Osmanlı Döneminde Sarayda Salgın Hastalıklara Karşı Alınan Tedbirler

Her dönemde olduğu gibi

Her dönemde olduğu gibi Osmanlı Döneminde salgın olayları yaşanan en büyük krizlerden bir tanesidir. Öyle ki 1911 yılının Eylül ayında İstanbul’da hızla yayılan kolera salgını, imparatorluğu büyük bir krizin ortasına atmıştır. Sarayda salgın önlemleri alınması için Ser-tabib-i Hazret-i Şehriyari yani padişahın  başhekimi tarafından bir genelge düzenlenmiştir. İşte, Osmanlı Döneminde Saray Salgın Önlemleri!

Osmanlı Döneminde Saray Salgın Önlemleri

19. yüzyılın sonlarına doğru Hindistan’da ortaya çıkan kolera pandemisi , bir anda Rusya‘ya oradan da Osmanlı topraklarına ulaşmıştı. Anadolu ve Rumeli illerinde yaşanan ağır hastalık vakaları ve pandemi nedeniyle ölüm oranlarının günden güne artması, sarayda tedbirlerin alınması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu tedbirler alınmaya çalışırken bir anda patlayan Balkan Savaşı, pandeminin Osmanlı Ordusuna da bulaşmasına neden olmuştu. 

1 – Gülhane Parkı’nda Salgın Önlemleri

İstanbul’u etkisi altına alan kolera salgını halkı perişan ederken, dönemin Belediye Başkanı Cemil Topuzlu Paşa’nın bir hekim olması, bu sürecin çok daha kolay yürütülmesine olanak sağlamıştır. Gülhane Parkı’nda salgın önlemleri almak amacı ile geçici barakalar kurulması ile hastalara hastane hizmeti daha ulaşılabilir hale getirilmiştir. 

2 – Camiler İbadete Kapatıldı

Pandemiyle mücadele döneminde hastane ve barakaların yetersiz kaldığı durumlarda Ayasofya,  Sultanahmet ve Şehzadebaşı camileri ibadete kapatılarak hastane haline getirilmiştir. Ne kadar sıkı tedbirler alına da Balkanlar’dan İstanbul’a gelen göçler nedeniyle tam bir tedbir hali yaşanamamıştır. 

3 – Göçmenlere Sınır Belirlendi

İstanbul’da salgın vakalarının artmaması için göçmenler ve askerlerin Çatalca bölgesinden daha ileriye gitmeleri yasaklanmıştır. O dönemin  Ayastefanos bölgesi, bugünün Yeşilköy havalimanının kuzey bölümü hastane haline getirilmiştir.

4 – Osmanlı Döneminde Sarayda Salgın İçin Alınan Tedbirler 

İstanbul tarihinde, bu önemli şehri etkileyen sayısız salgın yaşanmıştır. Osmanlı Döneminde sarayda salgın önlemleri almak ise oldukça zor olmuştur. Hamam, harem ve kalabalık hanelerin yer aldığı Osmanlı Sarayı’nda salgınla mücadele etmek oldukça zor hale gelmiştir. Bu durumun önüne geçemeyen dönemin padişah başhekimi bir genelge yayınlayarak sarayda salgın önlemleri alınmasını buyurmuştur. 

Dolma Bahçe Sarayı’nda yaşayan padişaha gönderilen bu genelge, Topkapı Sarayı’na ulaştırılmıştır. Artık, Topkapı Sarayı, ülkeyi ve sarayı salgından korumak için görevlendirilen kişiler tarafından kullanılmaktadır. Saray kütüphanesi de araştırma için bu dönemde turist ve bilim insanlarına açılmıştır. 

a – Osmanlı Sarayını Salgından Korunmak İçin Su Önlemi

Padişah Başhekimi tarafından hazırlanan genelgenin ilk maddesine göre sular içilmeden önce bilimsel ölçülerde kaynatılmalıdır. Turşu, mısır ve sindirimi zor meyve ve sebzelerin yasaklandığı bu dönemde yeme içme alışkanlıklarına da müdahalede bulunan kararlar alınmıştır. 

b – Karpuz ve Üzüm Diyeti

Osmanlıda salgını önlemek için sadece üzüm ve karpuz tüketmek serbest bırakılmıştır. Sindirimi kolay olan bu iki meyve aynı zamanda da doğal sıvı tüketimini sağlamaktadır. 

