İki Tekerin Üzerinde Geçen Hayatlar

Bir yaşam tarzına sahip

Bir yaşam tarzına sahip olmak herkesin kolay kolay başaramayacağı bir basamak. Hayatın çeşitli iniş çıkışlar üzerinden şekillendiği düşünülürse, bu engebeleri iki tekerin üzerinde aşmaya çalışanlara saygı ile yaklaşmak gerekiyor.

Başlı başına hem emek hem de yetenek isteyen bir süreç olan bisiklet kullanımı, özellikle uzun yola çıkanlar için ve bu işi yarı profesyonel olarak hayatına yerleştirenler için keyifli olduğu kadar ciddi de bir uğraş.

Elbette günümüzde herhangi bir hobi, uğraş veya spor aktivitesi edinmek kolay değil. Hele ki bunu hayatınızın önemli bir parçası yapıyorsanız ve yarı profesyonel de bir noktaya taşıyorsanız. Bu noktadan değerlendirildiğinde bisiklet sürücülüğünün de kolay sürdürülebilir bir uğraş olmadığını kabul etmek gerek.

Bisiklet fiyatları özelinden bakılacak olursa, yarı yolda bırakmayacak ve kaliteli bir bisiklet için ciddi meblağları gözden çıkarmak gerekiyor. Bu nedenle, gerçekten hem bütçesinden hem de vaktinden ciddi bir kısım ayıran bisikletçiler saygıyı hak ediyor.

Başta sportif bir aktivite olarak hayatlarına adapte ettikleri bisikletin pedallarına takılan ruhları ile dünyayı dolaşanlar… Buldukları her fırsatta iki tekerin üzerinde memleketi köşe bucak arşınlayanlar… Her şeyi geride bırakıp kendini yolların bitmez tükenmez ufkuna bırakanlar… 

Tek sermayenin cesaret olduğu bu yolculukların hevesi bisiklet kullanan herkesin bir gün hayali olarak ufukta duruyordur. Şans ya bazıları bu yola erken çıkarken bazıları da bu cesaretin geleceği günün yolunu gözlüyordur…

İki Tekerin Üzerinde Geçen Hayatlar
Özgürlük mü? Kaçış yolu mu?

Özgürlük mü? Kaçış yolu mu?

Bisikletin kolay kullanılabilir olması, herhangi bir yakıt veya ekstra bir çabaya gerek duymaması her zaman daha fazla tercih edilmesinin nedenlerinden biri olmuştur. Bu tercihin elbetteki çeşitli nedenleri var. Bazıları günlük yaşantılarındaki zamanı elverişli kullanmak için tercih ederken bazıları sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralamak için iki tekerin üzerinde geçiriyor vaktini. Bunlar günlük koşturmacanın maddi götürülerini azaltmak veya getirilerini artırmak adına yapılan tercihler olsa gerek. Sahi, bisikletin varlığı, icadı, yola çıkışı sizi işe daha hızlı götürmek için olabilir mi?

Büyük büyük laflar etmeden önce bisikletin tarihi ve kullanımı üzerine birkaç yazı okuyarak bisikleti hayatınızın neresine koyduğunuzu belirlemekte fayda var sanki. Zaman ve tekerlek üzerine düşünen birçok düşünürden yola çıkarak, bisikletin aslında bir ulaşım aracı olmasından çok insanın kendi başına kalma aracı olduğunu varsayabilir miyiz?

Eğer tekerlek denen icat sizi sadece bir yerden bir yere götürmek için bulunduysa, her şeyin tek amacı zamanı kazanmaksa, o zaman inin lütfen bisikletlerinizin tepesinden. Daha fazla eziyet etmeye gerek yok tekerleklere. Mademki bu iki tekerin icadı zamanı kazanmak ve ulaşmak bir yerlere, şimdilerde popülerleşen elektrikli bisiklet modelleri içinden seçin kendinize bir tane, hem dünyayı da kurtarırsınız belki?

Zaman kavramının birbirine bir zincirle bağlı iki tekerlek ile ilişkisi ne olabilir? Zaman, mekan ve hareketin birbirinden bağımsız olmadığını düşünen Albert Einstein, bisikletin üzerindeki ünlü fotoğrafında belki de bunları düşünüyordu. İzafiyet teorisi iki tekerin üzerinde düşünülmüş olabilir mi? Bunları bilmemiz elbette zor ancak üzerine düşünmeye değer olsa gerek. Üzerine bindiğiniz tekerler sizi özgürleştirirken hangi zaman ve mekandan bağımsız olabileceğiniz üzerine biraz olsun düşünmek girişte uğraş ve hobi gibi ifadelerle belki de değerini azalttığımız bisiklet ruhunun çekirdeğini oluşturabilir. Nerede hani kaçış diye soracak olursanız da, eğer insanoğlu iki tekerle kaçabilseydi bir yerlerden veya bir şeylerden, ne sayfa sayfa kitaplar yazardı, ne de devasa roketler tasarlardı bu dünyada.