Mutlaka Okumanız Gereken Dünya Klasikleri
Kitap kurtlarının en sevdiği roman türü şüphesiz ki mutlaka okumanız gereken dünya klasikleri içerikleridir. Dünya klasikleri romanlar öyle etkili yazılmışlardır ki 21. yüzyıl yazarlarının birçoğu onlardan etkilenmiştir. İşte, Mutlaka Okumanız Gereken Dünya Klasikleri Listesi !
Kitap dünyası; birçok hevesli okuyucuyu, edebi eleştirmenleri, tarihçileri ve sıradan okuyucuları bile, farklı görüşlere yöneltmektedir. Kitaplar; kimisine göre güzel ve büyüleyici bir roman, kimisine göre cesurca gerçekliğe uzanan bir yol olmaktadır.
Dünya klasikleri romanlar, en büyük edebiyat eserleri olarak kabul görmüş ve hala her okunduğunda muazzam tesirler bırakarak, kitaplar dünyasında yerini almaktadır.
Zamansız kurgulanmış, ikonik tasarlanmış, duygu dünyamıza hitap edecek dünya klasiklerinden mutlaka okumanız gereken romanlar serisini sizler için derledik.
Mutlaka Okumanız Gereken Dünya Klasikleri
2/11
Anna Karanina
Rus romancı Tolstoy tarafından yayınlanan ve 8 bölümden oluşan eser, en büyük romanlar listesinin başında yer almaktadır. Tolstoy bu eserinde; Rus toplumundaki aşkı, acıyı ve aile anlayışını, gerçekçi bir dille anlatmış.
Zinayı, kumarı, evlilik arazileri ve Rus feodalizmini bir solukta okuyacağınız bu romanın ana karakteri hayal kırıklıkları olan bir ev hanımı olan Anna Karanina ve onun genç sevgilisiyle olan hikayesini ele alıyor.
3/11
Bülbülü Öldürmek
Listemizin ikinci sırasını Harper Lee’nin 1961’de Plutzer Ödülüne layık görülen Bülbülü Öldürmek alıyor. Yazdığı romanlardan sadece bu kitabı yayınlanan Harper Lee, 1960 yılında yayınlanan bu romanıyla edebiyat klasikleri arasındaki yerini aldı.
Roman, Amerika’nın Güneyi’nde baş gösteren ırkçılığı, Jean Louise Finch adındaki zeki kızın masum gözlerinden anlatırken, sempatik ve aynı zamanda avukat olan babası Atticus Finch’in ırkçılığın en gerilimli zamanlarında Amerika’daki rol modellerini ve bakış açılarını da değiştirmiştir.
4/11
Muhteşem Gatsby
F. Scott Fitzgerald tarafından kaleme alınan Muhteşem Gatsby, ünlü Amerikan Rüyası fikrine eleştirel gözle bakan bir roman. New York’a taşınan ve esrarengiz kökenlerini Nick Carraway adlı genç adamın bakış açısıyla görmeye çalışan roman, 1920’lerin Amerika’sına da farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
5/11
Yüz Yıllık Yalnızlık
Kolombiyalı ünlü yazar Gabriel García Márquez’in 1967 yılında yayınlanan romanı Yüz Yıllık Yalnızlık; Buendía ailesinin yedi nesil hikayesini gözler önüne seren bir roman. Macondo kasabasının kuruluşu ve yıkılışına kadar geçen zaman fantastik şekilde anlatılıyor. Romanda sıradan şeylerin nasıl mistik ve sihirli hale gelebileceğini çok güzel anlatıyor.
6/11
Jane Eyre
Charlotte Bronte tarafından yazılan Jane Eyre, aslında yazarın ilk başlarda gerçek kimliğini saklayarak, Currer Bell adıyla yayınlandığı bir eser. 1847 yılında yayınlanan ve kadınlara olan genel kanının aksine, kadın yazarlar için bir çığır açan Charlotte Bronte, Jane Eyre romanıyla, kadın romancıların da önünü açmış oldu.
Jane Eyre; travmatik bir çocukluk geçiren Jane Eyre’nin, patronu Bay Rochester’e olan aşkını anlatıyor. Yetim ve fakir olmasının yanında zamanla bağımsızlığını da ilan edecek Jane Eyre, herkesin ikinci bir şansı hak ettiği fikrini de yansıtan bir roman.
7/11
Beyaz Geceler
Fyodor Dostoyevski’nin önemsiz gibi görünen ama kişiyi canlandırıcı eseri Beyaz Geceler, 6 kısa hikâyeden oluşuyor. İsimsiz bir anlatıcı tarafından dile gelen yalnızlığı ve karşılık aşkı anlatan 6 farklı aşk hikayesi.
8/11
Suç ve Ceza
Fyodor Dostoyevski’nin en önemli romanlarından biri olan ve yıllarca etkisinden kurtulamayacağınız Suç ve Ceza, zihinsel anlamda derinlerde bir yerlerde çözülmeler yaşayan bir adamın ustaca betimlenmiş hikayesi.
9/11
Bayan Dalloway
Listemizde sırayı Virginia Woolf’un Bayan Dalloway adlı romanı alıyor. Clarissa Dalloway adlı İngiliz sosyetesinden bir kadının bir gününü anlatan roman, üçüncü şahıs anlatımına ve farklı karakterlerini düşüncelerine yer veriyor.
Kişilerin düşünceleri, pişmanlıkları, zihinlerinde yarattıkları hastalıklı düşünceleri, Birinci Dünya Savaşı’ndan dolayı oluşan travma sonrası stres ile nasıl mücadele ettikleri ve sosyal baskıların etkilerini anlatan bir roman olarak karşımıza çıkıyor.
10/11
Guguk Kuşu
Ken Kesey tarafından kaleme alınan Guguk Kuşu; Oregon’da bir psikiyatrı bölümünde çalışan zalimliğiyle bilinen bir baş hemşirenin ve koğuşa gelen isyankâr bir hastanın arasındaki diyalog anlatılıyor.
11/11
Go Between
LP Hartley tarafından yazılan Go Between; Viktorya döneminin sonunda, masumiyetini kaybeden genç bir çocuğun, toplumun eleştirel yüzüne bakışını konu alıyor. Okudukça kendinizden bir şeyler bulacağınız kitap, küçükken oluşabilecek hayal kırıklıklarının da önüne geçiyor.