Ekonomik gelir düzeyinin düşük olması, yaşanılan ekonomik krizler ve doğal olan ihtiyaçların pahalı olması kişilerde sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Kalp rahatsızlıkları, beyinsel aktivitelerin düşüşü ne yazık ki ekonomik gelirin yetersiz olmasından kaynaklanıyor.
Düzensiz Gelir, Sağlıksız Yaşam Demek
Yıllık ortalama geliri %25 oranında düşüş gösteren genç yetişkinler, orta yaşlar da beyinsel aktivitelerinde düşüş yaşıyor. Ayrıca kalp rahatsızlıklarına da oldukça yatkın oluyorlar.
Geçtiğimiz ayla da Neurology dergisinde yayımlanan bir makaleye göre gelir de sürekli hale gelen dalgalanmaların üzerimiz de ki etkileri sandığımızdan çok daha fazla oluyor. Psikolojik ve fizyolojik yönden sağlığımıza zarar veren düzensiz gelir için Fransa İnserm Araştırma Merkezinden Leslie Grasset;
“Gelir değişkenliği 1980’li yıllardan beri rekor düzeyde; bunun sağlığımız üzerinde olumsuz etkisi olduğuna dair çok somut veriler mevcut. Bu dalgalanmaları yumuşatacak önlemler ise ABD ve diğer ülkelerde zayıflatılmaya devam ediyor. Araştırmamız, 2000’li yılların sununda ABD’de gerçekleşen ekonomik duraklama döneminde takip ettiğimiz katılımcıları kapsıyor. Sonuçlara göre gelirdeki yüksek dalgalanma ve ani düşüşler, orta yaşlarda beyin açısından olumsuz sonuçlar doğuruyor”
Diyor.
Genç yetişkinler de CARDİA (Koroner Arter Riski Gelişimi) çalışmaları kapsamında, 25-35 yaş arası 3287 katılımcı ile gerçekleştirilen çalışmada kişiler, 1990-2010 yılları arasında her 3-5 yıl da bir yıllık gelirlerini bildirdiler. Araştırmayı yapan kişiler gelirin ne sıklıkla düştüğünü ve her katılımcının yıllık baz da gelir değişiklik oranını incelediler. Bunların sonucunda da katılımcılara yetenek ve hafıza testi verilerek tamamlama hızları ölçüldü.
Bir senede iki veya daha fazla gelir düşüşü ile karşı karşıya kalan katılımcıların, verilen testler de diğerlerine göre daha düşük puan aldıkları görüldü.
“Referans olması açısından, bu performans düşüklüğünün oranı, normalde bir yıl yaşlanma sonucu düşen performanstan çok daha fazla”
Diyen Grasset, düşünme yeteneklerini etkileyecek farklı faktörler hesaba katılınca sonucun aslında çok da değişmediğini söylüyor. Sözel testlerde de sonuç aynı. 707 kişinin bayın taraması şunu gösteriyor ki bir ya da daha fazla gelir düşüşü yaşamış kiilerin beyin hacminde 20 yıl sonra kadar azalma görülmüş. Bu durumda beyinde ki loblar arasında daha az bağlantı olduğunu gösteriyor.
Grasset;
“Çalışmamız gelirdeki ani düşüşün beyin fonksiyonlarını doğrudan etkilediğini kesin olarak kanıt-lamasa da, sosyal ve finansal faktörlerin beyin yaşlanmasındaki etkilerinin daha iyi araştırılması, işsizlik veya gelir dalgalanması durumlarında politikalarda işsizlik sigortası gibi destekleyici adımların daha bilinçli atılması gerektiğini ortaya koyuyor”
Diyerek fikrini ortaya koyuyor.
CARDIA çalışmasının verileri 1990-2005 yılları arasında %25 ve üzeri oranda 5 gelir değişikliği üzerinden değerlendirildi. Yani tek bir değişkene bakılmadı. 2005 ve 2015 yılları arasında ise aynı araştırmacılar, katılımcılarda ki kalp damar hastalıklarını ve ölüm sebeplerini incelemeye aldılar.
Sonuçlar da kalp rahatsızlıklarını ve bu hastalıklara bağlı ölüm riskini, gelir dalgalanmalarının iki katına çıkardığını ortaya koydu.
Harvard Üniversitesi Brigham Hastanesi araştırmacıları, yaptıkları bir klini çalışma ile Omega-3 yağ desteği alanların, kalp ve damar hastalıkları konusunda almayanlara oranla daha az risk taşıdığını gözler önüne serdiler.
Hastalara sırasız, yani rastgele uygulanan testte, Omega-3 alan hastaların riskinin plasebo verilen hastalara göre daha düşük olduğu belirtildi. Yani ne kadar balık yağı alınır ise, kalp hastalıkları riski de o kadar azalıyor.
Hu ve arkadaşlarının yeni yaptığı bir analize göre, bu güne kadar dünya da gerçekleştirilen Omega-3 çalışması olan Vital denemesini de kapsayan yeni analiz, dünya çapında tam 120 bin yetişkine ulaştı.
Omega-3 alımı kalp rahatsızlıklarına iyi geldiği gibi günlük enerjinizi de yüksek seviyede tutuyor. Harvard Chan School Beslenme Bölümü’nden Yang Hu;
“Günlük Omega-3 desteği almanın gözardı edilemeyecek koruyucu etkileri olduğunu gördük”
Diye ifade ediyor.
Balık yağı ve kalp krizi arasında ki ilişki sadece gözlemlere dayalı bakıldığında aralarında herhangi bir bağ barındırmıyor. Ancak klinik yapılan deneyler de bu bağı açıkça ortaya çıkıyor. Her yıl binlerce kişinin kalp rahatsızlıkları yaşayarak öldüğünü düşünür isek Omega-3 kullanarak bu riski azaltmayı denemek gayet akılcı bir çözüm. Bahsi geçen bu çalışma 30 Eylül 2019 tarihinde Amerikan Kalp Vakfı dergisinde yayınlandı.