Petra Antik Kenti hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında Nebatiler adı verilen krallığa ev sahipliği yapan Petra Antik Kenti, Wadi Araba adı verilen coğrafi oluşumun bir parçasıdır.
Başkent olarak inşa edilen ve Roma İmparatorluğu tarafından işgal edilene dek yine başkent olarak varlığını sürdüren Petra Antik Kenti, dünya üzerindeki en gizemli ve gözde yerlerden biri. İşte, bu yazımızda Petra Antik Kenti’nde destansı bir yolculuğa çıkacağız.
Petra Antik Kenti Ürdün’ün Kayıp Mücevheri
Petra Antik Kenti, Ürdün’ün güney bölümünde yer alır ve son derece korunaklı ve saklı bir kanyonda yer alır. Nebatiler döneminde altın yıllarını yaşayan bu kent, daha sonra gitgide önemini kaybederek, izlerini yitiriyor ve tarih sahnesinden kayboluyor.
Arap çöllerinde yükselen ve Ürdün’ün kayıp mücevheri olarak tanımlanan kent, 1812 yılında İsviçreli bir gezgin ve araştırmacı olan Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilerek bir kez daha gün yüzüne çıkıyor.
Görkemi, gizemi, heybeti ve kent kayalarının gün ışığı ile değişen renkleri ile ünlenen bu kent, sahip olduğu tüm bu özelliklerle yalnızca Ürdün’ün değil tüm dünyanın göz bebeği konumunda bulunuyor.
1- Petra Antik Kentin Harikası El Hazne
Her bir köşesi görkem ve gizemlerle dolu olan Petra Antik Kenti’nin harikasını ise ‘El Hazne’ adı verilen ve bir kale gibi heybetle yükselen benzersiz yapı oluşturuyor. El Hazne bu görkemli görüntüsü dışında, son yıllarda yapılan araştırmalar ile kesinlik kazandığı üzere, altında gizli bir bölümü ve bu bölüm içerisinde de kral mezarlarını barındırıyor.
Milattan önce Nebatiler tarafından inşa edilen bu antik kentte yer alan kaya mezarları ve kayalara oyularak yapılan yapılar görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Nebati Krallığının zayıflaması üzerine Petra Antik Kent, MS 106 yılında Roma İmparatorluğu tarafından işgal ediliyor ve bu tarihten sonra kentte Roma mimarisi izlerine de rastlanıyor.
2- Petra Antik Kenti ve Nebati Krallığı
Nebati topluluğunun kullandığı dilin, Arapçanın temellerini oluşturduğu artık günümüzde genel olarak kabul görüyor. Bu topluluğa ait bilgiler ise Eski Ahit’in Tekvin bölümünde bulunuyor. Burada ‘Nebayot’ olarak tanımlanan bu halkın soyunun, Hz. İsmail’in oğullarına dek dayandığı belirtiliyor.
Kayalar üzerine inşa edilen bu gizemli kent, günün her saati gelen ışığın kalite ve tonuna göre, farklı farklı renklere bürünüyor.
3- Dünyanın Yedi Harikasından Biri; Petra Antik Kenti
6 Aralık 1985 tarihinde bu kent, UNESCO tarafından ‘Dünya Kültür Mirası’ listesine dahil edilmesinin ardından, 7 Temmuz 2007 tarihinde de ‘Dünyanın Yeni Yedi Harikasından’ biri olarak seçilmiştir.
Tiyatro, tapınak ve ev gibi yapıların kireç taşına oyularak yapıldığı bu antik kentin, en önemli ve bilinen yapıları ise birçok yönden bir mühendislik harikası olarak kabul edilen ve 12 katlı bir bina yüksekliğinde olan El Hazne ve sonradan Roma döneminde yapılan amfi tiyatro olarak öne çıkıyor.
Yunancada taş anlamına gelen Petra kelimesinin isimlendirdiği bu antik kent, çok sayıda roman ve filme de konu olmuş ya da ev sahipliği yapmıştır. Özellikle 1989 yapımı Indiana Jones: Son Macera, 2001 yapımı Mumya Geri Dönüyor, 2009 yapımı Transformers: Revenge of The Fallen ve 2015 yapımı Queen of the Desert, Petra Antik Kentinde çekilen en önemli beyazperde yapımları olarak en başta sayılabilir.
Tarihin belki de insanlığa sunduğu en büyük hazinelerden biri olan Petra Antik Kenti, dünya kültür mirasının önemli bir parçası olarak kazandığı ünü sonuna kadar hak ediyor. Peki sizce, önemli arkeolojik kazılar sadece antik kentlerle mi bağdaştırılıyor?
5- Petra Antik Kenti’ne Daha Yakından Bakmak İster misiniz?
Sizler için kayıp şehir Petra Antik Kenti’nden bahsettik. Bir sonra ki içeriğimizde görüşmek üzere…