Taşıyıcının hukuki sorumluluğu sanıldığından daha fazladır. Birçok nakliyat firması, taşıyıcının hukuki sorumluluğu kapsamında bilgi edinmeli. Aksi takdirde İstanbul evden eve nakliyat başta olmak üzere birçok nakliyat firması hukuki anlamda zorluklarla karşı karşıya kalacaktır.
Eşya taşıma, taşınanlar ya da bir yere eşya gönderenler açısından oldukça önem arz eden bir konu olarak dikkat çekiyor. Özellikle taşıma esnasında meydana gelebilecek hasar, ziya ya da gecikmeler söz konusu olduğunda taşıtan ile taşıyıcı arasında hukuki ihtilaflar doğabiliyor.
Bu yazımızda, taşıyıcının hukuki sorumluluğunun ve yükümlülüklerinin neleri kapsadığını ele alacak ve Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri ışığında konuya ilişkin bilgileri sizler için bir araya getireceğiz.
Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Taşıyıcının Hukuki Sorumluluğu
Ticaret Kanunu kapsamında ticareti usulsüz terk suçu başta olmak üzere taşıma üzerine kanunlar oluşturulmuştur. Taşıma konusu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında oldukça ayrıntılı düzenlenmiştir. Bu anlamda taşıyıcının hukuki sorumluluğuna da aynı Kanun’un 875. maddesinde yer verilmiştir.
Madde düzenlemesinde;
“Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur”
Hükümleri yer almaktadır. Bu madde uyarınca eşyayı taşıyan yani taşıyıcı, eşyanın teslim alınmasından başlayarak tekrar teslimine dek geçecek zaman içerisinde, taşınan eşyada oluşabilecek hasardan ya da eşyanın ziyanından veyahut teslimdeki gecikmelerden sorumlu olacaktır.
Bu noktada ziya ve hasar kavramlarının açıklanması gerekir.
Ziya, bir eşyanın yitip gitmesi anlamına gelir. Bu anlamda ziya, bir maldan ekonomik olarak faydalanma imkanının ortadan kalkması olarak da tanımlanabilir.
Hasar durumunda ise eşya varlığını korumaya devam eder ancak zarara uğramıştır. Yani, hasar durumunda eşyanın ekonomik değeri azalır ancak eşya ortadan kalkmaz.
Gecikme durumu ise eşyanın teslim süresine göre belirlenir. Bu kapsamda taşıma süresi konusunda da Türk Ticaret Kanunu 873. madde ile düzenleme yapılmıştır. Madde içeriğinde;
“Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür”
şeklinde taşıyıcının hukuki sorumluluğu kapsamında hükümlerine yer verilmiştir.
Gecikme nedeniyle herhangi bir zarar meydana gelmese de taşıma için ödenecek ücret, gecikme süresi ile orantılı bir şekilde indirilir.
Taşıyıcının Sorumluluktan Kurtulması
Öncelikle belirtelim ki taşıyıcının, eşyanın ziya, hasar ya da gecikmesinden doğan sorumluluğu, kusursuz bir sorumluluk halidir. Yani, taşıyıcı meydana gelen hasar ya da ziya veyahut gecikme durumlarında kusuru olmadığına dayanarak bu sorumluluktan kurtulamaz.
Taşıyıcının hukuki sorumluluğu içinde yer alan bu durum yani hasar, ziya ve gecikme sorumluluğundan ancak en yüksek özeni göstermesine karşın kaçınamayacağı ve de sonuçlarını önleyemeyeceği nedenlerden dolayı (mücbir sebep varlığı) bu hasar, ziya veya gecikmenin meydana geldiğini somut olgularla ispatlayabilirse kurtulabilir. Bu durumu ispat yükü de tamamıyla taşıyıcıya aittir ve bu noktada gönderene herhangi bir külfet de yüklenemez.
Yine bu anlamda taşıyıcının, ulaşım güzergahını, yol şartlarını, iklim koşullarını ve ulaşım süresini en iyi bilen kişi olması beklenir. Bu noktalarda göndericiye bir sorumluluk atfedilmesi mümkün değildir. Konuya ilişkin Yargıtay uygulama ve kabulü de bu yöndedir.
Son olarak belirtelim ki; taşınma eşyasının (bir evden ya da bürodan veyahut benzeri bir yerden alınıp yine benzeri bir yere taşınan eşyalar) taşınmasında, Türk Ticaret Kanunu 895. Maddesine göre; Taşıyıcının yükümlülüğü, mobilyaların sökülmesini, kurulmasını, taşınma eşyasının yüklenmesini ve boşaltılmasını da kapsayacaktır.