Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne?

Köpekler, fareler ve insanlar… Birbirinden oldukça farklı özelliklere sahip bu canlı türleri konu eş seçimi olduğunda aslında son derece benzerler. Evet, son derece ilginç!

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Partner seçimi aslında insanlarla da kısmen hayvanlar gibi ilerliyor. Nasıl mı? Aslında eşinizi sandığınızdan çok daha farklı seçiyorsunuz!

Köpekler, fareler ve insanlar… Birbirinden oldukça farklı özelliklere sahip bu canlı türleri konu eş seçimi olduğunda aslında son derece benzerler. Evet, son derece ilginç!

Farelerin beyinlerinin ön kısmında bulunan büyük yuvarlak yapı “Koku Yumrusu” şeklinde adlandırılır. Bu yumruyu fareler hemen hemen bütün dünyayı kokular yoluyla idrak edebilmek ve algılamak için kullanırlar.

Köpekler bildiğimiz gibi, başka bir köpekle karşılaştığında daha yüz yüze dahi gelmeden koklamaya başlayarak onun hakkında veri toplamaya çalışırlar.

İnsan türüne baktığımızda ise karşımızdakini analiz ederken, partner seçimi esnasında birçok faktörü dikkate alıyoruz. Genellikle giydiği kıyafet, saç stili, dış görünüşü, Twitter ve Instagram paylaşımları, yaptığı iş, kullandığı otomobil gibi pek çok maddi veriyi inceleyerek yaparız bunu.

Kadınlar bu konuda da erkeklerden farklı olarak detaycı bir tutum sergiliyor ve kendilerine uygun, doğru eşleri ayırt edebilmek için koku duygularından da yararlanıyorlar. Yani altınızda son model bir otomobil dahi olsa kadının koku testini başarıyla geçemedikten sonra işiniz biraz zor görünüyor.

Şu an muhtemelen birçoğunuzun aklından zengin adamların çok güzel kadınlarla birlikte olduğu gerçeği geçiyor olabilir, ancak bazı şeyleri inkar etmek için daha çok erken. Yazının devamında ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.

Çekiciliğin Kokusu Var mıdır?

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Çevremizi algılamada oldukça etkili olan beş duyu organımızın bir üyesi koku duyusu aynı zamanda karşı cinsi analiz etmede de kullanılıyor. Gelişmiş beyin tarama teknikleri incelenerek fark edilen bu özelliğin, yalnızca kadın beyninde var olduğu keşfedilmiş.

Her ay kadınların yaşadığı ovülasyon döngüsünde ise koku alma duyusunda hassasiyetin fazlalaştığının fark edilmesi, araştırmacılara bu yüksek hassasiyet ile üreme fonksiyonunun bağlantı olduğu ipucunu verdi. Bu konudaki diğer çalışmalar sonucunda ise epey enteresan verilere ulaşıldı.

Koku ile Simetrinin İlişkisi Nedir?

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne
Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Evrimsel anlamda önem arz eden faktör simetrinin sağlık açısından önemi neden bu kadar büyük? Şimdi koku ile simetri algısı arasındaki ilişkiyi biraz inceleyelim:

Genetik uzmanları, bir insanda bulunan mutasyon sayısını mutasyon yükü şeklinde isimlendiriyor. İnsanlarda genellikle yaklaşık birkaç yüz tane mutasyon bulunsa da bazılarımızda bu sayı daha yüksek olabiliyor ve böylelikle daha fazla mutasyon yükü taşıyabiliyoruz.

Böyle bir durum görünüşümüzü dahi etkiliyor. Nasıl mı? Mutasyon yükü fazla olan insanlar, daha asitmetrik bir dış görünüşe sahip oluyorlar. Evet, gerçekten ilginç!

Bir diğer faktör ise çevresel koşullar ile bağlantılı. Gelişim dönemlerinde kötü şartlara maruz kalan, çok fazla hastalık geçmişi olan kişilerin diğer insanlara göre hastalık, bedensel yaralanma ve parazit gibi problemlerle daha sık karşılaşır ve bu dış etkiler dolayısıyla yüzde ve vücudun çeşitli bölgelerinde asimetriler meydana gelir.

