Koronavirüse yakalanan Avukat Ceren Koçak, anlattıkları ile pes dedirtti. Kendisinin hastalığı kaptığını bilmediğini ve bu dönemde birçok kişiyle temas halinde olduğunu söyledi. Testinin pozitif çıkmasının ardından temas ettiği kişileri arayıp haber vermek istedi. Fakat aradığı kişiler “aman benim adımı verme” diyerek olayın gizli kalmasını istediler.
Türkiye’de son haftalarda kovid-19 salgını hızlı bir şekilde yükselemeye başladı. Özellikle düğün ve tatil beldelerinin serbest olmasından sonra salgın ilk günkü yayılma hızına kavuştu. Kurban Bayramı’nın ardından da vaka sayılarındaki artış istatistiklere yansımaya başladı.
“Benim İsmimi Söyleme İşlerim Var”
Eskişehir’de 29 yaşındaki Ceren Koçak olayından sonra vakaların neden bu kadar hızlı artığı anlaşılabiliyor. Babasının rahatsızlığı nedeniyle hastaneye giden Ceren ve ailesi orada covid-19 testi oldular. Test sonuçları pozitif çıktı ve koronavirüs olduğunu öğrendi.
Hastalık sürecinde herhangi bir belirtinin kendisinde görülmediğini ifade eden Ceren, bu süreçte birçok kişiyle temas halinde oldu. Hastalığını öğrendiği anda temas halinde olduğu kişileri aradı ve hiç beklemediği tepkiler aldı. Koçak, yaptığı açıklamalarda;
“ Testim açıklanır açıklanmaz herkesi aradım. Hasta olduğumu bilmediğim dönemde temas ettiğim, görüştüğüm kişilerden bazıları ‘Benim ismimi söyleme, bu sene tatilim yarım kalmasın’, ‘Benim ismimi söyleme işlerim var. Şu an dükkan kapatamam’ dediler. Bu bilinç düzeyi çok fazla yok yani, bu da biraz yayılmaya sebebiyet veriyor” ifadelerini kullandı.
29 Yaşındaki Ceren Koçak Neler Söyledi?
Hastalığı ve süreç hakkında bilgiler veren Ceren Koçak;
“ Çok fazla hastalık belirtim yoktu. Normalde ben grip hastalığını bile çok ağır geçiririm ama grip kadar bile belirtim yoktu. Ateşim hiçbir zaman tedavi gördüğüm süre boyunca 36 dereceyi geçmedi, hiç öksürüğüm olmadı. Hastalığı geçiren bazı arkadaşlarıma sordum, inanılmaz kas ağrıları olanlar, bacaklarında ve sırtların ağrılar olanlar vardı. Bende öyle bir şey de hiç olmadı. Annemde ve abimde de bu tarz bir şey olmadı. Bizde hastalığı en ağır geçiren babamdı, o da hastalığı ayakta geçirdi. Sadece onda öksürük vardı, sonrasında zatürreye çevirdi ve hastaneden çıktıktan sonra antibiyotik tedavisine devam etti.”“ Babamın testinden sonra bizi aradılar, ‘Babanızda Covid-19 testi pozitif çıktı’ dediler. Biz aynı evde babam birlikte 4 gün kaldık, hastalığın eve kimin getirdiği de belli değil. “ Biz de test yaptıralım” dedim. Evde zaten 4 kişi kalıyoruz, abim var, annem var ve ben varım. Biz de gittik hastaneye ve bize de yaptılar o gün test. Akşamüstü doktor aradı “Sizin de testiniz pozitif çıktı, gelip yatışınızı yapmanız gerekli” dedi.
“Ben babamı hastaneye götürdüğüm gün duruşmaya girdim. Sadece hafif bir baş ağrısı vardı ama sürekli maske takmaktan dolayı oksijen alamadığımız için de başımızda bir ağrı olabiliyor. Mesleğimiz çok stresli, normalde zaten insanlar gündelik hayatlarında baş ağrısını çok çekiyorlar. Normal olarak bir ağrı kesici aldım. Tedavi gördüğüm süre boyunca ateşim hiçbir zaman 36 dereceyi geçmedi, hiç öksürüğüm olmadı mesela.”“ Sağlık emekçileri o kadar değerliler ki, hepsi de çok güler yüzlüydü. Hiçbirinden “Bunlar vebalı, bunlardan kaçalım” gibi bir şey hissetmedim. Bunu hastanede hissetmiyorsun, doktorlardan hissetmiyorsun ama dışarıdaki insanlar tarafından böyle bir yere konuluyorsunuz. Bizim zaten hiç kimsenin sağlığını tehlikeye atmak gibi bir amacımız yok, zaten ben testim açıklanır açıklanmaz herkesi aradım.”
“ Bazı insanlar, hasta olduğumu bilmediğim dönemde onlara temas ettiğim, görüştüğüm halde ‘ Benim ismimi söyleme, bu sene tatilim yarım kalmasın, ‘Benim ismimi söyleme işlerim var. Şu an dükkanı kapatamam’ dediler. Bu bilinç düzeyi de çok fazla yok yani bu da biraz yayılmaya sebebiyet veriyor. Orda sizin düşündüğünüz sadece kendi sağlığınız değil. O insanlardaki düşünce ‘ Aman kimse duymasın.’ Bu utanılacak bir şey değil, hepimizin hasta olma ihtimali var ve en önemlisi de Kovid-19 pozitif hastayı aradığınızda ‘Seninle biz görüşmüş müydük? Hastalığı nasıl kaptın? Dikkat etmedin mi?’ gibi yargılayıcı tavırlara girmemeleri. Çünkü o insan kendisini zaten inanılmaz suçlu hissediyor” dedi.