Bu korkunç Osmanlı işkenceleri tüylerinizi diken diken edecek! İşte, keşke öğrenmeseydim dedirten Osmanlı işkenceleri…
Tarihi geçmişe baktığımızda her imparatorlukta olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu döneminde de suçlulara pek çok işkence uygulandı. Biz de sizler için kimisinin varlığı kesin olan, kimisinin uygulandığı doğrulanmayan fakat efsaneleşen Osmanlı işkenceleri nelerdi ve nasıl uygulanırdı bir araya getirdik. İşte, 600 yıl boyunca hüküm süren Osmanlı Devleti’nin uyguladığı işkence türleri, öğrendiğinizde kanınızı donduracak Osmanlı işkenceleri…
Penis Deliğine At Kılı ya da Domuz Kılı Geçirip Çekme
İşkencenin adını okuyunca bile kulağa yeterince korkutucu geliyor. Osmanlı işkencelerinden olan bu işkencede, kurban ya da suçlunun penis deliğinden at kılı ya da domuz kılı geçiriliyor ve daha sonra hızlıca çekiliyordu.
At kılı veya domuz kılı yapısından dolayı, kıl geri çekildiğinde beraberinde penis içinden eti de getiriyordu. Bu Osmanlı işkencesinin aynısı zaman zaman penis yerine yemek borusuna da uygulanırdı.
Cinsel Organı Kesip Yedirme
İçerisinde cinsellik barındıran Osmanlı işkenceleri arasında cinsel organı kesme ve yedirmek de var. Ancak bu işkence, zina suçu işleyen kişilere ceza olarak veriliyordu. Eğer bir erkek zina yaptıysa önce cinsel organı kesiliyor ve ardından kendisine yediriliyordu.
Deri Yüzüp Denize Atma
Okuyunca bile tüylerin ürpermesine yetiyor! Eğer bir kişi, bir nedenden dolayı suçlu bulunmuşsa derisi yüzülüyor ve daha sonra da denize atılabiliyordu.
Çarmıha Germe
Osmanlı’da çarmıha germe cezası Abaza Mehmet Paşa döneminde verilirdi. Bu ceza verildiğinde suçlu öncelikle çırılçıplak soyulur ve çarmıha gerilirdi. Daha sonra da deve üzerinde halka sergilenirdi. Ayrıca çarmıha germe cezası genellikle casuslara verilen bir cezaydı.
Fare Kemirme Cezası
Osmanlı işkenceleri arasında oldukça korkunç bir ceza daha; fare cezası. Bu cezada suçlu, çıplak olarak ortası delik sandalye üzerine oturtulur, altında da içi su dolu ve far bulunan bir kase konulurdu. Daha sonra da su ısıtılırdı. Suyun ısınmasıyla birlikte hareketlenmeye başlayan fare kaçacak bir yer bulamadığı için kurbanın makat deliğini kemirmeye başlayıp iç organlarına kadar ilerlerdi.
Çukur İşkencesi
Suçlu bulunan kişi daha önceden hazırlanmış bir çukurun ya da fıçının içine konulur ve sürekli yemek yedirilirdi. Çukur ya da fıçıdan çıkması mümkün olmayan suçlu, dışkısını altına yapardı ve böylelikle zamanla bedeni çürümeye başlardı.
Bu işkence sonucunda suçlu, dışkı dolu fıçının içinde yavaş yavaş çürüyerek ölürdü.
Keçi veya Deve Derisi Cezası
Suçlu bulunan kişi, güneşin altına yatırıldıktan sonra saçları kazınırdı. Saçların kazanmasından sonra da suçlunun kafasına keçi derisi ya da deve derisi geçirilirdi. Bu deri yavaş yavaş eriyerek kafasına yapışırdı. Böylelikle yeni çıkacak olan saçlar, dışarı çıkmak için bir boşluk bulamadığından içe doğru çıkmaya başlar ve beyne ulaşırdı. Böylelikle kurban hayatını kaybederdi.
Tuzda Bekletme
Osmanlı işkenceleri denilince akla gelen bir işkence de; kurbanı tuz içinde bekletme. Bu işkencede önce kurban tuz dolu çukur içerisinde bekletilir ve daha sonra soğuk suya atılırdı.
Hadım
Osmanlı’da Kanunname’de dahi yer alan bir ceza; hadım etme. Erkeklerin cinsel organının kesilmesini ön gören bu ceza genellikle tecavüzcülere verilirdi.
Sıcak Sac İşkencesi
Suçlu bulunan kişinin kafası kesilir ve hemen yan tarafta bulundurulan yüksek sıcaklıktaki sac içine kafası bastırılırdı. Yani ölen kişiye son kez cansız bedeni gösterilirdi.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi