Kurtuluş Savaşı tarih kitaplarında anlatılanların çok daha fazlasını hak ediyor. Bu ülke çok savaşlar gördü ancak böylesini gördü mü bilinmez.
Yediden yetmişe herkesin savaşa katıldığı hatta kimi liselerin mezun bile veremediği senelerden bahsediyoruz. Halk varını yoğunu ortaya koyarak büyük bir cesaret ve kahramanlık örneğini ortaya koydu.
Elbette her savaşta gizli kahramanlar olduğu gibi bu savaşta da sonradan adı duyulan birçok kadın kahramanımız oldu.
Onlar sahip oldukları cesaretiyle ve gösterdikleri azimleriyle günümüz topraklarında rahat yaşamamızın sebebi oldular… İşte unutulmayan, unutulmaması için her zaman bahsedilmesi gereken kadın kahramanlarımız!
1- Çete Emir Ayşe
1984 yılında Aydın’da doğan Emir Ayşe, sahip olduğu cesareti ve özgüveniyle birçok savaşta yer alarak toprağı korumaya çalıştı. Düşman güçleri arasında yer alan Yunanistan’ın Aydın’ı işgal etmesiyle Ayşe kadın da savaşmaya hazırdı.
Vatanını savunmak adına o zamanlar oluşturulmuş resmi birliklerden uzak savaş birlikleri mevcuttu. Yörük Ali Efe’nin başkanlığını yaptığı savunma grubuna o da katıldı.
Yer aldığı bu grupla birlikte önce Malgaç Baskını’na katıldı. Çok büyük bir mücadele örneği verildi. Yeterli savaş ekipmanları olmamasına rağmen Yunanistan’ın Aydın’ı alması engellendi.
Ancak Yunanistan elbette durmadı ve ikinci bir baskın için tekrar geldi. Var olan tüm gücüyle savaşan bu grup arasında bulunan Çete Emir Ayşe kadın kimliğiyle ne kadar da güçlü olunabileceğini gösterdi. Köşk cephesinde vatanını canı pahasına savundu.
Savaşın bitmesiyle birlikte 1933 yılında kendi memleketi Aydın’da Çete Emir Ayşe’ye, Mustafa Kemal Atatürk tarafından İstiklal Madalyası verildi. O dönemde üstün başarılarından ötürü insanlar böyle ödüllendirilmekteydi.
Emir Ayşe o dönemi şu sözleriyle açıklamıştır:
‘’ Bazı kadınların içinde erkek, erkeklerin içinde ise kadın saklıdır. Kemer belimiz, çizme ayak börk başımızdır. Mademki bu vatan bizimdir. O halde biz de bu vatanın olmalıyız!’’
2- Tayyar Rahmiye
Listede yer alan diğer isim ise Tayyar Rahmiye. Kendisi 1890 yılında Osmaniye’de doğdu. Savaş yıllarında tamamen kendi isteği ve arzusu doğrultusunda Kuvayimilliye ordusuna dahil oldu.
Fransızların Osmaniye ve civarında oluşturduğu baskı ve savaşa karşı durdu. Erkeklere karşı verdiği moral konuşması ile tarihe geçtiği de biliniyor.
O dönemin şartlarında ulaşım çoğunlukla gelişmemişti. Osmaniye ve civarına ulaşması gereken yardım ancak demiryolu ile iletiliyordu. Fakat Fransızlar tarafından demiryolları tahribata uğratılmıştı.
Cephede bu durum karşısında gerçek anlamda moraller bozuldu. Tayyar Rahime ise:
‘’ Kadın olmama rağmen ben yerlerde sürünmüyorum, ayaktayım. Siz erkeksiniz, yerde sürünmeye utanmıyor musunuz? ‘’ şeklinde konuşarak moral verirdi.
Fransızlar tarafından sıkılan kurşundan arkadaşlarını korumak için atıldı ve şehit oldu.
3- Hafız Selman İzbeli
Orduda aktif olarak görev yapmasının yanı sıra tam bir örgütleyici, yardımsever kadındı Hafız Selman İzbeli.
O dönemde ordunun temel ihtiyaçları dahi karşılanamıyordu. Patik, çorap, kıyafet.. Halbuki hava durumu da elverişli değildi.
Kastamonu’da yaşayan Hafız Selman İzbeli köyündeki kadınları birlik haline getirip orduya ellerinden geldiğinde kıyafet diktirdi.
Savaşa giden askerlere bunları karşılıksız vererek karınlarını doyurdu. Kendini, Cumhuriyet kadını olarak tanımlıyordu.
4- Gördesli Makbule
Onun hikayesi belki de en acıklı ama en cesaretli hikayelerin arasında yer alıyor. Gördesli Makbule olarak bilinen bu cesur kadın savaş başladığında daha henüz 1 senelik evliydi.
O evliliğini değil önce vatanını savunmayı seçti. İzmir’in işgal edilmesiyle birlikte henüz bir senelik evli olduğu eşiyle gönüllü olarak orduya katıldı.
Savaşta ön sıralarda yer aldı. Ordunun ise her zaman morali yüksek değildi. Hatta bir olay sırasında askerlerin geri çekildiğini görünce cesaret vermek adına öne atıldı. Yunanlılar tarafından vurularak şehit edildi.
5- Kara Fatma (Fatma Seher Erden)
Hayatının büyük bir kısmını cephede geçiren cesur kadın. Kara Fatma lakabıyla bilinen Fatma Seher Erden, 1888 yılında Erzurum’da dünyaya geldi.
