Geçmişten günümüze sürekli yapılan bilimsel deneyler , hayatımızı değiştirmek ve kolaylaştırmak için birçok yenilik getirmektedir. Tabi bilimsel deney deyip basitçe üstünden geçmek, yeni buluş ve icatlar yapan bilim adamlarına haksızlık olur. Çünkü pek çok bilim insanı kendi yaşadığı zamanın çok ilerisinde buluşlara imza atmış ve bu buluşlarıyla insanlar tarafından tepki çekmişlerdir.
Hatta bazı bilim insanları sırf bu nedenle ölüm cezasına çarptırılmıştır. Kısacası bugün bilimi şekillendiren ve günümüz teknolojik hayatını borçlu olduğumuz bilim İnsanları, hayatları pahasına bilimsel deneyler yapmış ve bunu tüm insanlığa miras bırakmıştır.
İlginç Bilimsel Deneyler ve Bilim İnsanları
Tarih boyunca çılgın diye nitelendirilecek pek çok bilimsel deney yapılmıştır. Bunları yapan bazı bilim insanları dönemin okul sayılabilecek kurumlarından aldığı eğitimin üstüne bilgiler inşa ederek bu deneylere imza atarken, bazıları bu kurumlara dahi gitmeden kendi imkan ve bilgi birikimi ile bilimsel deneyler yapmıştır.
Örneğin mikrobun tanımını yaparak ‘Mikrobiyoloji’nin Babası’ unvanını alan ve Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemsettin, IV. Murat zamanında Lagari Hasan Çelebi tarafından gerçekleştirilen ilk başarılı roket denemesi, Kiliseye rağmen dünyanın yuvarlak olduğunu savunan ve bu nedenle ölüm cezasına çarptırılan Galileo Galilei ve daha adını saymakla bitiremeyeceğimiz pek çok bilim insanı, hayatlarını adeta bilime vakfederek, fizik, kimya, astronomi ve matematik gibi pek çok alanda bilimsel deneyler yapmış ve bunları kitap haline getirmiştir.. Şimdi göze çarpan ve kendi döneminin çok ilerisinde buluşlar yapıp yeni şeylere imza atan bilim adamlarına göz atalım.
1 – Galileo Galilei Pisa Kulesi Deneyi
Her dönem kendi çağını aşan ve yeni çığır açan bilimsel deneyler yapılmıştır. Bazen bu bilimsel deneyler için bilim adamları büyük bedeller ödemiş ve özgürlükleri pahasına yeni icatlar imza atmışlar. Bu bilim adamlarımdan birisi Gelileo Galilei. Yunanlı filozof Aristo tarafından nesnelerin birbirinden farklı hızlarda düştüğü ve kütleçekimin, ağırlığı fazla olan nesneleri daha fazla etkilediği açıklanmıştı. Bu bilgi Galileo tarafından çürütülene kadar geçerli olmuştu.
Galileo kendi döneminde var olan bilgilere karşı ( Kilisenin dogmatik bilgilerine karşı) gelmenin cezasını ömrünün çoğunu hapiste geçirerek ödemiş ancak, hız, sürat, kütleçekim ve serbest düşüş konuda yaptığı çalışmalar ile günümüzde Güneş Sisteni’ndeki gezegenlerin hareketlerini anlamamızı sağlayacak bilgilerin temelini atmıştır. Galileo’dan yüzlerce yıl sonra yapılan deneyler çeşitli şekillerde denenmiş ve Galileo’nun ortaya attığı çalışmaların son derece haklı olduğu görüldü.
2 – Dünya’yı Tartan Cavendish
Tek başına yaşamayı ve dış dünyadan kendini ayrıştırmayı seçen Henry Cavendish, oldukça ilginç ve yaşadığı dönemde neredeyse kimsenin aklına gelmeyecek işler yapmıştı. Bunlardan birisi hidrojeni keşfetmesiydi. Bu size çok ilginç gelmemiş olabilir ancak Henry Cavenndish ‘in dünyanın ağırlığını doğru olarak hesaplaması oldukça ilginç gelecektir size.
En ilginç bilimsel deneyler arasında alan bu deney için Henry, burulma terazisi veya diğer burulma tartısı olarak isimlendirilen özel bir aygıt aracılığıyla dünyanın ağırlığını hesaplamıştır. 1798 yılında dünyanın özgül(yoğunluğunu) ağırlığını bulan Henry, bunu bulmak için farklı boyutlarda, iki tane kurşun küre arasındaki kütle çekim etkisini ölçerek yapmıştır.
Bu deney için kullandığı terazi telle asılmış bir çubuktan ve terazinin her iki ucuna ağırlığı 0,73 kg olan birer küre yerleştirdi. Ardından bu küçük kürelerin yanına daha büyük ve ağır (159 kg) küreler yerleştirdi. Daha sonra küçük küreleri büyük kürelere yaklaştırdı, bunun sonucunda çubuk dönmeye ve bu dönme de telde burkulmaya neden oldu. Ardından bu teldeki burkulmayı ölçerek, oluşan çekim kuvvetini ölçtü. Bu ölçümde sıcaklık ve hava akımlarının sonuçları etkilememesi için kendi evinde bir odayı bu iş için ayırmıştı.
Bu odada gürültü olmasını engellemek ve karanlık bir ortam oluşması için bu düzeneği yerleştirdiği odanın yan tarafındaki odada teleskopla deneyi gözlemledi. Newton’un kütle çekim denkleminde de faydalanarak dünyanın ağırlığın ölçmeyi başardı. İlginç olan ise o zamanın teknolojisi ile, günümüzde yapılan ölçümlere çok yakın bir sonuç elde etmesiydi. Bu ilginç deney ile beraber güneş sistemindeki diğer gezegenlerinde kütlelerinin hesaplanması sağladı.
3 – Mendel’in Bezelyeleri
İnsanların genlerini ebeveynlerinden alıp almadığı konusu, bezelyeler araştırılarak açıklığa kavuşturularak en ilginç bilimsel deneyler arasına girmeyi başarmıştır. Johann Mendel, kalıtsal özelliklerin sonraki kuşaklara nasıl aktarıldığını bulmak için, farklı özelliklere sahip bezelyeleri çaprazlamıştır. Çalışmaların genelini bezelyenin yedi özelliğine odaklamıştı. Bu özellikler bezelye kabuğunun ve tanelerinin biçimleri, bezelye tanesinin, kabuğunun ve çiçeğinin rengi, bitki yüksekliği ve çiçek konumu.
Araştırma için yaklaşık olarak 8 yıl kadar zaman harcadı ve bu sürede yaklaşık 28 bin kadar bezelye gözlemlemiştir. Bu süreçte farklılaşan bezelyelerin renklerini inceleyen Mendel, bezelyelerin farklı oranlarda yeşil ve sarı renklerin ortaya çıktığını ve sarı rengin daha baskın olduğunu buldu. Bu süreçte bezelyelerde genlerin eşleştiği ve sonraki kuşaklarda ortaya çıkan matematiksel dizginin baskın veya çekinikliğe sebep olduğunu keşfetmiştir.
4 – Fleming ve Kazara Keşfedilen Penisilin
Alexander Fleming, Londra da St. Mary’s hastanesinde çalışan bir doktordu. Bununla beraber Staphylococcus aureus bakterisi üzerinde çalışmalar yapıyordu. O zamanlar bu bakteri ortalığı kavuruyor ve çok ölümcül enfeksiyonlara neden oluyordu.
Bununla beraber bu bakteriye çare olacak bir ilaç da yoktu. Bu çalışmalar esnasında Fleming, üzerinde çalışma yaptığı kaplardan birini inkübatöre koymayı unuttu ve yaklaşık iki hafta sürecek bir tatile çıktı. Bu tatil esnasında inkübatöre koymayı unuttuğu kaptaki bakteriler bölünerek çoğaldı.
