Suç ve Ceza: Rus Edebiyatının Dehası Fyodor Dostoyevski’nin Eşsiz Kaleminden Bir Başyapıt!

Bu yazımızda Rus edebiyatının dehası Fyodor Mihayloviç Dostoyevski nin baş yapıtı olan Suç ve Ceza özet olarak tanıtacağız. Herkesin okuması gereken dünyanın çok güzel romanı olma özelliğine sahip bir eserdir. “Acaba neredeydi? Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü; ‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, […]

Bu yazımızda Rus edebiyatının dehası Fyodor Mihayloviç Dostoyevski nin baş yapıtı olan Suç ve Ceza özet olarak tanıtacağız. Herkesin okuması gereken dünyanın çok güzel romanı olma özelliğine sahip bir eserdir.


“Acaba neredeydi? Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü; ‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış vaziyette yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şuan bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir! ‘Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!” diye düşünüyordu Rodion Romanoviç Raskolnikov derin bir muhasebe içinde yürümeyi sürdürürken….

Yukarıda düşüncelerine yazarın anlatımıyla yer verdiğimiz, içindeki çelişkiler ile boğuşan, bir açıdan son derece idealist bir genç olan ancak diğer taraftan bu idealin arkasına saklanarak iki insanı öldüren Raskolnikov, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza isimli romanının baş kahramanıdır.

Suç ve Ceza, bir dönem Rusya’nın en prestijli yayınları arasında yer alan “Rus Habercisi” isimli edebiyat dergisinde 1866 yılı Ocak ayı ile 1866 yılı Aralık ayları arasında toplam on iki ayda yayınlanmıştır.

Daha sonra tek bir cilt altında toplanan bu eşsiz roman, beş yıl süren Sibirya sürgün hayatı sonrası Dostoyevski’nin olgunluk döneminde yazdığı ilk büyük romanı olarak, edebiyat çevrelerinde kabul görür.

Dinmeyen Manevi Istırabı İçinde Bir Genç

Romanda, Rusya’nın Saint Petersburg şehrinde küçük kiralık bir odada sefalet içinde yaşayan ve eski bir hukuk fakültesi öğrencisi olan genç Rodion raskolnikov, parasını almak için tefeci bir kadını öldürmeyi planlar. Ancak ahlaki ikilemler arasında kalan Raskolnikov, buradan alacağı para ile hem yoksulluktan kurtulabileceğine hem ideali uğruna büyük işler başarabileceğine, hem de ihtiyacı olan diğer yoksul kişilere yardım edebileceğine inanırken, öldürmenin ağırlığı kendi planı üzerinde kuşkular duymasına neden olur.

En sonunda uzun hesaplaşma ve düşüncelerden sonra başkalarının zor durumda kalmasından yararlanarak onlardan para kazanan tefeci Alyona İvanovna’nın dairesine giderek onu öldürür ancak tesadüfen orada bulunan tefecinin üvey kız kardeşini de öldürmek zorunda kalır.

Acemice işlediği bu cinayetler sonrasında ise genç Raskolnikov manevi ıstıraplar içinde kalır ve olay üzerine çeşitli kurgulamalar yapar. Bu aşamadan sonra oldukça ilginç kişiler, karakterler ve kendisinin peşine düşen bir polis şefi ile karşılaşan Raskolnikov’un hikayesi son derece sürükleyici bir hale bürünür. Bir kaza esnasında ölümüne tanık olduğu bir adamın ailesi için son parasını da harcamaktan çekinmeyen Raskolnikov’un annesi ve kız kardeşi de bu süreçte gencin yanına gelir.

Bir Suçun Psikolojik Anlatımı

Rodion Ramonoviç Raskolnikov, güzel koyu gözleri ve kahverengi saçları bulunan, 23 yaşında, ince yapılı ve oldukça yakışıklı bir genç olarak romanda tasvir edilir. Raskolnikov, iki farklı karakterden izleri ruhunda taşır. Bazen asosyal ve etrafında olanlara karşı kayıtsız ve soğuk bir karakteri romanda görürken, bazen de onun şefkatli ve sıcak yönünü gözlemleyebiliriz. Bu genç adam aslında iç dünyasında, önlenemez bir biçimde hayırseverliğe ve dürüstlüğe yatkın ise de sonuçta farklı amaçlar için de olsa cinayet de işleyebilmiştir.

Suç ve Ceza’da ünlü yazar Dostoyevski, romandaki baş kahramanı Raskolnikov’un iç dünyası ve çelişkileri üzerinden, bir cinayetten kaynaklı ruhsal ve ahlaki sorun ve sonuçları ortaya koyar. Bu romandaki ana öykü suçun ardındaki fikri alt yapı ile suçlunun yani Raskolnikov’un psikolojisi merkezinde ilerler.

Dostoyevski, genç bir insanın içindeki fırtınalar koparan ikilemleri, bu esnada romanda gördüğümüz diğer insanların hikayeleri ile ustalıkla birleştirerek, eşsiz bir başyapıtı edebiyat dünyasına armağan eder.

Cezası çekilmeyen bir suçun insan ruhunu asla rahat bırakmayacağına dair bir bakış açısını romanında işleyen Dostoyevski’nin eserinde geçen şu sözleri de oldukça ilgi çekicidir,

“Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, zaten herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır”

Usta yazar Dostoyevski’nin yazım gücünü ve konu öyküsünü açıkça ortaya koyduğu bu eserinde, ilk cümlelerden başlayarak öykünün büyüsüne kendinizi kaptırıyorsunuz. Aynı zamanda içsel bir yolculuğu da içinde barındıran bu roman ile hayata bakış açınıza da yeni boyutlar kazandırma şansına sahip olabileceğinizi akıldan çıkarmamalısınız.Okunması gereken harika bir kitap olan Dostoyevski’nin suç ve ceza romanını herkese tavsiye ediyoruz.

Exit mobile version