Henüz Kurtuluş Savaşı’nın başlamadığı yıllarda I. Dünya Savaşında bile orduda bulunarak cephelerde savaştı.
Yetmedi yaşadığı köyde ve civarlarda bir ordu yarattı. Kendince topladığı insanlarla gelen kuvvetlere karşı direndi. Oluşturduğu bu birliği ile Kurtuluş Savaşı’nda da ön sıralarda yer aldı.
Doğu Cephesi’nde yer alan savaşlardan sonra I. ve II. İnönü savaşlarına da katıldı. Hatta Batı Cephesi’nde yer alan Sakarya Muharebesi ve Dumlupınar Savaşı’nda yer aldığı da düşünülüyor.
Orduya kattığı bu üstün çaba ve yardımdan dolayı savaşların sonunda İstiklal Madalyası’na layık görüldü. 2 Temmuz 1955 yılında İstanbul’da vefat etti.
6- Halime Çavuş
Halime Çavuş’un orduya katılmasına ailesi izin vermese de kendi isteğiyle birlikte katıldığı biliniyor. Orduda dikkat çekmemek adına saçlarını kazıtıp erkek rolüne girdiği de söyleniyor.
Hatta uzunca bir süre orduda ona Halim diye seslendikleri de tarihte yer almaktadır. İkmal birliğinde yer alarak lojistik kolunda taşımacılık yapan Halime Çavuş, Kastamonu civarında yolda Atatürk ve heyeti ile karşılaşması ile de biliniyor.
Mermi ve cephaneliklerin soğuktan donmaması ve zarar görmemesi adına üzerindeki montu çıkarıp örtüyor. Bu duruma şaşıran Mustafa Kemal ona neden montunu çıkardığını, üşüyüp üşümediğini sorduğunda ise:
‘’ Bey, eğer mühimmatı taşırsam yüz bin kişi kurtulacak. Ben ölsem sanki ne olacak?’’ yanıtını veriyor.
7- Halide Edip Adıvar
Doğum tarihi konusunda net bilgiye sahip olunmayan Halide Edip Adıvar özellikle savaş sırasında sağladığı haberleşme ve cesaretlendirici konuşmalarıyla bilinmektedir.
Tarihte başta farklı bir fikre sahip olan Adıvar’ın savaş ile birlikte vatanını korumak adına yaptığı örnek davranışlarla var olduğu görülmektedir.
Özellikle Sultanahmet Meydanı konuşmaları ile halkı bilgilendirmekle kalmayıp aynı zamanda bu savaştan galip geleceklerinin de sinyalini verdi.
Savaş sırasında Anadolu Ajansı’nı kurdu. Cephede bulunmasa da sivil olarak cephe arkasında yaptıklarından dolayı savaş sonrası madalya ile ödüllendirildi.
8- Şerife Bacı
Kastamonu simgeleri arasında yer alan ve adına heykeller dikilen bir kadın. Savaş kahramanı, dönemin en cesurlarından…
O zamanlarda savaşta kullanılacak ekipman ve mühimmat konusunda ciddi sorunlar yaşanıyordu. Ankara’da toplanması emriyle halktan yardım istendi.
Elbette savaşın ortasında yer alan bir ülkenin geniş imkânları yoktu. Düşman ülkenin dört bir yanında kol geziyordu.
Tamamen halkın desteğiyle mühimmatlar Ankara’da toplanıyordu. Şerife Bacı da Kastamonu ve civar şehirlerden toplanan halk yardımlarını götürmek üzere görevliydi.
Taşıma sırasında kundaktaki bebeğiyle ilerliyordu. Ancak hava durumu çok kötüydü. Cephaneler ıslanmasın diye üstündekileri cephanelerin üstüne örttü.
Küçük bebeğinin de soğuktan etkilenmemesi adına üzerine sarılarak onu ısıtmaya çalıştı. Ancak yetersiz kaldı. Henüz daha 21 yaşındayken vatanını korumak pahasına donarak hayatını kaybetti.
Kurtuluş Savaşı’nın sadece kahraman kadınları arasında değil aynı zamanda simgeleri arasında da yer almaktadır.
9- Nezahat Onbaşı
Annesi henüz kendisi çok küçük yaştayken vefat edince Albay babası tarafından savaş muharebelerine, ordu içine götürülmek zorunda kaldı. Emanet edebileceği kimse yoktu.
Savaşın ve ordunun ortasında büyüyen Nezahat Baysel, ilk olarak Çanakkale Savaşı’na yani I. Dünya Savaşı’na katıldı. Daha sonra farklı savaşlarda da yer aldı.
Neredeyse tüm çocukluğunu ordunun ortasında geçirmesinden dolayı ata binmeyi, ilah kullanmayı da öğrendi. Daha 9 yaşındayken Kurtuluş Savaşı’nda yer aldı.
Tam 12 yaşında tümen komutanı tarafından onbaşı ilan edildi!
Yunanlılara karşı savaşan 70. Alay’ın simgesi haline geldi. Hayatının neredeyse yarısını savaşlarda ya da savaş ortamında geçirdi. I. ve II. İnönü dahil olmak üzere farklı Kurtuluş Savaşları’nda yer aldı.
Atatürk tarafından fark edilen bu cevher hem onun tarafından hem de halk tarafından takdir edildi. 24 Eylül 1994 yılında hayata gözlerini yumdu.
Kaynakça: Wikipedia