Kıtaların Buluşma Noktası İstanbul’un Tarihi ve Efsanevi Otelleri

Bir kere gören herkesi

Bir kere gören herkesi kendine hayran bırakan İstanbul’un incileri sayılabilecek en tarihi ve dillere destan otellerinde tarihi bir yolculuğa çıkmak ister misiniz? Haydi, başlayalım…

Efsanevi Oteller

Kıtaların buluştuğu İstanbul, kendi güzelliği kadar sahip olduğu mekanların özelliği ile de görenleri büyüleyen destansı bir kenttir… Peki, kadim İstanbul’un bu en özel mekanları arasında yer alan kentin efsaneleşmiş ve hala işleyen otelleri hangileridir? İşte, İstanbul’un önde gelen, yaşanmışlıkları içinde barındıran, konuklarının izlerini taşıyan en ünlü tarihi otelleri…  

İstanbul Çırağan Sarayı

İstanbul’un incisi boğazın tam kenarındaki yerleşkesi ile gerçek bir saray deneyimini konuklarına sunan Çırağan Sarayı yapımı 1857 yılına dayanıyor. Dönemin Padişahı Sultan Abdülmecit’in talimatları ile batılı ülkelerde yer alan ünlü saray modellerinden esinlenerek yapılan Çırağan Saray, günümüzde Kempinski Oteller Zinciri bünyesinde işletiliyor.

Mükemmel bir mimari ve eşsiz bir konuma sahip bulunan Çırağan Sarayı, yerli ve yabancı çok prestijli konukların ilk tercihleri arasında yer alıyor. Çırağan Sarayı,  mekanın güzelliği ile yarışan yemek menüleri ile de İstanbul’un en efsane ve tarihi otelleri arasında ilk sıralarda sayılıyor.  

İstanbul Pera Palas

İstanbul’un en tarihi ve özel otelleri arasında yer alan Pera Palas, Beyoğlu’nun Pera olarak anıldığı dönemde Türkiye’nin en nitelikli oteli olarak hizmet etmeye başlayan Neoklasik çizgiler barındıran ve oryantalist mimariden esinlenen Art Nouveau tarzında bir oteldir. 1895 yılında eşi görülmemiş bir balo ile kapılarını açan Pera Palas, Atatürk başta olmak üzere birçok ünlü konuğu da ağırlamıştır. Atatürk’ün kaldığı 101 numaralı oda şu an bile bir müze oda şeklinde korunmaya devam ediyor.

Şark Ekspresi ya da bilinen adıyla Orient Express yolcularını da ağırlayan Pera Palas’ın en bilinen misafirleri arasında İngiltere Kralı VII. Edward, Alfred Hitchcock, Agatha Christie ve Ernest Hemingway gibi büyük isimler sayılabilir. Kapalı kaldığı dönem sonrasında tamamen aslına uygun şekilde Jumeirah lüks otel zincirleri tarafından yeniden açılan Pera Palas’ın 411 numaralı odasında ise, Agatha Christie’nin klasikleşmiş eseri “Doğu Ekspresinde Cinayet” romanını yazdığı biliniyor. Bu oda da halen daha bir daktilo ile gizemli anahtar replikası sergilenmeye devam ediyor.

Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki ilk oteli olma ayrıcalığına da sahip Pera Palas’ın, kendi kadar ünlü 124 yıllık tarihi asansörü yanında Agatha Restaurant, Orient Bar, Kubbeli Salon ve Patisserie de Pera gibi bölümleri de halen konuklarına hizmet vermeyi sürdürüyor.  

Four Seasons Sultanahmet

İstanbul’un merkezi sur içinde yer alan ve günümüzün en lüks konaklama imkanlarını sunan bu otel, 1919 yılında hapishane olarak hizmet vermesi amacıyla inşa edilen bir yapı. Bir dönem bu vazifeyi de yürüten bu binada Nazım Hikmet de bir süre hapis yatanlardan birisi. 1996 yılında yaşadığı büyük değişim ile otel olarak hizmet vermeye başlayan Four Seasons Sultanahmet, İstanbul’un en gözde tarihi mekanlarına yakınlığı ile de eşsiz bir deneyim sunan otel, İstanbul’un en beğenilen konaklama noktaları arasında yer alıyor. Neo Klasik yapıdaki bu otelde en küçük ayrıntılar dahi tarihi dokuya uygun olarak ayarlanmış durumda. Örneğin otel girişinde halen “İstanbul Tevkifhanesi” yazısını görmek mümkün.  

Büyük Londra Oteli

Orient Express yolcuları için açılan bir başka otel olan Büyük Londra Oteli de, Beyoğlu’nun en nadide yerlerinden birinde altı katlı binası içinde hizmet sunmaya devam ediyor. Eşsiz lobisinden tarihi dokuyu koruyan odalarına dek ünlenen bu tarihi otel, Ernest Hemingway’in İstanbul’da kaldığı süreçte konakladığı otellerden biri olmasıyla da önem taşıyor.  Pek çok filme ve romana da konu olan Haliç manzaralı bu ünlü otel de İstanbul’un en tarihi yapıları arasında bulunuyor.  

İstanbul Sumahan on the Water

Eski bir rakı fabrikasından dönüştürülen tarihi yapısı ile Sumahan Otel, kendi adını da kuru ve yaş üzüm ispirtosunun anason tohumu ile ikinci kez damıtılması yoluyla elde edilen, özel bir tür rakı olarak ün yapan  “suma” dan alıyor. 1875 yılında inşa edildiği bilinen ve 19. Yüzyıl Osmanlı Mimarisinin nadide eserlerinden biri olan otelin her bir odasının ismi de bir İstanbul semtinin adını taşıyor.  

İstanbul Splendid Palas

Büyükada üzerinde yer alan ve İstanbul’un en eşsiz binaları arasında sayılan Splendid Palas, Art Nouveau tarzına sahip yapısıyla görenleri büyülüyor. 1908 yılında açılan bu otel Atatürk’ü de ağırlamış. Otel ilk gün sahip olduğu özellikler korunarak işletiliyor. Tarihi eser statüsüne de sahip olan otel, muhteşem bir avluya da bünyesinde barındırıyor.