Margravial Opera Evi: Barok Mimarinin Başyapıtı Niteliğinde…

Margravial Opera Evi: Barok Mimarinin Başyapıtı Niteliğinde...

UNESCO tarafından 2012 yılı “Dünya Kültür Mirası Listesi” içerisine dahil edilen Margravial Opera Evi, eşsiz mimarisi ile beğeni topluyor. Barok mimari döneme ait olan bu eser, hala ayakta kalan az sayıdaki tiyatro ve opera salonlarından birisi durumunda bulunuyor. İşte, merak edilen öyküsü ile bir başyapıt niteliğinde olan Margravial Opera Binası…

Margravial Opera Evi ve Tarihi

Orijinal ismi ile Markgräfliches Opernhaus yani Margravial Opera Evi, Viyana Opera Salonundan ilham alan bir tasarım örneği. Almanya’nın Bayreuth kentinde yer alan bu ünlü opera evinin yapım tarihi ise 1744 ile 1748 yılları arasına dayanıyor. Barok mimarinin başlıca yapıtları arasında yer alan bu eser, son yıllarda geçirdiği kapsamlı restorasyon süreci sonrasında 2018 yılında kapılarını tekrar ziyaretçilerine açmıştır.

Müzik ve tiyatroya yönelik büyük ilgisi ile tanınan Brandenburg asıllı bir uç beyi olan Argravine Wilhelmine, söz konusu yapının da inşa edilmesinde büyük katkı sağlamış ve öncü olmuştur. İlk olarak bir tiyatro salonu olarak inşa edilen Margravial’ın açılışı 1748 yılında Bayreuth prensesi olan Elisabeth Friedericke Sophie ile Würtemburg dükü olan Carl Eugen’in düğününde yapılmıştır.

Prusya kralı olan Büyük Frederick’in ablası Prenses Wilhelmine döneminde, Margravial Opera Evi tiyatro performanslarına ev sahipliği yapmıştır. Ancak prensesin ölümünden sonra ise bu bina uzun süre kullanılmamıştır.

Prensesin ölümünden yaklaşık olarak 150 yıl sonra yani 1872 yılında bu kez besteci Richard Wagner, bu benzersiz ancak kullanılmayan opera binasını keşfetmiş, Margravial’ın sahne derinliği,  izleyici kapasitesi ve görkemli oditoryumu onu çok etkilemiştir. Ünlü bestecinin girişimleri ile yeniden faaliyete geçen bina, sonraki dönemlerde de opera konserlerine ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca opera evi olması yanında tiyatro ve filmlerin de çekildiği bir yer haline gelmiştir.

Margravial Opera Evi Mimarları ve Eşsiz Mimarisi

2012 yılından bugüne Dünya Kültür Mirası içerisinde yerini alan bu benzersiz yapının mimarı ise Fransız asıllı Joseph Saint Pierre’dir. Binanın iç tasarımını ise mimar Giuseppe Galli Bibiena ile oğlu Carlo Galli Bibiena üstlenmiştir.

İtalyan Barok Mimarisinin en önemli örnekleri arasında yer alan Margravial Opera Evinin yapımında ağırlıklı olarak kanvas ve ahşap kullanılmıştır. Oldukça sade bir görünüme sahip dış yapıya karşın, opera evinin içi ise son derece göz alıcı süslemelere ve renklendirilmiş heykellere sahiptir.

Oditoryum ile göz alıcı sahne ise tek bir alanda birleşiler. Oditoryumun üzerinde yer alan locaları ve de sahneyi süsleyen heykeller ise Hohenzollern hanedanını temsil eder.

Eşsiz bir mimari tasarıma sahip olan Margravial Opera Evinin, sahne perdeleri hariç, tüm yapısı orjinalliğini korumaktadır. Perdelerin ise, 1812 yılında Napolyon’un ordusu tarafından yerinden alındığı düşünülmektedir.

Barok Mimarinin Başyapıtı Margravial Opera Evi

Festivallerin merkezi konumunda olan Almanya’nın Bayreuth kentinde yer alan ve kentin belki de en önemli kültür merkezi konumunda bulunan Margravial Opera Evi, barok mimarinin bir başyapıtı olarak günümüzde de tüm ihtişamı ve benzersiz mimarisi ile ziyaretçilerini konuk etmeye devam ediyor.

Exit mobile version