Osmanlı’nın en sevilmeyenleri; Osmanlı cellatları, sırlarıyla merak konusu. İşte, Osmanlı cellatları ve haklarındaki 19 gerçek bilgi…
Osmanlı cellatları tarihimizin en sevilmeyen isimleri arasında. Bu sağır ve dilsiz cellatlar hakkında merak edilen pek çok soru var. Kimi zaman hakkında idam fermanı verilen hanedan üyelerinin canını alan, kimi zaman da basit suçlar nedeniyle sıradan insanların hayatını sonlandıran Osmanlı cellatları özellikleri nelerdir? Osmanlı cellatları neden sağır ve dilsiz? Cellatlar neden maske takar? Osmanlı’da cellatların mezarları nerede? İşte, Osmanlı’nın sevilmeyenleri cellatlar hakkında 19 gerçek bilgi.
Cellatlar Osmanlı Sahnesine 15. Yüzyılda Çıktı
Cellatların Osmanlı Devleti’nde göreve başlaması, imparatorluğun en ihtişamlı olduğu 15.yüzıla tekabül ediyor. Başta devlet adaları olmak üzere idam cezası verilen herkesin ölümü, bu cellatların eliyle gerçekleşti.
Osmanlı’nın Cellatları Bostancı Ocağı’na Bağlıydı
Osmanlı Devleti’nde idam cezalarını uygulayan cellatlar, Bostancı Ocağı’na bağlı başka bir ocaktan çıkmış. Genel olarak da o dönemde cellatlar, Çingeneler ve Hırvatlar arasından seçilmiş.
Osmanlı’da Cellatların Özellikleri Neydi : Sağır ve Dilsiz Olmaları | Osmanlı’da cellatlar Neden Sağır ve Dilsiz?
Bostancı Ocağı’na bağlı başka bir ocaktan çıkan Osmanlı cellatlarının en önemli ortak noktası; hepsinin sağır ve dilsiz olması. Bu nedenle cellat olacak kişilerin iş başı yapmadan önce dilleri kesiliyordu.
Olumsuz Yönde Etkilenmesin Diye Cellatlar Sağır ve Dilsiz Bırakılıyordu
Osmanlı padişahlarının isteğiyle Osmanlı cellatları özellikle sağır ve dilsiz bırakılıyordu. Elbette bunun da bir amacı var. İdam edilen kişilerin attığı son çığlıkların duyulmaması, celladın olumsuz etkilenmemesi için gerekliydi. Sağır ve dilsiz cellatlar bu sayede olumsuz etkilenmeden işlerini yapabiliyordu.
Cellatlar Neden Maske Takar ?
Osmanlı cellatları da maske takarak görevlerini yerine getiriyorlardı. Bunun tek nedeni ise; güvenlik. Halk tarafından kimin cellat olduğunun bilinmemesi hem güvenlik hem de cellatların ailelerin güvenliği için gerekliydi.
Osmanlı Cellatları Arasında Rütbe Vardı
Askerlerde olduğu gibi Osmanlı cellatları arasında da rütbe söz konusuydu. Sıradan insanların idamında normal cellatlar, önemli devlet adamlarının idamlarında da rütbeli cellatlar görev yapıyordu. Kazasker ve vezir gibi devlet adamlarının idamlarında Bostancı Ocağı’nın lideri cellatbaşı önce padişahın idam fermanını okur ve sonra görevini yapardı.
İdamlar Cellat Çeşmesi’nde Yapılırdı
Hakkında idam cezası verilen kişiler, Topkapı Sarayı’nda yer alan Cellat Çeşmesi önüne getirilirdi. İdam edilecek kişi, burada celladın kılıç ya da balta darbesiyle infaz edilirdi.
Cellat Çeşmesi Adını Cellatlardan Alıyor
İdamın gerçekleştiği yer Cellat Çeşmesi, adını cellatlardan ve onların idam için kullandığı kılıçlardan alıyor. Çünkü Osmanlı cellatları, infaz sonrasında kanlı balta ve kılıçlarını bu çeşmede yıkarlardı.
İdamlar Yalnızca Cellat Çeşmesi’nde Olmuyordu
Osmanlı cellatları yalnızca Cellat Çeşmesi önünde infaz gerçekleştirmiyordu. Balıkhane Kasrı’nda da kementle boğmak suretiyle de infaz yapılıyordu. Sonrasında ise idam edilen kişi, ayağına taş bağlanarak denize atılıyordu.