c – Salgında Temizlik Önlemleri

Osmanlı Döneminde sarayda salgın önlemleri arasında en önemli olanlarından biri ise temizlik konusundadır. Tuvaletlere her gün kireç tozu atılması, bol bol yıkanması önemli bir tedbir halini almıştır. Saray girişlerinde bolca kireç tozu konularak kapı girişlerine dışarıdan gelen mikropları önlemesi için paspaslar yerleştirilmiştir. 

d – Osmanlı Devletinde Sosyal Mesafe 

Her salgın olayında olduğu gibi Osmanlı Devletinde de sosyal mesafe kuralı uygulanmıştır. Saray çalışanlarının gezinti yapmamaları, kahvehanelerde bulunmamaları, bekar gençlerin gündüz saatlerinde iş başında, gece ise kendi odalarında durmalar, evli kişilerin ise evlerinde büyük bir titizlikle temizlik yapmaları istenmiştir. 

Aşçı, bahçıvan ve temizlik görevlileri gibi tüm saray halkı ile yakından iletişim kuran çalışanların giysilerinin her daim temiz tutulması da yine Osmanlı Döneminde salgın önlemleri arasındadır. İşte, Osmanlı Devleti sarayını korumayı amaçlayan salgın genelgesi. 

Şerait-i sıhhiyenin esası, abdesthanelere her gün adi kireç tozu kullanımı HAZINE-I HASSA-I ŞAHANE Saray-ı Hümayun ve Devair-i Müteferri’asmda İttihaz Olunacak Tedâbir-i Sıhhiyye1. Erkân-ı memurin bilumum müstahdeminin içeceği su fenne tatbîkan kaynatılarak ba-de’t-terbiye içilecektir. Mezkûr su meselesi Saray-ı Hümayun’a müteallik bilumum devâire aittir.2. Me’kûlât ciheti gayet nefis ve tabhı hususuna fevkalade dikkat edilmesi, çorba güzel tabholunmuş enva’-i etler, et suyuna sebzeler, pilav, lapa, makarna, börekler, iç ve böbrek yağı konulmayarak tereyağıyla kızartılmış börekler, kompostolar, ekmekler, Saray-ı Hüma-yun’a mahsus fırından memurları tarafından alınarak doğruca mahallerine verilmeli.3. Turşular, her nev’i salatalar, mısır, hazmı bati meyvelerin men’ edilmesi, meyve olarak yalnız üzüm ve karpuz i’tâsı.4. Saray-ı Hümayun’a ve bilumum devâirin nezafet ve taharetine mütemadiyen fevkalâde dikkat edilmesi memur-ı etıbba ve memurin-i sıhhiyenin tarifi vechiyle nezafetin icrası, abdesthanelere her gün birer miktar adi kireç tozu konulması, bol su ile yıkanılması, bu hususa itina edilmesi şerait-i sıhhiyenin esasıdır.5. Saray-ı Hümayun’a ve de-vairin bilumum medhallerine ziyade miktarda adi sönmemiş kireç tozu konulması, yapıdan dâhil olmazdan evvel bu kireç tozunun üzerinden birkaç adımla geçilmesi lazımdır ki sokaklarda kunduranın altına sürülmüş olan bir takım mikroplar dâhile getirilmemek üzere kireçten geçildiği takdirde mezkûr mikroplar tahrip olunur. Her kapı medhallerine kapının cesametine göre paspaslar konularak ve mezkûr paspaslar süblimeli su ile her gün ıslatılarak kireç üzerinden geçmiş olan kunduralar mezkûr paspaslar üzerinden dahi geçirilerek tekrar  temizlenmesi lüzum-ı sıhhiyedendir.6. Bilumum müstahdemin ötede beride gezmemesi, kahvehanelerde oturmaması, bahusus bekârlar gündüzleri işleri başında geceleri kendi odalarında, müteehhil olanlar doğruca hanelerine, ertesi gün hizmetleri başına ve hanelerinde dahi nezafet ve taharete dikkat etmeleri. Saray-ı Hümayun’daki odalarında vakitli vakitsiz üzerleri başları mundar misafirler kabul edilmemesi bahusus aşçı, tablakârlar gayet temiz bulundurulması, aşçıların ve tablakârların iş elbiseleri gayet temiz, beyaz olması elzemdir.7. Sofracılar kendilerinin neza-fetine dikkat etmeleri ve sofra takımları sıcak sabunlu su ile yıkanmasıŞerait-i sıhhiyenin