Öne Çıkan Bilim Haberleri | Son Bilimsel Gelişmeler

Öne çıkan bilim haberlerinde

Öne çıkan bilim haberlerinde olumlu gelişmeler olduğu gibi olumsuz gelişmeler bulunuyor. Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan plastik atık, insan plasentasında da görüldü. Hapşırık tutmak, boyun çatlamasına neden oldu. Bilimsel gelişmeler sayesinde dünyayı yalnızca iki saatte turlamak mümkün mü? İşte, öne çıkan bilim haberleri…

1 – İnsan Plasentasında İlk Kez Mikroplastik Saptandı

Environmental International dergisinde yer alan ve okuyanları tedirgin eden bir makale yayınlandı. Bu endişe verici makalede, insan plasentasında ilk kez bir mikroplastiğe rastlandığı öne sürüldü. Günümüzün büyük sorunlarından biri olmaya devam eden dev plastik kirliliğinin sonunda insan plasentasına kadar ulaşabildiğini gösteren bu makale, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.

Bilim dünyası bu durumun nasıl ortaya çıktığını bulmaya çalışırken, bir yandan da plasentada rastlanan mikroplastiklerin fetüsün gelişiminde negatif etkiler oluşturup oluşturmadığını araştırıyor. Mikroplastikler, beş milimetreden daha küçük plastik parçalarıdır. Boyutu daha büyük parçaların zaman içerisinde parçalanması için oluşan mikroplastikler, denizde bulunan canlıların neredeyse yarısının karnında bulunduğu biliniyor.

Yani dünyanın her köşesine yayılmış olan bu plastik kirliliği, insan sağlığı ve vahşi doğa için son derece büyük bir tehdit. Yapılan bilimsel araştırmalarda mikroplastiklerin zaten insan vücudunda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Ancak bu mikroplastiklerin ilk kez plasentada rastlanması, insanlık için ciddi bir endişe oluşturuyor. Altı kadından alınan plasenta örnekleri çözümlendikten sonra özel bir filtreden geçirildi.

İncelenen bu altı kadının plasentasının dört tanesinde tam 12 mikroplastiğin varlığına rastlandı. Tespit edilen sayı kulağa çok yüksek gelmese de, yapılan araştırmalarda kadınların plasentasından yalnızca %4’ünü temsil eden numunelere yer verildi. Yani bu sayılar plasentanın tamamı düşünüldüğünde hamile bir kadının karnında oldukça çok mikroplastik bulunuyor olabilir. İncelenen numunelerden elde edilen 12 mikroplastiğin tamamı 10 mikrometreden küçük iken, iki tanesi 5 mikrometreden daha küçük olduğu kanıtlandı.

2 – Hapşırığını Tutmaya Çalışan Kişinin Boynu Çatladı

Hapşırığınızı tutmanızın oldukça sakıncalı olduğu halk arasında bilinen bir gerçektir. Peki hapşırığımızı tuttuğumuzda neler olabilir? Bunun yakın zamandaki en büyük kanıtı, 34 yaşında bir adamın yaşadıkları. Oldukça ciddi sağlık problemlerine yol açabilen bu olay, beyin kanaması gibi hayati tehlikelere yol açabileceği için önemsenmesi gerekir.

Bunun yanı sıra hapşırırken gözlerinizin açık olduğunda gözlerinizin yerlerinden fırlayabileceği gibi söylentilerin doğruluğu yoktur. Boğazda bulunan hava yolları ve burnun, gözlerin arkasında bulunan bölge ile ilişkili olmadığını bilmeniz sizi biraz rahatlatabilir. Bu anatomik bilgi, hapşırdığınızda meydana gelen basınç ile gözlerinizin yuvalarından fırlaması gibi bir tezi çürütmeye yeterlidir.

Son günlerde bu konuyla ilgili yaşanan bir vaka, hapşırığın tutulmasının ne kadar tehlikeli olabileceği gözler önüne seriyor. Herhangi bir sağlık problemi olmayan 34 yaşındaki genç bir adamın, ağız ve burnunu kapatarak hapşırması sonucu boynunda bir çatırdama duydu. BMI Case Report dergisinde değinilen bu vakada, genç adamın çatırtıyı hissetmesi üzerine derhal acil servise başvurduğu biliniyor.

Gırtlağında keskin bir acı duyan ve yutkunurken zorluk çeken adamın sesinde bozulmalar meydana geldi. Acil serviste yapılan muayeneler ve tetkikler sonrası, boyundan göğüs kafesine baloncuk patlamasına benzer sesler ve bununla beraber çatırdama seslerinin geldiği ortaya çıktı. Böylelikle, sıkışan hava baloncuklarının derin doku ev kasların içinde hapsolduğu kanıtlandı.

Göğüs ve boyun röntgenlerinin çekilmesi ve görüntülerin incelenmesiyle problemin ne olduğu çözüme kavuştu. Hapşırmayla meydana gelen basıncın, hapşırığın tutulmasıyla birlikte boynun arka tarafındaki çatlamaya sebep olduğu ortaya çıktı.

3 – Dünya’yı 2 Saatte Turlamak Mümkün Olabilir!

Yeni geliştirilen hipersonik jet motoru sayesinde Dünya’yı 2 saatte turlamak mümkün hale gelebilir. Çinli mühendislerin geliştirdiği bu jet motoru, tam 16 March(saatte 19.000 km) hıza çıkabildiği tespit edildi. Kullanılmaya başlanırsa bu jet motoruyla Dünya’da bulunan en uzak noktaya bile iki saat kadar kısa bir zaman diliminde ulaşılabilecek.

Hipersonik jet motorunun test edildiği sıralarda rüzgar tünelinde stabil kalabilmeyi başardığı haberine, Çin’de yayınlanan Aeronautics dergisinde yer verildi.

Sodramjet isimli bu jet motorunu araştırmacılar “70 yıldır hipersonik itme gücü ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar sonrasında bu alanda motor geliştirilebilmesi için devrim niteliğinde konseptlere ihtiyaç duyulduğunun bir kanıtı” olarak gösteriyor. Sodramjet ismiyle anılan bu motorun, ilk kez Macar kaşifi Albert Fono’nun topların menzilini arttırabilmek amacıyla bulunan ramjet cihazının teknolojisinden yararlandığı biliniyor.

Ramjet teknolojisi, önceleri topların menzilini yükseltmek için kullanılıyor olsa da daha sonra uçak ve füzelerde hatta helikopter pervanelerinde bile kullanılıyor hale geldi. Klasik jet motorlarının çalışma prensibine bakıldığında, pervanedeki kanatlarla alınan havayı yakmaya başlamadan önce sıkıştırdığı görülürken, ramjet için yalnızca sıkıştırılan süratli hava akışı gerekiyor.

Ramjetlere sonradan ilave edilen sramjet adı verilen süpersonik- içten yakmalı motorlar sayesinde jetin süpersonik derecesindeki çok yüksek hızlarda ilerlerken motor içinden hava akışı devam ediyor. Ramjet’le karşılaştırıldığında buradaki teknoloji ile hava yakılmadan önce yavaşlatılması sağlanıyor.

Oysa ki Ramjet’lere göre daha gelişmiş olan Scramjet’lerin birçok problemi bulunuyor. Scramjet teknolojisinde, süpersonik hava akışı sebebiyle meydana gelen şok dalgalarının yakıtın yanmasına engel olabiliyor. Böylelikle, uçak ciddi bir hızda ilerlerken birden motorun durması gibi durumlarla karşılaşılabiliyor.