Türk Edebiyatının Unutulmaz Yazarı Peyami Safa ve Eserleri | Peyami Safa Kimdir?

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih Harbiye ve Yalnızız gibi eşsiz eserleri Türk Edebiyatına kazandıran büyük yazar Peyami Safa kimdir? Peyami Safa eserleri nelerdir? İşte, Cumhuriyet döneminin ünlü yazarı Peyami Safa hayatı ve eserleri…

Peyami Safa’nın Hayatı Kısaca

Peyami Safa kimdir; 2 Nisan 1899 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Peyami Safa, Şair İsmail Safa ile Server Bedia hanımın oğludur. Babasının erken ölümü üzerine babasız olarak büyüyen Peyami Safa henüz dokuz yaşında iken kemik hastalığına yakalanmıştır. Bu hastalıkla uzun yıllar mücadele eden Peyami Safa, düzenli bir eğitim alma imkanı da yakalayamamıştır.

Yine babasız büyümenin verdiği ekonomik sıkıntılar nedeni ile daha 13 yaşında çalışmak zorunda kalmış ve Posta Telgraf Nezareti bünyesinde görev almıştır. Kendi uğraşları ile Fransızcasını geliştiren ve daha sonraki yıllarda öğretmenlik yapan Peyami Safa, yazım hayatı boyunca çeşitli dergi ve gazetelerde (Tasvîr-i Efkâr, Milliyet, Cumhuriyet, Son Havadis ve Tercüman gibi) yazılar yazmaya devam etmiştir.

Server Bedii İsimli Peyami Safa Eserleri

Yazarlık hayatının ilk yıllarında yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle annesinden ilham ile Server Bedii takma ismi ile Peyami Safa eserleri vardır. Server Bedii takma ismi ile yazdığı eserler arasında “Cumbadan Rumbaya” ve Fransız öykü yazarı Maurice Leblanc’a ait olan ünlü Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek oluşturduğu Cingöz Recai serisi oldukça dikkat çekmiştir.

Peyami Safa Eserleri Nelerdir ?

Felsefe, sosyoloji, edebiyat ve siyaset gibi alanlarda yazdığ yazılarla çok yönlü olduğunu ortaya koyan, hem siyaset hem de edebiyat tartışmalarının içinde yer alan Peyami Safa eserleri bazıları şunlardır:

Gençliğimiz Biz İnsanlarAtillaFatih HarbiyeŞimşekBir Teredütün RomanıSözde Kızlar Dokuzuncu Hariciye KOğuşuBir AkşamdıMahşer YalnızızSüngülerin GölgesindeCananBir Genç Kız Kalbinin CürmüMatmazel Noralya’nın Koltuğu

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına Katkıları

Peyami Safa eseleri ilk olarak hikaye ve çevirileri ile başlamışsa da büyük başarısını yazdığı romanları ile yakalamıştır.

Bu anlamda “Cânân”, “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, “Fatih-Harbiye”, “Bir Tereddüdün Romanı”, “Matmazel Noraliya’nın Koltuğu”, “Yalnızız” gibi psikolojik tahliller içeren romanları, Cumhuriyet dönemi Türk Edebiyatının başlıca eserleri arasında yerini almıştır.

Kaleme aldığı romanları birçok dizi ve filme de konu olan Peyami Safa, yazım üslubu ve betimlemeleri ile Türk Romancılığının en saygın isimleri arasına girmeyi de başarmıştır.

Unutulmaz Peyami Safa Eserleri Arasında: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu isimli unutulmaz roman ise, Peyami Safa eserleri içinde en çok baskı yapan başyapıtı niteliğindedir. Otobiyografik tarzda bir roman olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa’nın kendi çocukluk ve gençlik dönemlerinden esinlenmiştir.

On beş yaşında hasta bir çocuğun, hatıra defteri şeklinde kaleme alınan romanda anlatıcı da hasta çocuktur ve ismi romanda geçmez.  Yazarın değil roman kahramanının gözlemlerini esas alan bu eser, bu anlamda da Türk Edebiyatında bir ilktir.

Umudu ve umutsuzluğu, sevinci ve felaketi birlikte aynı sayfalara sığdırabilen ve okuyucuya anlatabilen bu roman, adeta insan ruhunun labirent ve derinliklerinde dolaşan bir eserdir.

7 Kasım 1929 ila 10 Aralık 1929 tarihleri arasında, ilk olarak Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen romanın, toplu olarak ilk baskısı ise Resimli Ay Matbaası tarafından 1930 yılında gerçekleşmiştir. Bu roman aynı isimle yönetmen Nejat Saydam tarafından 1967 yılında sinemaya uyarlanmış, 1985 yılında ise Salih Diriklik’in yönetmenliğinde televizyon dizisi olarak TRT 1 ekranlarında yayınlanmıştır.

Peyami Safa ve Polemikleri

Türk Edebiyatının zirve isimleri arasında yer alan Peyami Safa, hayatı boyunca kendisini hep edebiyat ve siyaset tartışmalarının içinde bulmuştur. Bu kapsamda Nazim Hikmet, Aziz Nesin, Nurullah Ataç, Muhsin Ertuğrul, Zekeriya Setel gibi önemli isimlerle de polemikler yaşamış ve karşılıklı kalem kavgası yürütmüştür.

1961 yılında ise çok sevdiği oğlunun Erzurum’da yedek subaylığı esnasında gerçekleşen ölümünü haber alan Peyami Safa, yaşadığı büyük üzüntü ve şok sonrası beyin kanaması geçirerek 15 Haziran 1961 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini yummuştur.