İnsanlar yüzyıllardır gıdaların özelliklerini değiştiriyorlar ve ortaya çıkan gıdayı da manipüle ediyorlar. Bu şekilde ürettikleri gıdaların cazibesini artırıyorlar. Yediğimiz birçok şey ise gıda endüstrisinde üretime dayalı çiftliklerden ve fabrikalardan sofralarımıza geliyor. Genetik modifikasyon olarak adlandırılan yol istenen gıdanın elde edilmesinde belirli ve bilimsel bir sürecin izlenmesi olarak ifade ediliyor.
Genetik modifikasyon tekniğinde organizmanın DNA yapısıyla oynanıyor ve DNA yapısı doğrudan kesilerek değiştiriliyor. Bu sayede de üretimde sonuçlar ve standartlar kontrol altında tutulabiliyor. Oysa eskiden kullanılan seçici yetiştirme yöntemlerindeki süreçte bazı kısımlar şansa yönelikti. Peki ya, geleceğin gıdaları nasıl olacak?
Geleceğin Gıdaları Nasıl Olacak?
Genetik modifikasyon teknikleri artık hayvansal gıda endüstrisinde de kullanılır olmaya başladı. Gıda kalitesini artırmak için balıklarında genetiği değiştirildi ve genetiğiyle oynanan balıkların daha az beslenmelerine rağmen 18 ay gibi bir sürede erişkin boyuta ulaştıkları görüldü. Normal şartlarda 18 ay balıkların erişkin boya ulaşma sürelerinin yarısı olarak belirtiliyor.
Bir sonraki adımın daha radikal olması planlanıyor ve hastalığa yakalanmayan domuzlar ile tavuklar üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Boynuzları olmayan süt inekleri ile fazla yavru doğurabilen koyunlarda yine projeler dahilinde bulunuyor.
Bilim insanları kuraklığa dayanıklı bitkiler ve ürünler yetiştirme ve geliştirme çalışmaları da yapıyorlar. Dünyanın bazı bölgelerinde yaşanan kuraklıklar nedeniyle mahsullerin yetişmediği oluyor ve bu sebeple insanlarda aç kalma riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. İşte bu yöntemlerle kıtlığında önlenmesi planlanıyor. Çünkü iklim şartlarının daha da kötü olabileceği göz önünde bulunduruluyor.
Bilim insanları tarafından ideal özellikleri olan ve çevresine uyumlu mahsuller yetiştirmek için doğal ortamlarda gelişen organizmaların incelemeleri yapılıyor. Sonra bu organizmaların DNA’larındaki avantajlı yönler alınarak seri bir şekilde üretilebilecek mahsullerin geliştirilmesinde kullanılıyor.
Böylelikle genetiği değiştirilen fakat daha lezzetli, besleyici ve hastalıklara karşıda dirençli gıdaların ortaya çıkması planlanıyor. Laboratuvarlarda bu yönde gen kombinasyonları çalışmaları yapılıyor.
Peki, Genleriyle Oynanarak Üretilen Gıdaların Olumsuz Etkileri Var mı?
GDO ( Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ) yetiştirilmesinin ve hatta tüketilmesinin çevreye zararı olduğu sürekli konuşuluyor ve tartışılıyor. Doğanın seyrini değiştirmekte gıdalardaki faydalı yönleri artırabilir. Fakat yine de bu yöntemlerin olumsuz yanlarının olabileceğini de bilmek gerekir.
Bazı uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda GDO’lu ürünler ile beslenen kişilerin alerjik reaksiyon geçirebilecekleri ve bu reaksiyon olasılıklarının da artabileceği konuşuluyor. Tüm bunların dışında bu mahsullerin dirençli olacağı ve bu nedenle de kimyasal şirketleri tarafından daha zehirli tarım ilaçlarının da geliştirilmesinin gerekeceği de söyleniyor.
Ek Olarak 5 İlginç Bilgi!
1- Kutup Elması
Elmalardaki kararmayı önleyebilmek için geliştirilen yeni elmalar ABD’de bulunmakta ve bu elmaların kesildikten sonra renklerinin değişerek kararması önleniyor. Bu tür elmaları geliştirenler, bu özelliklere sahip olan gıdalar sayesinde atıklarında azalacağı yönünde konuşuyorlar.
2- Şeftali Aromalı Çilek
Araştırmacılar en lezzetli çilekleri üretmek için deneyler ve çalışmalar yapıyorlar. Genetikleri ile oynanarak değişikliler sonucunda çilekle şeftali birleştirildi ve şeftali aroması olan çilekler de üretildi.
3- Hastalığa Dayanıklı Muz
Muzlarda görülen ve yaygın bir hastalık olan fusarium solgunluğu bilim insanlarını harekete geçirdi ve hastalığa karşı dirençli muzlar geliştirilmeye başlandı. Tüm muzların daha sağlıklı bir şekilde tüketilmesi için çalışmalar yapıldı.
4- Baharatlı Domates
Brezilyalı bilim insanları tarafından baharatlı yani acılı domates üretilmesi için çalışmalar yapılıyor. Biberde bulunan acı kimyasalları üreten bazı genlerin aynısının domateste de var olduğu fakat etkin olmadığı söyleniyor. Genomların bu kısımlarının değiştirilmesiyle domateslerin bibere daha yakın olması da sağlanabilir.
5- Gökkuşağı Papayası
Papaya üretiminde verimi artırmak planlandı ve gökkuşağı papayası geliştirildi. Hawaii’de bulunan papaya çiftliklerindeki ringspot virüsü sebebiyle çok yüksek miktarlarda mahsuller çöpe dökülüyordu. 1998’de ticari olarak gökkuşağı papayasının Hawaii’deki papaya endüstrisini de kurtardığı düşünülüyor.
Zorunlu Evrim!
Peki, ideal genlerin bitkilere aktarımı nasıl oluyor? Zorunlu evrim nasıl gerçekleşiyor? İşte ayrıntılar: