Dünya üzerinde öyle yapılar vardır ki, ilginç hikayeleri, eşsiz yapım üslupları ve yıllara meydan okuyan güzellikleri ile görenleri büyülemeyi başarırlar. Bu yazımızda da, o yapılardan biri olarak 1902 yılından bugüne bulunduğu şehrin ve ülkenin simgelerinden biri haline gelmiş Flatiron Binası yapısına odaklanacağız. İşte, benzersiz ve mükemmel üçgen şekliyle Flatiron Building…
İkonik Bir Yapı: Flatiron Binası
New York Manhattan’da bulunan Flatiron Binası ilginç formu ve yıllara meydan okuyan mimarisi ile dünya üzerindeki en ikonik yapılardan biri olarak dikkat çekiyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli kent merkezlerinden biri olan New York’ta Broadway ile Beşinci Caddenin (Fifth Avenue – 5th Avenue) kesişim noktasında bulunan bu ünlü gökdelen, üçgen şeklindeki yapısı nedeniyle ütüye benzetilmesinden dolayı Flatiron adı ile meşhur olmuş durumda. Çünkü Flatiron ne demek sorusunun cevabı; ütüdür. Flatiron Building adı ile bilinen bu yapının orijinal adı ise Fuller Binası olarak bilinmektedir.
Çığır Açan Bir Gökdelen
1902 yılında Daniel Burnham imzasıyla tasarlanan bu bina, New York için çığır açan bir gökdelen konumunda bulunuyor. Binanın bir diğer önemli özelliği ise çelik iskelet kullanılarak yapılan ilk gökdelen olması. Çünkü binanın yapım yılı olan 1902’de ve öncesinde çelik, yalnızca köprü yapımlarında kullanılan bir malzemeydi.
Bulunduğu Manhattan bölgesine ve dolayısıyla New York metropolüne kimlik kazandıran yapıların başında gelen Flatiron Binası, genellikle dikdörtgen bloklar içinde kendine has üçgen formu ile yükselerek alışılagelmiş diğer gökdelenlerden de ayrılıyor.
Kendine Özgün Bir Yapı Flatiron Binası İçi
Cephesinde hem gotik hem de rönesans motiflerinden izler taşıyan Flatiron Building, Fransız Beaux-Arts stilini de yapısında barındırıyor. Çağının ötesinde bir ofis binası ve iş yeri olarak tasarlanan bu gökdelen, üçgen bina yapı formuyla bulunduğu bölgeye görsel anlamda bir derinlik kazandırırken, binanın içine de ayrı bir hava veriyor. Flatiron Binası ici kuzey bölümünde bina genişliği iki metreye kadar inmesine karşın, bina içindeki odalarda eğimli duvarlar ile ayrıldığından gökdelenin odaları oldukça rahat kullanılabiliyor. Bulunduğu konum itibariyle bu odalar ayrıca muazzam bir Manhattan manzarasına da sahip bulunuyor.
Flatiron Binası : New York’un Simgesi
Flatiron Binası kendine özgü strüktürel formu nedeniyle 1966 yılında New York’un simgesi olarak seçilmiş ve ardından 1979 yılında Ulusal Tarihi Yapılar Listesine de eklenmiştir. 1989 yılında ise Ulusal Tarihi Öneme Sahip Eser olarak ilan edilen Flatiron Building günümüzde gezginler ve meraklıları tarafından en çok fotoğraflanan yapılardan biri olarak öne çıkıyor.
22 katlı olan bu eşsiz binanın bulunduğu bölgede, son derece ünlü olan bu binanın kendi adından dolayı Flatiron – Fuller Bölgesi olarak anılıyor. Yani, bu zarif bina bulunduğu bölgeye de adını vermiştir. Flatiron Binası gelenekselin dışında olan yapımıyla yüz yılı aşkın bir süredir, bir mimari ikon ve aynı zamanda da uluslararası bir turistik cazibe merkezi durumuna gelmiştir.
Yapımının tamamlandığı 1902 yılından bugüne, dünya üzerindeki en orijinal yapılardan biri olarak New York’un ve Amerika Birleşik Devletleri’nin en bilinen sembol eserlerinden biri haline gelen bu gökdelen, geleneksel olmayan yapısı ile çok sayıda meraklı tarafından görülmek istenen yapılardan biri olarak dikkat çekiyor. Yine, oldukça ünlü olan bu yapıyı Hollywood’da sinema endüstrisi de çok seviyor. Çünkü bu yapı birçok dizi ve filmde ( Armageddon ve Spiderman gibi) izleyicinin karşısına çıkmış durumda. Flatiron Binası, her yönüyle New York’un görülmesi gereken en önemli yapılarından biri olarak eşsiz yapı formu bulunan Flatiron Building, zarifliği ve güzelliği ile adeta yıllara meydan okuyor.