Şaşırtan Psikolojik Deneyler | Dünyada En Fazla Bilinen Psikolojik Deneyler

Psikolojide bazı sorunların çözümü,

Psikolojide bazı sorunların çözümü, yapılan psikolojik deneyler sayesinde sağlandı ve pek çok yeni bakış açısı yapılan bu deneylerin sonucunda ortaya çıktı. İnsan ırkının ne derece karmaşık ve derin olduğu, yapılan her deney ile tekrar tekrar öğrenilebiliyor. İşte, dünyada yapılmış en ünlü psikolojik deneyler hakkında bilgiler…

1-Küçük Albert Deneyi | 1920

John Hopkins Üniversitesi’nde Profesör olan Dr. John B. Watson ve onun bir öğrencisi, klasik koşullanma ismi verilen bir öğrenme sürecini test etmek istedi. Klasik koşullanma temelinde, ilişkilerle otomatik veya istemsiz olarak öğrenmeyi içinde barındırıyor. Prof. Dr. Watson da bunun, psikolojinin temel taşını oluşturduğunu düşünmeye başladı ve dünya da en bilinen psikolojik deneyler arasında yer alacak olan deneyine başladı.

Albert B. ismi verilen 9 aylık bir bebek, Prof. Dr. Watson ve Rosalie Rayner’ın deneyinde kullanıldı. Albert B., bir süre beyaz tüylü, peluş objelerle oynadı ve bunun sonucunda ilk olarak sevgi ve neşe duygularını yansıttı. Bebek Albert, daha sonra bebek objelerle oynarken, Prof. Dr. Watson tarafından kafasının arkasında olacak şekilde, yüksek bir sesle korkutuldu. Yapılan sayısız denemeden sonra görüldü ki bebek Albert, beyaz tüylü obje gördüğünde korkmak için koşullanmaya başladı.

Yapılan bu psikolojik deney, bir şeyden keyif almak ya da korkmak için koşullanabileneceğini kanıtlamış oldu. Dolayısı ile psikologlar artık insanların neden irrasyonel korkulara sahip olduğunu açıklayabilir hale geldi. Yaşamın erken dönemlerinde insanların nasıl geliştikleri de yapılan bu önemli psikolojik deneyler arasında yer alan deney sayesinde açıklayabilir durumda. Ancak bu çalışmanın sonrasında, bu deney ile ilgili olarak ‘’etik dışı’’ ve ‘’utanç kaynağı’’ yorumları yapıldı.

2-Stanford Hapishane Deneyi | 1971

Stanford Üniversitesi Profesörü Philip Zimbardo, bireylerin toplumsal rollere uyumu nasıl sağladığını merak ediyordu. Zimbardo, bunu öğrenmek için bir deney çalışmasına başladı. Hapishanelerdeki gardiyanlar ve mahkumlar arasında söz konusu olan gergin ilişkinin, bu kişilerin çevresinde bulunan insanlarla ilgisi olup olmadığını merak eden Zimbardo, psikolojik deney yaptı.

Zimbardo’nun deneyi için öncelikle 24 erkek üniversite öğrencisi, bir mahkûm veya bir gardiyan olarak görevlendirildi. Mahkûm olarak nitelendirilenler, Stanford Üniversitesi’nin bodrum katında geçici bir hapishanede tutuldu. Ancak ortamın gerçekçi olması için mahkumların bireyselliklerini uzaklaştırmak ve anonim hissettirmek amacıyla tasarlanmış olan standart bir süreçten geçtiler. Gardiyanlara ise 8 saatlik vardiyalar verildi. Ayrıca gardiyanlara gerçek hayatta nasıl gardiyan olunursa o şekilde davranmaları için direktif verildi.

Dünyada en fazla bilinen psikolojik deneyler arasında yer alan Zimbardo’nun Stanford hapishane deneyi kapsamında, kısa süre içinde gardiyanlar ile mahkûmların rollerine adapte oldukları görüldü. Ancak bu deney oldukça tehlikeli olduğu için yalnızca 6 gün sürdü. Çünkü gardiyanlar gittikçe zalimleşmeye başlamıştı. Hatta Prof. Zimbardo da kendisini bir psikolog değil; bir komiser olarak görmeye başladığını bile itiraf etti. Sonuç olarak bu deney şunu ortaya koydu ki; insanlar kısa zaman içinde, oynamaları istenen özellikle gardiyanlık gibi kalıplaşmış rollere uyum sağlayabiliyorlar.

3-Hacıyatmaz Deneyi | 1961

Bobo Doll adı da verilen Hacıyatmaz deneyi, dünyanın en fazla bilinen psikolojik deneyler listesinde yer alıyor. Albert Bandura, sosyal davranışların öncelikle gözlemle ve daha sonra taklitle öğrenilebileceğini savunmuştur ve bunu kanıtlamak için de 1961 senesinde deney çalışmasına başlamıştır. Bandura, bu psikolojik deney için Stanford Üniversitesi’ndeki anaokulundan 3 ile 6 yaş aralığındaki erkek ve kız çocuklar üzerinde çalışma yapmıştır.

Çocukların, saldırganlığı gözlemleyerek öğrenip öğrenmeyeceğini test etmek isteyen Bandura, seçtiği çocukları öncelikle gruplara ayırdı. Ve tüm çocuklar oyuncak olan oda içerisinde oyuncaklarla oynadılar. Daha sonra da birinci grupta yer alan çocuklara, plastikten olan Bobo adındaki bebeğe saldırgan davranış sergileyen bir yetişkin görüntüsü izletildi. İkinci gruba ise Bobo ile agresif olmayarak oynayan yetişkin videosu izletildi.

Daha sonra çocuklar, içerisinde Bobo bebeğin de bulunduğu bir odaya alındı. En bilinen psikolojik deneyler arasında yer alan bu deney sonucunda görüldü ki; çocuklar rol model olarak benimsedikleri kişilerin davranışları kolaylıkla gözlem ve sonrasında taklit yoluyla öğrenilebiliyor ve davranışları etkiliyor.

4-En Ünlü Psikolojik Deneyler: Öğrenilmiş Çaresizlik Deneyi | 1965

Dr. Watson’ın psikolojik çalışmasına, başka bir anlamda bağlantılı olan klasik koşullanma deneyi yapma amacında olan Martin Seligman, şartlanmış köpekler üzerindeki gözlemlerini yaptı. Çan sesini duyduklarında, az miktarda elektrik çarpması beklentisi içine giren yani koşullandırılmış köpek denekler, kimi zaman olumlu olan sonuçları aramaktansa, olumsuz sonuçlardan sonra vazgeçiyorlardı.

Şartların normal olması durumunda,  hayvanlar negatif sonuçlardan kaçmaktadır. Seligman, kendi deneyini önceden koşullandırılmamış olan hayvanlarla test ettiği zaman, hayvanlar pozitif sonuç bulma arayışına giriyordu. Aksi olarak, negatif sonuç beklemeye koşullandırılmış köpekler de, farklı bir durumda bile aynı ortamda kendilerini beklemekte olan başka bir sonuçların olabileceğini sandı.

Dünyaca bilinen psikolojik deneyler arasındaki bu deneyde, koşullandırılmış köpeklerin davranışına öğrenilmiş çaresizlik adı verildi. Yani deneklerin geçmiş deneyimleri, onları çaresiz olduklarına inanmaya zorladığından olumsuz bir durumdan kurtulmaya çalışmayacağı fikri, öğrenilmiş çaresizlik olarak kayıtlara geçti. Bu deneyin sonucunda elde edilen bulgular, depresyonun insanlardaki semptomlarına da ışık tutuyor.