Yani, simetri aslında sağlığı işaret eden önemli bir ipucudur. Şimdi de asıl konumuz olan koku ile simetri ilişkisine bir göz atalım:

Bu konuyu açıklayabilmek için yapılmış bir bilimsel çalışmadan bahsedelim. Bir grup erkeğe pamuklu beyaz tişörtler verilmiş ve bu tişörtleri iki gece giymeleri istenmiş.

Araştırmacılar tarafından bu erkek katılımcıların burun-göz arası uzaklıkları, direkleri ve el bilekleri gibi vücutlarından çeşitli bölgelerin kaliper kullanılarak ölçümü yapılarak kaydedilmiş.

Bu tişörtler iki gece sonunda plastik bir poşete bırakılarak diğer katılımcılara koklatılmış ve çarpıcı bir gerçekle karşılaşılmış. Tişörtleri koklayan katılımcıların asitmetrik erkeklerin tişörtlerinin itici koktuğunu söylerken, simetrik bir yapısı olan erkeklerin tişörtlerinin ise hoş bir kokuya sahip olduklarını söylemiş.

Çalışmanın başarı oranını tespit edebilmek için tam 4 defa gerçekleştirilen deneyin her birinde benzer sonuçlar elde edilmiş.

Yani partner seçimi sırasında simetriye dikkat edenlerin göz önünde bulundurması gereken bir durum.

Kokular ve İmmün Sistem Arasında Nasıl Bir Bağ var?

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Vücudun dışardan gelecek her türlü hasara karşı kendini savunma mekanizmaları olduğunu bildiğimiz bağışıklık sistemi koklayarak değerlendirilebilir mi?

Koku sadece partner seçimi için değil; aksine partner seçimi dışında birçok alanda etkili ve yol gösterici olmaktadır.

Bağışıklığın düzeninden sorumlu olan genler, 6.kromozomda yer alan MHC (Major Histocompability Complex) şeklinde isimlendirilen bir yüzey molekülünde bulunur. Farklı yapılara sahip insanların MHC genlerinin değişik versiyonları için genetik bilim insanları polimorfik ismini kullanıyor.

Hemen hepimizin bildiği üzere değişik genetik yapıdaki çiftlerin çocukları, bağışıklık yönünden daha dayanıklı ve dolayısıyla parazitlere, hastalıklara karşı vücutları daha dirayetli oluyor.

Farklı genetik yapılara sahip eşlerin çocuklarında zeka sorunları, doğum kusurları gibi daha çok akraba evliliklerinde görülen problemlere genellikle rastlanmaz. Bu sebeplerden dolayı MHC genleri farklı biriyle eşleşmek son derece önemlidir.

Ancak toplumdaki herkese genetik test uygulayarak bunu anlamak neredeyse imkansız. Peki ya o zaman kendimize uygun genetiğe sahip insanları nasıl tanıyacağız?

Tam da bu noktada oldukça şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Kadınlar kendilerine uygun genetik yapıya sahip erkeği koklayarak tanıyabiliyor!

Brezilya’da bu konuyu incelemek adına yapılan bir bilimsel çalışmada, bir grup erkeğin tenine teri emebilecek çokça pamuklu kumaş örtülmüş, vücutlarında bu kumaşlarla tam beş gün dolaşan katılımcıların üstlerinde kumaşlar toplanmış.

Bir grup kadın deneğe bu kumaşlar koklatılarak aldıkları kokuyu hoş bulup bulmadıkları sorulmuş. İlginç bir şekilde deneklerin kendi genlerinden farklı yapıda MHC genleri bulunduran erkeklerin kokusunu hoş ve çekici buldukları sonucu ortaya çıktı.

Genetik Özelliklerin Mutlu Evliliklerdeki Etkisi Nedir?

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Enteresan araştırmalardan biri de Meksika’da gerçekleştirilmiş. Bu bilimsel çalışmada, 48 tane çifti ayrı ayrı genetik teste tabi tutularak MHC genlerine bakılmış.

Genetik testleri incelenen çiftlerden birbirine daha benzer MHC genlerine sahip olanların birlikteliğinin daha monoton oldukları görülürken, bu benzerliğin çok daha az olduğu çiftlerin ise daha mutlu bir ilişkileri olduğu ve hatta aldatmanın bu çiftlerde neredeyse hiç yaşanmadığı sonucuna ulaşılmış.

Farklı MHC genlere sahip çiftlerde cinsel ilişkiye girme oranı da diğerlerine göre fazla olduğu için bu birlikteliklerden dünyaya gelen çocukların ise daha sağlıklı olduğu tespit edilmiş.

