vücudumuza pek çok faydası olduğu bir gerçek.

Ancak uykusuzluğun tek sakıncasının yorgunluk olduğunu söylemek doğru olmaz. Yeteri kadar alınamayan uyku; depresyona, kanser riskinin artmasına, hafıza problemlerine, kalp hastalıklarına, anksiyeteye veya çağımızın hastalığı Alzheimer ’a sebep olabiliyor.

4-Horlamanın Rahatsız Etmesi Dışında Zararı Yoktur

Horlama sesi, elbette hepimizi rahatsız eden hatta uykularının bölünmesine neden olabilecek bir ses. Fakat horlayan kişi açısından da çeşitli zararları bulunmaktadır. Horlama başlı başlına bir hastalık olmasa da ciddi bir hastalığın habercisi olabilir.

Horlamanın birçok rahatsızlığa sebep olabileceğini söyleyen Cleveland Clinic, horlamanın uyku apnesi belirtisi olması konusunda insanları uyarıyor. Kalbe ciddi zararlar verebilen uyku apnesi, kalp damar hastalıklarına sebep olur.

Özellikle kilolu insanlarda daha sık rastlanır. Tedavi edilmesiyle uyku apnesi rahatsızlığı olan kişilerin sabahları daha dinç uyandığı gözlenmiştir.

5-Hafta Sonu Telafi Edersin …. Uyku ile İlgili Doğru Bilinen 9 Yanlış

 İçinde Bitiren Hamle

Yoğun bir hafta geçirdiyseniz yani sabahları çok erken kalkmanıza rağmen gece geç saatlere kadar uyanık kaldıysanız, hafta sonu iyi bir uyku çekmenin bunları telafi edebileceğini düşünebilirsiniz.

Ancak kronobiyolog Till Roenneberg’in yazmış olduğu “İç Zaman: Kronotipler, Sosyal Jet Lag ve Neden Bu Kadar Yorgunuz” isimli kitapta, insan vücudunun uykuyu dengeli bir şekilde almasının daha faydalı olacağı anlatılmıştır.

Bütün bir hafta boyunca alamadığınız yeterli uykuyu hafta sonu kendinizi uyumaya zorlayarak almanız, hafta içinde uyumanızı zorlaştırabilir.

Eğer gerçekten kendinizi uykusuz hissediyorsanız elbette birkaç saat gözlerinizi dinlendirebilirsiniz. Uzun vadede bir çözüm olmasa da o gününüzün verimsiz geçmesine engel olur.

6-Uyumak için Uyku Hapları Kullanabilirsin

Uyku problemi olan insanlar için uyku hapları adeta bir kurtarıcı gibi görünür. Ancak uzmanlar uyku hapları konusunda uyarıyor: Uyku haplarıyla sağlanan uykunun doğal bir uyku süreci olmadığı, beyin dalgalarında da derin bir uyku süreci gözlemlenmediğini belirtiyor.

Kitabında bu konuya da yer veren Walker, uyku ilacıyla uykuya dalan insanların ne uyur ne uyanık halde olduğunu söylüyor. Yalnızca sakin bir uyanıklık hali içinde olduklarını da ekliyor. Pek faydalı olmamasıyla birlikte çeşitli zararları da mevcut.

Uyku haplarının, beyin hücreleri arasındaki bağlantıyı güçsüzleştirdiği yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Bu durum ise hafıza hasarı gibi ciddi sonuçlar doğuracaktır. Uyku haplarına alışmış bir insanın uyku ilaçlarını bırakmasıyla birlikte yeniden bir uykusuzluk problemi ortaya çıkar ve kişi tekrar uyku hapı kullanmaya yönelir.

7-Gece Uykundan Uyanırsan Tekrar Uyuyabilmek İçin Yatakta Kalmalısın

Elbette yatağınızda rahat olduğunuzu hissediyorsanız, uykuya dalmak için ideal bir yer olacaktır. Ancak gece uykudan uyandığınızda kendinizi uyumaya zorlayıp strese girerseniz bu sizin zararınıza olacaktır.

Gece uyandığınızda tekrar uykuya dalmanız 20 dakikadan daha fazla sürüyorsa, sizi uykudan uzaklaştıracak etkenlerden uzak durun ve farklı bir aktivite yapmayı deneyin. Papatya çayı içebilir ya da kitap okumayı deneyebilirsiniz.

8-Uyuyabilmek için Melatonin Desteği Alabilirsin

Uyku ilaçları kulağa biraz tedirgin edici gelse de doğal bir takviye oldukça masum görünüyor değil mi? Melatonin, vücudumuzu uyku konusunda uyaran bir hormon. Yani melatonin içeren bir takviye desteği oldukça hoş geliyor kulağa.

Ama aslında pek de masum olmayan melatonin takviyeleri, uykuya dalmak için bir çözüm değil. Yapılan araştırmalar sonucunda ek olarak alınan melatoninin pek de gerçekçi bir faydası yok, uykuya yalnızca bir iki dakika erken dalmayı sağlıyor. Walker, bu takviyelerden fayda sağlayanların plasebo etkisi sayesinde böyle hissettiklerini söylüyor.

9-Herkes Rüya Görmez

Çevremizdeki bazı insanlar hiç rüya görmediklerini iddia ederler. Fakat bu doğru değildir. Uyandığımızda rüyalarımızı hatırlamıyor olmamız çok mümkün, fakat herkes rüya görür. Kişi rüya görürken, beyin gün içinde kazanılan deneyimleri ve duyguları işler.

Bu durum vücudumuzun sağlığı açısından oldukça önemlidir. Yaratıcılığımızı arttıran, analiz etme ve problem çözme yetilerimizi güçlendiren rüyalar, duygusal ve zihinsel sağlığımızın da güçlenmesini sağlar.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER