Fermi Paradoksu Nedir? Dünya Dışı Uygarlıklar Var mı?

Fermi paradoksu denince akla

Fermi paradoksu denince akla gelen ilk soru; “Herkes nerede?” Nobel ödüllü fizikçi Enrico Fermi’nin 1950 yılında sorduğu bu sorunun amacı aslında dünya dışı zekaya gönderme yapmaktı. Üzerinden yaklaşık 70 yıl geçmesine rağmen hala cevaplanamayan fermi paradoksu sorusu hakkında bilim insanları çeşitli araştırmalar ve incelemeler yaptığı gizemli bir soru. Aynı zaman da bu konuda akademik yeterliliği olan insanlar kadar, uzman olmayanların da fikir yürütebileceği bir soru. “Paradoks” şeklinde isimlendirilen bu tür soruların özelliği, hakkında yaptığımız gözlemlerin ön görülerimizden farklı olması. 

Diğer yandan 100 milyar gezegen barındıran galaksimizin pek çok potansiyel yaşam alanı olduğunu biliyoruz. Kopernik ilkesinde “Dünya hakkında özel hiçbir şey yoktur ve insanlık hakkında özel hiçbir şey yoktur.” ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeden teknolojik zekanın pek çok kez evrimleştiğini ön görebiliriz. Buna ilaveten Drake denklemi sayesinde de Samanyolu’nda var olan dünya dışı medeniyetlerin sayısı tahmin edilebilir. Peki nedir bu Drake denklemi?

Drake Denklemi Nedir?

N = R * x fp x ne x fl x fi x fc x L

N = Galaksimizde bulunan gelişmiş medeniyetlerin sayısını ifade eder. Gelişmekte olan dünya dışı medeniyeti teknolojisinden elde edilen elektromanyetik salınımlar yardımıyla belirleyebiliyoruz. Çok gelişen medeniyetler teknolojileri sayesinde gezegenimizi fütüristik bir uzay aracı ile gezebilirler.

R* = Galaksimizde var olan yaklaşık yıldız oluşum oranını ifade eder. Yıldız oluşum sürecinden arta kalan malzemelerin gezegenlere dönüştüğü ve bu gezegenlerin de zaman içerisinde yaşamaya uygun bir hale gelebileceği ortaya koyuldu. ESA ve NASA, Samanyolu’nda bir yılda yedi yıldız doğduğunu söylüyor.

fp  =  Öngezegen disklerinde bulunan toz, gaz ve enkazla, çevresinde en az bir gezegen oluşan yeni yıldızların oranını ifade eder. Kepler Uzay Teleskobu, hemen hemen tüm kırmızı cüceler ve Güneş benzeri yıldızların yörüngelerinde gezegenler bulunduğunu tespit etti. Bu tespitle birlikte gezegenler oldukça sıradanlaşıyor.

ne = Güneş sisteminde var olan yaşamın gelişebilmesine izin verebilecek gezegenlerin sayısını ifade eder. Geçmişte veya gelecekte Mars ve Venüs’ün yaşamaya uygun bir yer olabileceğine ilişkin deliller bulunuyor. Bunlara gezegenlerin çevresinde bulunan yaşam barındırabilecek uydular dahil edilmiyor.

fl = Bir gezegende yaşamın var olduğunu netleştirebilmek için bunun için tüm yapı taşlarına sahip olması yeterli değildir. Denklemde yer alan fl, yaşamın en basit şekillerinde bile üzerinde görünebildiği gezegenlerin sayısını ifade eder. Bu aşamaya gelebilen şu ana kadar yalnızca bir gezegen bulunuyor. İlk kez mikrobiyal yaşam türünün Dünya’da 3,7 milyar yıl önce evrimleştiği biliniyor.

fi = Dünya’da neredeyse 3,7 milyar yıldır yaşamın var olduğu düşünülüyor. Fakat ilk atalarımızın izinin yalnızca 200.000 yıllık bir kısmının izini sürebiliyoruz. Yaklaşık son birkaç bin yıldır da insanlığın zeki bir tür haline geldiği biliniyor. Diğer yaşamlar bu seviyeye ulaşmadan kaybolmuş olabilir ya da hala tam olarak orada olmayabilir. 

fc = İnsanlığın uzay araştırmaları sanılanın aksine çok uzun yıllar önce başlamadı. Yalnızca 60 yıl kadar bir süredir Uzay Çağı’na girdiği ve Arecibo yoluyla 1974’te ilk mesajımızı ulaştırmış bulunmaktayız. Bunlar göz önüne alındığında uzaylı bir medeniyet var ise ancak teknolojileri bir mesaj iletecek kadar gelişmiş değilse komşu bir yıldız sisteminde de bulunsalar fark edilmeleri pek mümkün değildir. Denklemde yer alan fc, bunu gerçekleştirebilecek uygarlıkların oranını ifade eder.

L = Sinyallerin gönderilmesinden beri geçen süre L ile ifade edilir. Yaklaşık 50 senedir evrene farklı formlarda ve pek çok sayıda sinyal ve mesaj gönderiyoruz. Evrende yer alan diğer medeniyetlerden birinin bu durumu fark etmesi halinde ve eğer çok uzakta bulunmuyorlarsa karşılık gönderecek zamanları olabilir.

Evrenin Sırrı ve Fermi Paradoksu

Henüz sırları çözülememiş bu evrende var olan herhangi bir medeniyetin bizden yüz milyonlarca yıl önceden beri var olabileceği düşünülüyor. Şimdi bizim teknoloji seviyemize erişen ve birkaç bin yıldır bu teknolojiyi geliştiren bir medeniyet düşünün. Sahip oldukları teknoloji düzeyi, evreni onları tespit edebileceğimiz derecede rahatsız etmelerine yardımcı olmaz mıydı? Galaksinin kümeleşmesi yaklaşık bir milyon yıl sürebilir. Fakat bu süre sanıldığı gibi çok uzun bir süre değildir. Kozmik açıdan bakıldığında göz açıp kapatıncaya kadar geçer. Kolonileşmeyi tercih etmemiş olsalar dahi en azından tekno imzalarını saptayabilmeyi umuyorduk, oysa ki evren oldukça sessiz. İşte bu noktada Enrico Fermi’nin ünlü sorusunu, fermi paradoksu sorusunu sorabiliyoruz. “Herkes nerede?”

Fermi Paradoksu Üzerine Fikirler

Özellikle uçan dairelerin varlığına inananlar için fermi paradoksu sorusunun belirgin bir çözümü mevcut. Pek çok bilim insanı onların orda olduğunu söyleyerek fermi paradoksu sorusunu cevaplıyor. Dünya Dışı Zeki Yaşam Arayışı projesiyle birlikte varlıklarının tespit edileceği düşünülüyor. Bu konuda farklı fikirler de var elbette. İnsanlar, biyoloji, astroloji ve tesadüflerden dolayı evrende eşsiz olabilir. Bu teori gerçekse var olan tek teknolojik zeka bizimki demektir ve eğer böyleyse bu teknolojik zekanın yok olmaması gerekiyor.