Öldükten sonra bir yaşama yeniden sahip olunup olunmayacağı oldukça merak edilen bir konu. Peki, reenkarnasyon ne demek? Öldükten sonra yeni bir yaşama sahip olma inancı olan reenkarnasyon nedir? İşte, detaylar!
Dinlerin Reenkarnasyon İnancına Bakışı
Reenkarnasyon nedir, sorusu için farklı inanışlarda farklı tanımlar mevcuttur. Bilinmeyen veya belki de var olmayan bir alemi tanımlamak için ortaya atılan teoriler zaman içerisinde dine ve mitolojiye uyum sağlar hale gelmiş olmaktadır. Gerek mitoloji de gerekse din de yer alsın çoğumuzun inandığı tek bir şey var ki o da; ölümden sonrasının olduğu fikridir. Kimilerine göre ölüm bir yok oluş iken kimilerine göre de ölüm başka bir hayatın başlangıcı şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak bilinen tek bir şey var ki, bilimsel olarak öldükten sonra nelerin yaşanacağının bilinmemesidir.
Bilim insanları, ölüm gerçekleştiği anı ve öldükten sonra ki kısa bir süreci değerlendirmeye alarak ölüm esnasında beyinde nelerin olduğunu araştırmaya çalışmışlardır. Öldükten sonra insan beyninin ilk 10 dakika aktivite de bulunduğunu ispatlayan uzmanlar, bu sürede nelerin gerçekleştiğini ise daha gerçeğe dökememişlerdir. Bu kısmı ise sadece ölen kişilerin bildiğini ama bunu zaman içerisinde gelişen tıp ile beraber gelişebileceğini söylemişlerdir. Reenkarnasyon belirtileri her dönem merak edilen konular arasında yer almıştır.
Reenkarnasyon İnancını Hangi Dinler Kabul Eder Hangileri Reddeder?
Reenkarnasyon inancı yeryüzüne indirilmiş dinler ile zaman içerisinde doğmuş din yerine geçen inanışları göre farklılık göstermektedir. Ölümün bir son olmadığı ve başka bir aleme geçişi ifade eden bu durum karşısında kişiler bir dine veya inanışa inanma gereği duymuşlardır. Bu düşünce ile beraber kişiler zaman içerisinde ya kutsal bir dine olan inançlarını artırmışlar ya da kendilerine yeni bir dini inanç oluşturmuşlardır. Oluşturulan bu fikirler ile insanlar ya kendilerinin üstün bir varlığa inanma gereği duymuşlardır ya da başka hayata olan inançlarını oluşturarak hareket etmişlerdir.
Hangi dinler reenkarnasyonu kabul eder, hangi dinler de reenkarnasyon vardır, sizler için araştırdık. İşte dinlerin reenkarnasyon’a bakış açıları!
1. İslamiyet’e Göre Reenkarnasyon
Kuran’da reenkarnasyon inancına tam olmasa da örtülü bir şekilde değinilmektedir. İslamiyet’e göre Kur’an’da ruh göçüne yönelik doğrudan bir ifade yer almamaktadır. İslamiyet’e inanan Batınilere göre Kur’an da yer alan çoğu ayette yer alan ruh göçü sadece üstü kapalı bir şekilde yer aldığından insanlar bunu fark edememektedir. Batınilik; ayetlerin göründüklerinden daha derin anlamlar içerdiklerine inanan ve ayetleri bu doğrultuda yorumlayan bir inanç akımıdır.
Kur’an’a göre insanlar öldükten hemen sonra öldüklerinin farkında olmayacaklar ve bu durum kıyamete kadar sürecektir. İslamiyet’e göre ölüm, bilincin derin ve uzun bir uykuya geçmiş hali şeklinde yorumlanmaktadır. Kur’an da net bir şekilde ifade edilmese de çoğu İslam bilimcisine göre reenkarnasyon üstü kapalı bir şekilde ifade edilmektedir. Bu durum daha çok hadisler ile desteklenerek günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır. İslami yorumlarda ruh göçü tekamül kelimesi ile ifade edilmekte olup tartışmalı bir konudur.
Hadislere göre ise; öldükten hemen sonra ruh bedenden ayrılacak ve kişi öldüğünün farkında olacaktır. Ruhun ayaklardan başlayarak yavaş yavaş boğazdan çıkacağı süreç ile ölüm anı gerçekleşmiş olacaktır. Hadislere bakacak olunursa öldükten sonra nereye ve nasıl gidileceği hakkında bazı ifadeler bulunmaktadır. Hadislerin yorumlanması ile ortaya çıkan bir durum var ki o da; öldükten sonra kabir azabının kıyamete kadar yaşanacağıdır. Tüm bunların yorumdan ibaret olduğunu ve İslamiyet’in kolaylıkla yorumlanacak bir din olmadığının altını çizmekte de fayda görmekteyiz. Reenkarnasyon nedir, Sorularla İslamiyet sitesinde de geniş bir şekilde açıklanmıştır.
