Toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren nafaka gibi bir konuda verilen yeni karar ile üniversite mezunu da olsa iş bulamayan gence babası tarafından ödenen yardım nafakasının kaldırılmasına dair yerel mahkeme kararı bozularak, yardım nafakası ödenmesinin gerekliliğine vurgu yapıldı.
Mahkeme Babanın Talebini Kabul Etti
Söz konusu olayda, Ankara’da yaşamını sürdüren bir baba, üniversite mezunu olan ve 25 yaşında bulunan kızına bağlanan ve kendisi tarafından ödenen yardım nafakası kaldırılması talebi ile dava açtı.
Baba, yardım nafakası davası iptal talebinde kızının 2013 yılı itibariyle üniversiteden mezun olarak eğitimini tamamladığı, yaşamını sürdürebilecek olanaklara sahip olduğundan artık yardım nafakası ihtiyacı kalmadığını iddia etti. Yardım nafakası alan kızı ise, üniversite mezunu olmasına rağmen bir iş bulamadığını, KPSS kursuna devam ettiğini ve yardıma ihtiyacı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istedi.
Babanın iddialarını yerinde bulan Ankara 4. Aile Mahkemesi verdiği kararı ile yardım nafakasını kaldırdı. Mahkeme kararında, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunu olan kızın, mezun olduğu okul ve mesleği itibarı ile iş bulma ve çalışma olanağına sahip bulunduğuna dikkat çekerek, işe girme imkanı bulunuyorken çalışmayan meslek sahiplerinin Türk Medeni Kanunu 364. maddesi uyarınca yardım nafakasına hak kazanamayacağını ancak ergin olduktan sonra eğitimin devam ettiği hallerde yardım nafakası alınabileceğini belirtti.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararı Bozdu
Mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine dosya üzerinde temyiz incelemesi gerçekleştiren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ise yerel mahkeme kararını bozdu. Daire, temyiz incelemesi neticesi, kızın üniversite mezunu olmasına karşın dava tarihi itibarı ile herhangi bir işte çalışmadığına, bitirdiği bölüm göz önüne alındığında ülke şartlarında hemen bir iş bulma imkanı bulunmadığına, kızın işe girebilmek amacıyla KPSS kursuna gittiğine ve halen daha babasının yardımına muhtaç olduğuna vurgu yaptı.
Mahkeme İlk Kararında Yardım Nafakası için Direndi
Bozma üzerine dosya tekrar önüne gelen yerel mahkeme (Ankara 4. Aile Mahkemesi) ilk verdiği kararında direnerek bozmaya uymadı. Bunun üzerine dosya karar verilmek üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne geldi.
Yardım Nafakası Konusunda Emsal Nitelikte ve Bağlayıcı Bir Karar
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, direnme sonucu önüne gelen dosyada yaptığı inceleme neticesinde ise yerel mahkeme tarafından verilen direnme kararını bozdu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kararında temel insan hakları arasında yer bulan eğitim hakkının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve uluslararası sözleşmeler ile garanti altına alındığına vurgu yapılarak, Türk hukukuna göre, bir çocuğun kendisini dünyaya getiren anne ve babasından bakım parası isteyebileceği ve bunun da en doğal hakkı olduğu kaydedildi.
Bu nafaka yükümlülüğünün, velayet hakkından bağımsız şekilde, sosyal yardım ve dayanışma düşüncesinden kaynaklandığı, yardım nafakası ile aile bireylerinin yoksulluk durumundan kurtarılmasının amaçlandığı ve bunun bir nevi sosyal yardımlaşma niteliğinde olup ahlak kuralları ve gelenekler ile zorunlu kılınan bir ödev olduğuna işaret edildi.
Karar gerekçesinde, Türk Medeni Kanunu kabulüne göre, ana ve babanın çocuğuna karşı bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına dek sürdüğü, çocuk ergin olduğu durumda da eğitimi devam ediyorsa, ana ile babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak kaydıyla, eğitimi sona erene kadar çocuğa bakmakla yükümlü oldukları belirtildi. Yine gerekçede, yeme, içme, barınma, giyinme, sağlık, ulaşım ve kültür gibi bir bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak bir düzeyde geliri bulunmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiğine temas edildi.
Hukuk Genel Kurulu gerekçesinde ayrıca ‘Günümüz ağır ekonomik koşulları karşısında eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı, bir kural ve karine olarak kabul edilmelidir’ değerlendirmesine yer verildi.
Mezuniyet Eğitim Hayatının Bittiği Anlamına Gelmez
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, günümüz şartları karşısında çocuğun üniversiteden mezun olması ile başlı başına eğitim hayatının sona erdiğinin anlaşılmaması gerektiği, zira çocuğun edinmek istediği meslekle ilgili bir işe yerleşebilmesi için KPSS kursu, yabancı dil kursu, sertifika programı tarzı eğitim faaliyetlerine katılması gerektiği ve bunların da eğitimin devamı olarak kabul edilmesinde zorunluluk bulunduğuna vurgu yapıldı. Ayrıca çocuğun mezun olup, iyi bir işe yerleşmesinin, çocuk gibi babanın da yararına bulunduğu belirtildi.
Hukuk Genel Kurulu, Türk Medeni Kanunu 328. maddesi uyarınca ergin çocuğun eğitiminin devam etmesi durumunda ana ile babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde yardımda bulunmalarının bir yükümlülük olduğuna işaret ederek, dava tarihi itibariyle aylık 3 bin lira geliri bulunan ve uzman memur olan babanın, KPSS kursuna giderek eğitimini sürdüren ve düzenli bir geliri bulunmayan çocuğuna bir miktar yardım nafakası ödeyebileceğini belirtti.
Babanın eğitimine devam eden ve yoksulluğa düşmüş olan çocuğuna yardım etmesi bir zorunluluktur değerlendirilmesi yaptığı gerekçesi ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararını bozarak, bağlayıcı ve emsal nitelikte bir karara imza atmış oldu.