Dilsiz Cellatlar Devlet Adamlarını Boğuyor, Sıradan İnsanları Kılıçtan Geçiriyordu
Osmanlı cellatları, infaz işlemlerini, idam edilecek olan kişinin statüsüne göre gerçekleştiriyordu. Hakkında idam kararı verilen kişi eğer sadrazam, vezir, kazasker gibi devlet adamlarıyla boğularak infaz ediliyor; eğer sıradan bir insan ise kılıçtan geçiriliyordu.
Osmanlı Şehzadeleri Yay Kişiri ile Boğuluyordu
Bilindiği üzere Osmanlı İmparatorluğu’nda Osmanlı kanı kutsal kabul ediliyordu. Bu nedenle de hakkında idam kararı verilen kişi hanedan mensubuysa kanı akıtılmıyordu. Dolayısıyla hanedan üyeleri idam edilirken boğuluyordu. Osmanlı şehzadelerinin idamında da yay kişiri kullanıldığı biliniyor.
İnfaz Edilecek Kişi İstanbul Dışındaysa Başı, Bal Dolu Keseye Konurdu
Hakkında infaz kararı verilen kişi eğer İstanbul dışındaysa, Osmanlı cellatları önce mahkumun başıyla gövdesini birbirinden ayırır ve sonrasında kafasını, bozulmaması için bal dolu bir torbanın içine koyardı. Daha sonra da mahkumun kellesi, bir tepsi içinde padişaha sunulurdu. Son olarak da idam edilen kişinin kellesi ibret taşında 3 gün boyunca teşhir edilirdi.
Genel Olarak İdam Edilen Devlet Adamlarının İki Mezarı Bulunuyor
İdam edilerek öldürülen Osmanlı devlet adamlarının genellikle iki farklı mezarı bulunuyor. Çünkü çoğunun kafası bir yerde gölümü, bedeni ise başka yerde gömülü.
Başı Kesilerek İdam Edilen Paşa: Merzifonlu Kara Mustafa Paşa
Viyana Kuşatması’ndaki başarısızlığı ile adından söz edilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa da idam edilerek öldürülen devlet adamları arasında. Padişahın gazabına uğrayan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın önce kellesi bedeninden ayrıldı, kellesi bal dolu bir torbaya konarak padişaha sunuldu ve sonrasında bedeni denize atıldı.
Osmanlı Cellatların Mezarları
Osmanlı cellatları ve mezarları sırlarla dolu. Çünkü hiçbir celladın mezar taşında ne isim yazılı ne de doğum tarihi… Osmanlı cellatlarının hiçbirinin mezarında bilgi bulunmuyor.
Osmanlı Cellatları Mezarları Üzerinde Bilgi Yok Çünkü Beddua Almaları İstenmiyor
Osmanlı cellatlarının mezar taşında hiçbir bilgi bulunmamasının nedeni; zaten hayattayken dua alamayan bu kişilerin, öldükten sonra da beddua almaması. Ayrıca cellatların aileleri de korunmak istenmiş.
Eyüp Mezarlığı’nın En Eski İsimleri: Osmanlı Cellatları
İstanbul Eyüp Mezarlığı’nın en eski isimleri; Osmanlı cellatları. Çünkü o dönem Eyüp, ücra bir yer olarak kalıyordu. Zaten halk da cellatların mezarlarını görmek istemiyordu. Bu nedenle uzak yerlere gömülmüşler.
Osmanlı’da Yağlı Kazığa Oturtmak da İşkence ve İdam Yöntemlerinden Biriydi
Osmanlı’da idam cezası yalnızca kılıçtan geçirilmekle ve boğulmakla olmamış. Bir işkence yöntemi olarak yağlı kazığa oturtmak da kullanılmış. Bu görevde de yine Osmanlı cellatları bulunuyor.
Osmanlı Cellatlarının Çilesi Bitmemiş…
Osmanlı’nın belki de en sevilmeyen isimlerinden Osmanlı cellatları, yaptıkları iş nedeniyle de idam edilmiş. Örneğin; yağlı kazığa oturtma cezasında amaç; mahkumun hemen can vermemesi. Eğer yağlı kazığa oturtulan kişi hemen ölürse, cellat da idam ediliyor. 2003 tarihli Mankurt-Osmanlı İşkenceleri isimli kitapta Bahadır Boysal, sarayın önünde türkü söylemenin bile yağlı kazığa oturtma cezası alma sebebi olabildiğini yazmış.