Nobel Ödüllü Rus Yazar Aleksandr Soljenitsin ‘ın Tarihe Işık Saçan Ivan Denisoviç’in Bir Günü

Korona virüs tedbirleri kapsamında her zamankinden daha çok evde kalıyoruz. Bu zamanların değerlendirilmesi adına başvurulabilecek yöntemlerden biri de kitap okumak olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda içerdiği öyküsü kadar, yayımlanış süreci de ilgi çeken ve 1970 yılı Nobel Edebiyat Ödülü alma başarısını gösteren, ünlü Rus yazar Aleksandr İsayeviç Soljenitsin ’in en bilinen eseri Ivan Denisoviç’in Bir […]

Korona virüs tedbirleri kapsamında her zamankinden daha çok evde kalıyoruz. Bu zamanların değerlendirilmesi adına başvurulabilecek yöntemlerden biri de kitap okumak olarak karşımıza çıkıyor.

Bu kapsamda içerdiği öyküsü kadar, yayımlanış süreci de ilgi çeken ve 1970 yılı Nobel Edebiyat Ödülü alma başarısını gösteren, ünlü Rus yazar Aleksandr İsayeviç Soljenitsin ’in en bilinen eseri Ivan Denisoviç’in Bir Günü adlı romana kısa bir bakış yapacağız.

Tüm Dünya Çapında Etkili Bir Roman

Roman dalında dünya üzerinde başyapıt olan eserlere imza atan Rus Edebiyatının o en bilinen yazarları ve devasa yapıtları dışında ( Fyodor Dostoyevski – Suç ve Ceza, Lev Tolstoy – Savaş ve Barış, Maksim Gorki – Ana, Ivan Turgenyev – Babalar ve Oğullar gibi) kalan ve başka bir Nobel ödüllü yazarın eseri olan Ivan Denisoviç’in Bir Günü yayınlandığı dönemin Sovyetler Birliği’nde büyük etki meydana getirmiş ve tüm dünyada tartışmalara neden olmuştur.

Bu romanda, yazar Aleksandr Soljenitsin kendi yaşamından çok iyi bildiği ve uzun senelerini geçirdiği toplama kamplarından birinde bulunan Ivan Denisoviç isimli mahkumun yaşamından bir güne ışık tutar. Aslında buradaki mahkumlar birbirlerinin aynı olan günleri tekrar ile yaşamlarını sürdürürler.

Alman Ajanı Ivan Denisoviç

Romanın kahramanı Ivan Denisoviç Şuhov, İkinci Dünya Savaşı yıllarında 1941’de Almanlara esir düşmüş ancak daha sonra kaçmayı başarabilmiş bir askerdir. Denisoviç kaybolmuş şekilde ormanda bulunduğunda Alman ajanı olabilme ihtimaline karşı sürgüne bir çalışma kampına 10 yıl ceza ile gönderilir.

Romanın geçtiği 1951 yılında İkinci Dünya Savaşı çoktan sona ermesine karşın Ivan Denisoviç hala bu çalışma kampındadır ve 104. iş kolunda görev alır. Burada kendisi gibi romanda öne çıkan kahramanlar 16 yaşında bir genç Gopçik, sinema yönetmeni Sezar Markoviç, Kolbaşı Tiyurin ve Ukraynalı ranza arkadaşı Alyoşka gibi isimlerin geçmişlerine ve karakterlerine, romanda yer yer dönüşler yapılır. Ancak esas olarak Denisoviç’in 24 saatten daha kısa süren bir gününe odaklanmıştır bu eser.

Acımasız Çalışma ve Yaşam Koşulları

Roman, çalışma kamplarının acımasız yaşam koşullarını gözler önüne serer.  Sabah beşte uyandırılan mahkumlar Sibirya soğuğunda çalışmaya başlarlar. Günlük gıdaları ise biraz çorba, birkaç kaşık lapa ve sınırlı ekmekten oluşur. Fazla yemek alma, hasta olma ya da çalışma esnasında birbirleri ile konuşmaları yasak olan bu insanlar, saatler boyu soğukta durmaksızın çalışırlar. Aslında çalışmaya mecburlardır çünkü soğukta ancak çalışarak ısınabilirler.

Harf ve Rakamlar

Bu çalışma kampında amaç mahkumların kişiliklerini kaybetmelerini sağlamaktır. Bu amaçla ad yerine harf ve rakam grubları tanımlar mahkumları, kahramanımız Denisoviç ise Ş-854 olarak çağrılır.

İşte bu ağır koşullar altında Ivan Denisoviç gibi bir avuç mahkum, bu yaşanması imkansız koşullarda dahi insanlıklarını korumaya çalışırlar. Örneğin Denisoviç, Sibirya soğuğuna aldırmadan her yemekte şapkasını çıkarır ve bu şekilde bir iç direnişle haysiyetini korumaya devam eder. Aslında bu sembolik davranışlardır mahkumların akıl sağlıklarını ve haysiyetlerini yitirmemelerine neden. Mesela çorabı içerisinde sakladığı metal kaşık, Ivan Denisoviç’in en değerli eşyasıdır ve onun için çok fazla anlam taşır.

Aynı Koşulları Yaşayan Bir Yazar

Çalışma kampı koşullarını, uzun yıllar kaldığı için çok iyi bilen yazar Aleksandr Soljenitsin  günlük rutinleri o kadar gerçekçi bir şekilde resmeder ki, bu romanda sizde iliklerinize kadar yaşarsınız kahramanların hayatlarını.

1962 yılında yayınlanan roman, dönemin Sovyetler Birliği’nde gördüğü çok yoğun ilgi üzerine toplatılsa da, bu eser daha sonra 1970 yılında Nobel Edebiyat ödülüne layık görülür.

Bu roman sahip olduğu edebi değeri yanında, yaptığı betimlemeleri ve basit anlatım dili ile son derece başarılı bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Çok kapsamlı ve çok sayfalı bir eser olmaması da kolay okunabilmesini sağlıyor.

Evlerimizde kaldığımız bugünleri edebiyatla değerlendirmek adına okunabilecek bir eser olarak Ivan Denisoviç’in Bir Günü isimli bu Nobel ödülü almış romanı tercih edebilir ve küçük şeylerden bile mutluluk duyabilmeyi başaran Ivan Denisoviç Şuhov’un yaşamından bir güne eşlik edebilirsiniz.

Exit mobile version