En İyi 10 Post Apokaliptik Film: En iyi Apokalipto sonrası Aksiyon Filmleri

Genellikle korku ve kıyamet

Genellikle korku ve kıyamet sonrası bilim kurgusu türü başta olmak üzere karşımıza çıkan post apokaliptik filmler, sinemanın en sevdiği türlerden biridir. imdb puanı ile listede başları çeken bu Apokaliptik filmler, genellikle distopyalardan yola çıkılarak oluşturulmaktadır. Apokalipto sözcüğünden türeyen bu kavram kendisini sanatın diğer alanlarında da göstermektedir. Apokaliptik ne demek sorusunun cevabı da Türkçe dilinde “kıyamet” olarak çevrilmektedir.

Bu bağlamda apokaliptik film nedir? sorusuna da “kıyamet sonrası filmler” demek doğru olacaktır. Ocak 2020 listemizde özellikle son dönemlere damga vuran ve pek çok izleyiciyi derinden etkilemeyi başaran bilim kurgu edebiyatının apokaliptik yapımlardan örnekleri bulabilirsiniz. Daha önce izlemediğinize pişman olacağınız dünyanın sonu konulu 10 en iyi kıyamet filmleri!

1. 28 Days Later – 2002

Post apokaliptik filmler ( dünyanın sonu filmleri ) arasında biyolojik savaş kategorisinde yer alan 28 Days Later, korkunç bir virüsün insan doğasına etkilerini konu alan bir yapımdır. Virüsten etkilenmemeyi başarmış kişiler, maymundan bulaşan ve deliliğe sürükleyen bu hastalıktan kurtulmak için en sevdiklerini bile avlamaya çalışıyorlar.

Böylesi bir dünyada gözlerini terk edilmiş bir hastanede açan genç adam ise uzun zaman önce yaralandığını ve bu sürede komada olduğundan Londra’da nelerin meydana geldiğinden bir haber bomboş sokaklarda bir anlam aramaya çalışıyor. Öyle ki yerde bulduğu bir gazete parçasında virüsün neredeyse tüm dünyaya yayılmış olduğunu anlayınca kendisi de bu durumda yaşam savaşı vermeye çalışacaktır. 28 Days Later, korkunç bir virüsün dünyayı ne denli etkilediğini anlatan kıyamet sonrası edebiyatının bir efsane filmi.

2. 28 Weeks Later – 2007

28 Days Later’ın beş yıl aradan sonra çekilen aynı konuya bağlı olarak devam eden 28 Weeks Later, virüsten kurtulmayı başaran ve hayatta kalmaya çalışan bir grup insanı konu alıyor. Apokaliptik bilimkurgu filmler listesinde üst sıralarda yer almayı hak eden bu yapım da en az ilk filmi kadar iddialı.

Virüsün ilk yayıldığı zamanlarda dünyanın sonunun geldiği günlerde bir şekilde yolunu bulup kurtarılmış bölgede kalmayı başaran insanlar en nihayetinde kendi ülkelerine dönme hakkını elde ediyorlar.

Pek çok insanın hayatını kaybettiği dünyada artık kent sokakları teker teker temizlenmiş ve yeni bir hayat için hazır vaziyette. Ülkelerine dönen bir grup, kendi duygusal bağlarına yenik düşerek hastalığın yeniden ortaya çıkmasını sağlarsa bu sefer dünyanın tamamen sonu geldi demek olacaktır.

28 Weeks Later, aile bağlarından yola çıkarak dünyayı yeni bir sona hazırlayan farklı bir kült yapımdır.

3. The Mist – 2007

2007 yılı, post apokaliptik filmler açısından oldukça verimli bir yıldı. The Mist de senaryosunda Stephen King imzası bulunan muhteşem bir bilim kurgu filmi olarak bu yılda vizyona girmiştir. Tuhaf bir sis tarafından tamamen kaplanmış olan bir kasaba ve bu kasabada hayatlarına devam etmeye çalışan bir grup insan.

The Mist, kuşak çatışması, gelenek, modernizm eleştirisi ve daha birçok bakımından da özel bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Neden meydana geldiği bilinmeyen bir sis ile ortaya çıkan korkunç yaratıklar insan türünün sonunu getirmek için mi varlar? İşte bu sorunun yanıtını Stephen King’in muhteşem senaryosunda bulabilirsiniz.

4. I Am Legend – 2007

Apokaliptik sinema yapıtları arasında dikkate değer bir diğer film de başrolünde Will Smith’i izleyeceğiniz I Am Legend filmi. Rober Neville adlı bilim insanı, tüm dünyayı ele geçirmek üzere olan bir virüsün durdurulması için uğraşsa da ne yazık ki bunu gerçekleştirememiştir. Fakat dünyadaki tüm canlılar teker teker ölürken Neville, virüse zamanla bağışıklık kazanır. Bu da terk edilmiş dünyada genç bilim insanının tek başına kalmasına neden olacaktır.

New york, Afrika ve tüm Amerika kıtasını etkisi altına alan bir kurgu. Bu filmde inanmak istemeyeceğiniz, çok daha fazla gerçek unsur bulunuyor. Acaba bir gün böyle bir şey olabilir mi? sorusunu sormanıza neden olacak ö nemli bir yapım.

5. Independence Day – 1996

Apokaliptik film nedir? sorusunun cevabını Independence Day’ filminden daha iyi verebilecek bir yapım bulmanız mümkün değil. Indepencence Day, kıyamet sonrası bir evrende geçen ve baş rolünde yine Will Smith gibi bir usta bir aktörü izleyeceğiniz bir film.

Will Smith, kıyamet sonrası filmler ile kendini kanıtlamayı başarmış bir aktör. Öyle ki tüm dünya yok olmak üzereyken usta aktörün sadece hayatta kalan olması pek çok komedi türüne de yansımıştır.Independence Day, Amerika’da bulunan 51. Bölge üzerine yapılmış ustaca bir film. Filmde dünyaya gelmekte olan devasa uzay mekikleri saldırı için hazırlanıyorlar. Üstelik uzaylıların yaklaşması ile birlikte tüm dünya üzerindeki telekomünikasyon bağlantıları da kesilmiş vaziyette. Savaş ile aksiyonun bir arada olduğu bu kurgunun aksiyon alt türüdür.

6. A Quiet Place – 2008

Apokaliptik filmler arasında oldukça yeni bir yapım olan ve ikinci filmi olan A Quiet Place ‘in de çekildiği, hayatta kalmayı başarmış bir ailenin öyküsü. Dünya, sesten dolayı ortaya çıkan tuhaf ve korkunç yaratıklar ile zapt edilmiş vaziyettedir. En ufak bir ses bile bu tuhaf yaratıkları harekete geçirmeye yetecektir.Bu yüzden söz veya yazı arasında yazı seçeneği tercih edilmektedir. İşaret dilinin hakim olduğu filmde tek kelime etmek mümkün değildir. İşte böyle bir ortamda kırsal bir alanda yaşamaya çalışan bir ailenin hayatı anlatılıyor.

7. Blindness – 2008

Usta yazar Jose Saramago’nun aynı isimli romanından uyarlanan Blindness, körlük salgınının teker teker insanları ele geçirmesini anlatıyor. Göz doktoru olarak görevini yerine getiren genç bir adam, bir gün aniden kör olan bir hastası ile karşılaşır. Hastanın neden kör olduğu anlaşılmazken bu hastalık doktora da bulaşır. Bu zincirleme körlük durumu başka bir kimseden diğerine aktarılarak bir anda tüm bir kentte yaşayan insanların aniden kör olmaya başlaması üzerine bu tuhaf hastalığın nedenleri araştırılmaya başlanır. Kentte yaşayan yalnızca tek bir kişi kör olmamıştır; göz doktorunun karısı.

8. Shaun of the Dead – 2004

Listemizin bir alt sırasında bir zombi filmi yer alıyor. Bir zombi filmine hiç komedi unsurlarının da eklenmiş halini gördünüz mü? Apokaliptik yapılar arasında dikkat çeken Shaun of the Dead, Shaun isimli genç bir adamın zombiler ile olan mücadelesini anlatıyor. Shaun, hayatı pek çok açıdan kötü giden biri iken bir de bunun üzerine tüm dünyayı saran bir zombi istilası eklenecektir.

Genç adam, hem kız arkadaşını hem de annesini kurtarmak için tek başına yollar aramaya çalışır. Zombi türünün en güzel örneklerinden olan ve komedi unsurları ile bezeli bu filmi çok seveceksiniz.

9. The Road – 2009

Konusu gelecekte geçen bir film olan The Road, post apokaliptik filmler arasında oldukça özel bir yere sahiptir. Hem fütüristtik yapısı hem de kıyamet sonrası senaryosu ile dikkat çeken The Road, bir baba ve oğulun hayatta kalma savaşını anlatıyor. Kıyametin gerçekleşmesinin ardından korkunç bir yere dönen Amerika kıtası, insan türü için büyük tehdit oluşturmaktadır. Muhteşem bir hikaye ve aksiyonun bir arada yer aldığı filmde heyecandan yerinizde duramayacaksınız.

Amerikalı bir baba ve küçük yaştaki oğlu da bu cehennemden kurtulmak için farklı bir lokasyona gitme çabası içerisindedir. Baba ve oğlun şimdiki hedefi Amerika kıyılarıdır. Buraya doğru uzun bir yolculuğa çıkarken ikilinin başına pek çok macera gelecektir. Peki ya kurtarılmış bölge olduğu söylenen sahil kıyıları gerçekten de öyle midir?

The Road, roman uyarlaması bir kıyamet sonrası filmi olması sebebiyle de oldukça büyük bir ilgi ile karşılaşmayı başarmıştır. Kitabın yakaladığı satış rekoru etkisini gişede de göstermeyi başarmıştır.

10. Repo! The Genetic Opera – 2008

Yine bir gelecekte geçen bir film ve yine apokalipto unsurlarını içerisinde barındıran bir senaryo / resim. Filmde yalnızca apokalipto unsurlar değil duygusal anlar da yer alıyor. 2056 senesinde geçen Repo! The Genetic Opera filminde de baş rolde bir virüs ile nükleer kaynaklı salgın bir hastalık yer alıyor. Dünyanın çeşitli noktalarına yayılmayı başarmış bir nükleer virüs nedeniyle insanlar organ nakline muhtaç hale geliyorlar.

Tüm bu kaotik ortamda ortaya çıkan GeneCo isimli bir şirket ise hasta insanlar için gerekli olan organları nakledeceğini duyuruyor. Yüksek bir miktar para karşılığı bu hizmeti veren şirkette borçlarını ödemeyen hastalar için de bir avcı görevlendiriliyor. Repo Man isimli bu acımasız kişi, organ nakli olan kişilerin üzerinde büyük bir tehdit oluşturuyor.

Bir diğer yandan da tek başına kalan genç bir kadın, hem kendi hastalığı için bir çözüm hem de ailesinin gizemli geçmişini araştırmak için yollara düşüyor.

İzlerken kelimelerinizi yutacağınız muhteşem bir yapım ve oyunculuk.