İskambil kartlarının nerede ve ne zaman hayatımıza girdiğini tam olarak bilmiyoruz. Yedinci ve onuncu yüzyıllar arasında Asya’nın doğusunda ortaya çıktığı ve on üçüncü yüzyılda Marco Polo’nun eliyle Avrupa’ya getirildiği tahmin ediliyor. Arap yarımadası ya da Hindistan taraflarından geldiğini ileri sürenler de var. Ama bugünkü şekilleriyle kullanılmalarının 14. yüzyıl Fransa’sına dayandığı kesinlik taşıyor.
Kartlardaki şekillerin anlamı nedir?
Fransa’da geçmişte var olan dört sınıf, iskambil kağıtlarına kupa, maça, karo ve sinek olarak temsil ediliyordu. Kupa bir kalkanı şekline benzerliği ile yönetim gücünü yani üst sınıfı ve kiliseyi, maça mızrağın ucuna benzeyen şekli ile askeri gücü, karo ticari işletmelerin eşkenar dörtgen kiremidinden esinlenerek para gücünü yani orta sınıfı, sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile iş gücünü yani köylüyü temsil ediyordu. Bugün briç, poker veya benzeri oyunlarda, kupanın en değerli, sineğin ise en değersiz kart olmasının nedeni tamamen bu sınıflamaya bağlıdır.
Kartlardaki insan portrelerinin anlamı nedir?
Bizim papaz adını verdiğimiz kartın adı İngilizce ‘de kral (king), kızın ise kraliçedir (queen). Bacak veya oğlan için ilk başlarda düzenbaz anlamında ‘knave‘ kelimesi kullanılırken, günümüzde erkek anlamına gelen ‘jack‘ ismi kullanılmaktadır. Anlaşıldığı üzere yurtdışında kral ve kraliçe evli iken, biz onu biraz yaşlı görmüşüz bu yüzden krala ‘papaz’ adını vermişiz ve kraliçeye de ‘kız’ diyerek ‘oğlan’a layık görmüşüz.
Kartların isimleri neden İngilizce olanlarından farklıdır?
Her ne kadar bir kalkanı andırırsa andırsın, asil sınıfı temsil ettiği ileri sürülürse sürülsün ‘kupa’ kalp şeklindedir. Bu nedenle Fransızlar ona ‘coeur‘, İngilizler ise ‘heart‘ adını uygun görmüşlerdir. ‘Karo’ için Fransızcadaki kare anlamındaki ‘carreau‘, İngilizcede elmas anlamındaki ‘diamond‘ tercih edilmiştir. Bizde ‘sinek’ denen şekil ise üç yapraklı bir yoncadır. Fransızlar aynı anlamda ‘trefle‘ kelimesini kullanırlarken, İngilizler ‘club‘ ismini kullanmışlardır.
Briç oyuncuları ‘sinek’e de ‘trefli’, ‘kupa’ya ‘kör’, ‘maça’ya ‘pik’, derler, aslına uygun olan ‘karo’yu da olduğu gibi kullanırlar. Yani Osmanlı zamanındaki Fransa ve Fransızca etkisini iskambil destesi ayan beyan gösterir. Bizim kullandığımız “İskambil” kelimesi de dilimize yine Fransızcadan, “briscambille” sözcüğünden geçmiştir.
Farklı bir görüşe göre ise, destede 4 farklı grup olması 4 mevsimi, 52 kart olması yılın haftalarını ve her grubun 13 karttan oluşması ayın döngüsünü sembolize eder.
‘Kupa Kızı ve Sinek Valesi’ şarkısını şimdi daha iyi analiz edebiliriz sanırım.
Bir iskambil falında
Çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı
Sinek valesiydim ben ise…