Türk şiirinin unutulmaz şairlerinden Orhan Veli Kanık şiirleri ile hala yüreklerde yer ediniyor. Garip Akımının unutulmaz üstatlarından Orhan Veli Kanık hayatı ile de sıklıkla Edebiyat sohbetlerinde yerini almıştır. Yaşadığı döneme ışık tutan şairlerden olan Kanık, İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı şiiri ile de çokça konuşuldu.
“İstanbul’da Boğaziçi’ndeBir garip Orhan Veli’yimVeli’nin oğluyumTarifsiz kederler içindeyim”
dizeleri ile kendini tanımlayan ve Türk Şiirinin önde gelen isimlerinden biri olan Orhan Veli Kanık, şiir sanatına kazandırdıkları ve kurucularından biri olduğu “Garip” akımıyla yaşadığı döneme damgasını vurmuş bir isimdir.
Halk Dilini Şiire Taşıyan Büyük Şair Orhan Veli Kanık Şiirleri
Orhan Veli Kanık, kalıplaşmış benzetme ve ağır sanat ifadeleri yerine hicivsel bir üslubu ve halk dilini şiirlerinde kullanmayı benimsemiştir. En yakın arkadaşları Melih Cevdet ve Oktay Rifat’la birlikte eski şiiri ve yapısını tamamen değiştirmeyi amaçladıkları Garip akımını kuran Orhan Veli, otuz altı yıl süren kısa yaşamında unutulmaz şiirleri yanında deneme, hikaye, makale ve çeviri gibi alanlarda da birçok eserler vermiştir.
1 – Orhan Veli Kanık Hayatı ve Orhan Veli Kanık Şiirleri
13 Nisan 1914 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açan büyük şairin babası Veli beydir. Cumhuriyet’in ilanı sonrası Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefi ve Musiki Muallim Mektebi (Ankara Konservatuvarı) bünyesinde armoni profesörü olan Veli bey, Ankara Radyosu’nda da müdürlük yapmıştır.
Babasının bu görevleri nedeniyle doğduğu İstanbul’dan Ankara’ya taşınan Orhan Veli Kanık’ın, edebiyata olan ilgisi ise ilkokul döneminde başladı. İlk hikayesi bu dönemde bir dergide yayınlanan Orhan Veli’nin lise döneminde ise edebiyat öğretmeni Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar ’dı.
Bu büyük ismin yönlendirmeleri ile edebiyata yönelen Orhan Veli, lise döneminden arkadaşları olan Melih Cevdet ve Oktay Rifat’la birlikte “Sesimiz” isimli bir dergi çıkardılar.
2 – Orhan Veli ve Garip Akımı
Yeni bir şiir adına eski olan her şeyden uzak durmayı tercih eden, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı kabul etmeyen, teşbih, mecaz ve mübalağa gibi edebi söz sanatlarını gereksiz bulan Orhan Veli, 1941 yılında yine arkadaşları Melih Cevdet ve Oktay Rifat’la birlikte “Garip” adlı şiir kitabını çıkararak, Türk edebiyatında Garip akımının doğmasına neden oldu. Özellikle 1940 ve 1950’li yıllarda Cumhuriyet dönemi şiirinde önemli bir etki bırakan bu akım, geleneklerin dışında bir şiir döneminin de başlangıcı oldu.
Gibi şiirleri ile İstanbul’a olan tutkusunu da gözler önüne seren Orhan Veli, kısa süren hayatına birçok önemli şiir ve şiir kitabı yanında, makale, hikaye ve çeviri olmak üzere çok sayıda eser sığdırmıştır. Orhan Veli Kanık şiirleri ile bugün her
3 – Orhan Veli Kanık’ın Ölümü
Orhan Veli Kanık, 1940’lı yıllar boyunca çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan eserleri sonrasında 1949 yılı başında arkadaşları Melih Cevdet, Oktay Rifat, Sabahattin Eyüboğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Necati Cumalı gibi isimlerle “Yaprak” isimli bir dergiyi çıkardılar. 1 Haziran 1950’ye dek 28 sayı yayınlanan bu derginin kapanmasından sonra Orhan Veli İstanbul’a geri döndü.
Aynı yıl içinde Kasım ayında bir haftalığına Ankara’ya gelen büyük şair, belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. Bu olaydan sonra İstanbul’a dönen Orhan Veli, 14 Kasım 1950 günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yediği sırada fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Damar çatlaması nedeniyle beyin kanaması geçiren şair, girdiği komadan çıkamayarak daha 36 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.
Ölümünden sonra 1 Şubat 1951 yılında arkadaşları tarafından bu büyük şairin anısına tek sayı olarak “Son Yaprak” dergisi çıkarıldı. Bugünlerde birçok e-kitap uygulaması üzerinden de yayınları yapılan Orhan Veli Kanık şiirleri çok sayıda Youtube videosunda canlandırılmıştır.
Türk Şiirinin en büyük isimlerinden biri olan Orhan Veli’nin yaşamına odaklandığımız bu yazıyı yine şairin en bilinen şiirlerinden biriyle sonlandıralım.
“ Ağlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum ;Anlatamıyorum ”