İnsan türünün geleceği için son derece önemli ve bir çalışma olan bu araştırma, daha sağlıklı nesiller için güzel bir önlem teşkil ediyor.

Partner Seçimi Dışında Feromonlar Doğurganlığı Etkiler mi?

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Erkekte bulunan feromonların kadının doğurganlık yeteneğini arttırabiliyor olduğunu biliyor muydunuz? Evet, kulağa ne kadar ilginç geldiğinin farkındayız!

Kendine uygun bir eş seçen kadın, aslında ne sıklıkla ve ne zaman cinsel ilişki yaşayacağını da belirliyor ve dolayısıyla hamile kalma olasılığı da bu durumdan etkileniyor.

Üremenin asıl amacı çiftlerin genetik kopyalarını çoğaltmak olduğu için, koku alma duyusunun özellikle kadınlar için önemini tahmin edebiliriz. Peki ya başlıkta yer verdiğimiz feromon kavramı neyi ifade ediyor?

Seks hormonlarıyla direkt olarak ilişkisi bulunan feromonlar, aslında seks sırasında salgılanan hormonların parçalanması sonucu ortaya çıkar. Burada şu sonucu çıkabiliriz, seks hormonlarının olmadığı bir ortamda feromonlardan da bahsedilemez.

Feromonlar, aktif bir cinsel hayatı bulunan kadın ve erkeklerin, koltuk altı, anüs, göğüs, ağız ve üretral bölgelerinde bulunan bezlerden salgılanır.

İnsanlar hariç diğer tüm memeliler, vomeronasal organ denilen özel bir koku yeteneği bulunan yapıya sahiptir. Bu vomeronasal organ, hayvanların büyük bir çoğunluğunda ve böceklerde çiftleşme döngülerinden sorumlu feromonal sinyaller için adeta bir algılayıcı görevindedir.

Bu konuda yapılan bir araştırmada, cinsel ilişki yaşama sıklığı yüksek olan kadınların regl döngülerinin daha düzenli bir hal aldığını, bazal vücut ısılarının ve luteal faz denilen yumurtlama olayını takip eden regl döngüsü fazında kadınlar için son derece önemli olan östrojen hormon seviyesinin yükseldiği sonucuna ulaşılmıştır.

Yine bu alanda yapılan bir diğer araştırmada ise, yaklaşık 40 gün boyunca haftada en az iki defa cinsel ilişki yaşayan kadınlarda, cinsel hayatı daha pasif olan kadınlara oranla fertil yumurtlama yaşanma sıklığının ciddi bir farkla daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Tabii bu durum sizin için ne kadar partner seçimi sırasında dikkat edilmesi gereken bir konu bilinmez.

Partner Seçimi Sırasında Evrimsel Psikolojinin Etkisi Ne

Sonuç olarak;

Kadınların kendilerine uygun bir eş seçme, partner seçimi süreci yalnızca maddi durum, uzun boy, parlak bakışlar, zeka ya da karizmatik ses tonundan ibaret değil. Bu süreçte adeta bir gaz kromatografisi gibi davranarak çocukları için ideal baba adayını kimyasal olarak da değerlendiriyorlar.

Peki ya sistem bu kadar mükemmel işliyor ve kadınlar bu kadar muazzam yetenekler barındırıyorsa günümüzde neden hala çok sayıda boşanma gerçekleşiyor ve mutsuz evliliklere rastlanıyor?

Bunun sebebi birçok kararımızı yalnızca içgüdülerimize dayanarak veremiyor oluşumuzdan kaynaklanıyor. Toplum baskısı, aile ve çevre koşulları, küçüklükten beri öğretilen kalıplaşmış fikirler genellikle kendi kararlarımızı vermemizi, seçimlerimizi bu kararlara göre yapmamıza engel oluyor.

Partner seçimi yapmakla kalınmıyor üstelik devamında da farklı olaylar yaşanabiliyor. Çevresel etkilerin de duruma karşı oluşturduğu değişiklik oldukça fazladır.

Kısacası her konuda olduğu gibi, hayatınızı birleştireceğiniz eşi seçerken bilimin de izinden ayrılmayın.

İlginizi Çekebilir: İlişkinizi Test Edin! Yanlış Partnerle Beraber Olduğunuzun 7 İşareti!

Exit mobile version