Hasan Sabbah Tarikatı Haşhaşiler

Suikastçı birlikler yetiştirmesi ile

Suikastçı birlikler yetiştirmesi ile bilinen ve Orta Çağ’ın en ilginç figürlerinden biri olan Hasan Sabbah Tarikatı Haşhaşiler adlı kripto oluşumun da kurucusudur.

Sabbah, oldukça hırslı ve lider bir karaktere sahiptir. Bir nevi ulvi bir kişilik olarak da bilinen Sabbah’ın cennet vaadinde bulunduğu müritleri onun için gözü kapalı bir şekilde savaşabilmekteydiler.
Alamut Kalesi adı verilen görkemli yapıda yaşayan ve rivayete göre 34 yıl boyunca dışarı adım atmayan Sabbah ve ilginç tarikatı hakkında detaylı bilgilere ulaşmak için okumaya devam edin.
İlginizi Çekebilir: Bir Tarihçinin Gezi Rehberi: İlber Ortaylı Seyahatnamesi
Alamut Kalesi adı verilen görkemli yapıda yaşayan ve rivayete göre 34 yıl boyunca dışarı adım atmayan Sabbah

Hasan Sabbah Kimdir? Hayatı ve Gerçekleştirdiği Eylemler

Hasan Sabbah, müritlerine cennet vaadinde bulunduğu söylenen ve ömrünün uzun bir dönemini kalesinde yaşayarak geçiren bir liderdir. Orta Çağ döneminde yaşayan Sabbah, 11. Yüzyılın ortalarında dünyaya gelmiştir.
Tam ismi Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin Hüseyin bin Sabbah el-Hamari olan tarikat lideri zekası ve hırsı ile henüz küçük yaşta dikkat çekmeye başlamıştır.
Kesin olmamakla birlikte anlatılan rivayetler doğrultusunda ünlü devlet adamı Nizamülmülk ve usta şair Ömer Hayyam’ın Hasan Sabbah ile eskiye dayanan dostlukları vardır.
Bu üç önemli kişi de yılar sonra dünya çapında önemli mertebelere ulaşmayı başarmışladır. Bu noktada ise Nizamülmülk ile Sabbah’ın arası açılmış ve Sabbah ömrü boyunca Nizamülmülk’e kin ve intikam duygusu beslemiştir.
Nizamülmülk ve usta şair Ömer Hayyam’ın Hasan Sabbah ile eskiye dayanan dostlukları vardır.

İsmailik Mezhebi ile Tanışması

Sabbah, Mısır Kahire’de tam üç sene boyunca kalarak İsmailik mezhebi hakkında detaylı bilgilere ulaşır ve dini eğitimler alır. Bu eğitimlerin ardından yeniden yollara düşen ve zaman zaman sürgüne gönderilen Sabbah, İsmailik mezhebini yaymak adına çalışmalar yapmaya başlar.
Bu yolculukları esnasında Deylem adında bir bölgeye gelen Sabbah, burayı çok beğenir ve kendi adı ile birlikte üne kavuşan meşhur Alamut Kalesi’ni burada inşa ettirir.
Sabbah’ın namı günden güne yayılmaya başlar ve kalede yaşamaya başlamasıyla da birlikte etrafında müritler toplaşır olur.
Müritlerine güzel bir hayat sunma vaadinde bulunan ve öldükten sonra cenneti garantileyeceklerini söyler.

Hasan Sabbah’ın Yalancı Cenneti

Müritlerine güzel bir hayat sunma vaadinde bulunan ve öldükten sonra cenneti garantileyeceklerini söyleyen Sabbah, böylece binlerden oluşan bir orduya da sahip olmuş olur.
Müritler kalede diledikleri gibi yiyip içiyor ve en güzel kadınlar ile vakit geçiriyorken aynı zamanda ağır askeri eğitimlere de tabi tutuluyorlardı.
Başta Selçuklular ve Abbasiler olmak üzere dönemin büyük devletleri ile savaşan Sabbah, hemen hemen 50 kişinin de suikastından sorumlu tutulmaktadır.
Hatta Nizamülmülk’ün de öldürülmesini Sabbah’ın müritlerinin gerçekleştirildiği rivayet edilir. Selçuklu Devleti’nin zayıflamasında büyük bir paya sahip olan Sabbah, 1124 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Hasan Sabbah’ın Tarikatı Haşhaşiler

Haşhaşiler, Sabbah’ın müritlerine ve ordusuna verilen isimdir. Bu ismin ordu mensuplarının haşhaş bitkisini kullanarak suikastçı oldukları yönünde gelişen rivayetlerden geldiği söylenmektedir.
Özellikle Selçuklular, Abbasiler, Tapınak Şövalyeleri ve Haçlılara yönelik çeşitli saldırılar düzenleyen bu ordu, suikastçı kavramının ilk kez ortaya atılmış hali olarak da kabul edilir.
İsmailik mezhebi kapsamında eylemlerini gerçekleştiren ordu mensuplarının tamamı Sabbah’ın kalesinde yaşamakta ve her gün ağır eğitimlere tabi tutulmaktadırlar.
Bu askerlerin aynı zamanda intihar komandosu oldukları da söylentiler arasında yer almaktadır. Cennet vaadi ile yola çıkan ve amaca ulaşmak için her şeyi yapabilmek durumda olan ordu mensupları için ölmek, büyük bir zafer olarak kabul edilmekteydi.