Tatil dönüşü çok enteresan bir olayla karşılaştı Fleming: Unuttuğu kaptaki bakteride büyümeyen bir kısım vardı. Burada küf suyu, kendi çevresinde bakterilerin giremediği bir sınır meydana gelmişti. Bu sıra dışı olay üzerine çalışma yapan Fleming, bakteriyi koyduğu kaba Penicillium notatum küfünün bulaştığını ve bu durumunda bakterilerin çoğalmasını engellediğini öğrendi.
1930’lu yılların sonunda Howard Florey ve Ernst Boris Chain adlı bilim insanları, penisilin izole etmeyi ve saflaştırmayı başarmıştır. Üretilen bu antibiyotik 1941 yılında piyasaya sürüldü. Bilimsel deneyler içerisinde Penisilin üretilmesinin en göze çarpıcı özelliği, günümüze kadar yaklaşık olarak 200 milyon insanın hayatını kurtarmasıdır.
5 – Hücrelerin Kökenini Keşfeden Pasteur – Pastörizasyon
Geçmiş zamanlarda insanların pek çok batıl inancı bulunmaktaydı. Bunlardan bir tanesi de 1800’lü yıllarda insanların yiyeceklerin bozulması ve hastalık gibi durumlara kötü havanın, kendi kendiliğinden ortaya çıkan başka canlıların sebep olduğu düşünülmekteydi. Ancak bazen toplumda hep farklı telden çalan birileri olmuştur. Louis Pasteur da işte bu insanlardan birisiydi. Pasteur, çürüyen buğdayların birkaç hafta bekletince kendiliğinden bozulduğunu kabul etmiyordu.
Kendi zamanında var olan görüşleri kabul etmeyen Pasteur, bu nedenle birayı mayaladı. Bu mayalanan biranın ekşidiğini fark ettikten sonra, birayı koyduğu kapları analiz etti. Bu analiz sonucunda kapların bakteri kaynadığını gördü. Dolayısıyla biranın bozulmasının kendiliğinden oluşmadığını, ortaya çıkan mikroorganizmaların neden olduğunu kanıtladı. Mikropla ilgili çığır bu görüşünü kanıtlamak amacıyla basit bir deney hazırladı ve hücrelerin sebep yokken ortaya çıktığı görüşünü çürüttü.
Bilimsel deneyler içerisinde oldukça önemli olan bu buluş, özellikle gıda ve tıp alanında oldukça önemli bir gelişmeydi. Hatta öyle ki yiyeceklerin ısıtılıp, kısa sürede soğutulması işlemine onun adı verildi. ( Pastörizasyon )
6 – Râzî Hastane Denemesi
Asıl adı Ebu Bekir Muhammed bin Zekeriya el-Râzî olan, ya da batıdaki adıyla Rhazes( Razi), kendi döneminin çok hünerli ve yetenekli bir hekimiydi. Bağdat’ta inşa edilmesi düşünülen bir hastanenin yapılış yeri için çok farklı ve özgün bir fikir geliştirmişti.
Dönemin halifesi El Muktedi, şehir için inşa etmeyi düşündüğü bir hastanenin konumunu belirlemek için Razi’yi görevlendirmişti. Razi, bu iş için çok farklı bir yöntem geliştirerek ilginç bilimsel deneyler listemize girmeyi başardı. Razi hastanenin yerinin belirlenmesi için et kullandı.
Şehir içerisinde potansiyel olarak gördüğü yerlere et astırarak etlerin birkaç gün boyunca dışarıda bekletilmesini istedi. Sonuç olarak hastanenin konumu belirlenmişti. Nasıl mı? Etleri dağıttığı noktalar içerisinde, etin en az çürüdüğü yeri seçti. Sebebi ise bu yerin en temiz yer olduğunu düşünmesiydi.