2. Hıristiyanlık İnancına Göre Reenkarnasyon
Hıristiyanlıkta sıklıkla gündeme gelen ve tartışma konusu olan bu inanç ruh göçü olarak ifade edilmektedir. Hıristiyanlık yüzyıllar boyunca değişime uğradığından özellikle 19. yüzyıldan sonra Hıristiyan akımlarının büyük bir bölümü ruh göçüne inanmaktadır. Değişiklik gösteren bu akımların ruh göçü inancına olan düşünceleri ilk zamanlarda çoğunlukta iken günümüzde git gide azalma göstermektedir. Zamanla kutsal metinlerde yaşatılan değişiklikler de inançların değişiklik göstermesini fazlasıyla etkilemektedir.
Hıristiyanlık inancında bulunan Katolik mezhebi, reenkarnasyon inanışını şiddetle reddetmekte ve böyle bir şeyi kabul etmemektedir. Çoğu kişinin izinden gittiği bir mezhep olmasına rağmen günümüzde çoğu Hıristiyan ırk, mezhep ve kurumlar tarafından ruh göçü kabul edilmektedir. 4 kutsal din arasında yer alan Hıristiyanlığa göre cehennem tabiri sadece ateş şeklinde yer almaktadır. Çünkü onlara göre Adem ve Havva’nın yasak meyveyi yemelerinden ötürü zaten herkes hayata gözlerini günahkar olarak açmaktadır. O yüzden günah ya da sevapların tartılması gibi bir durumda söz konusu değildir.
3. Musevilik İnancına Göre Reenkarnasyon
Musevilik inancının ilk halinde reenkarnasyon inancına yer verilmemektedir. Ancak zamanla Hıristiyanlıkta olduğu gibi Musevilikte değişime uğratılarak tahrip edilmiştir. Musevilik inancının farklı yorumlandığı uzantılarında ruh göçüne yer verildiği görülmektedir. Özellikle Kabbala’da ruh göçüne sıklıkla yer verilmektedir. Kabbala; İbranice’de kelime anlamı olarak ‘alma’ ifadesine karşılık gelmektedir. Değişmeyen, ebedi, gizemli, her şeyden önce olan, İlah ile ölümlü ve onun yarattığı olan sonlu varlık arasındaki ilişkiyi açıklamaya yönelik oluşturulan Yahudi öğretileridir.
Bazı Musevilik inançlarına göre; Hz. Adem öncelikle Hz. Nuh’a ve Hz. İbrahim’e daha sonra da Hz. Musa olarak tekrardan yeryüzüne geldiğine inanılır. Museviliğin kutsal kitabı olan Tevrat’a göre tıpkı Hıristiyanlığın kutsal kitabı olan İncil’de olduğu gibi ruh göçüne yer verilmektedir. Ancak aralarındaki fark; İncil’de cehennem dolaylı olarak ateş şeklinde ifade edilirken Tevrat’ta böyle bir ifade yer almamaktadır. Yahudiler tarafından zamanla ortaya çıkarılan Talmud kitaplarında ruh göçü kavramına sıklıkla yer verilmektedir. Bu durum ise tıpkı İslamiyet’te olduğu gibi kutsal kitap ile hadisler arasındaki çelişkileri ortaya çıkarmaktadır.
Tasavvuf İle Reenkarnasyon Arasındaki Benzerlikler
Tasavvuf ile reenkarnasyon arasında bazı ifadelerden çıkarımlar yaparak benzerlikleri bulmak oldukça mümkün gözükmektedir. Tasavvufu yüzyıllar boyu kitlelere duyuran Yunus Emre’nin kimi dizelerinden yola çıkarak ölümden sonraki hayata yönelik inançlar şekillenmektedir. Dizeleri içerisinde yer alan; ‘Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm, her dem yeni doğarız, bizden kim usanası…’ ifadelerinden de anlaşılacağı üzere ruh göçüne ve tekrardan başka bir beden içerisinde dirilmenin gerçekleşeceğine dem vurulmaktadır.
Tasavvuf düşüncesi ile özdeşleşen bir diğer isim olan Mevlana Celaleddin Rumi’ye göre de ruh göçü ifadelerinden çıkarılmaktadır. Bu dizeler arasında; ‘Ben de cansız varlık iken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum, bitki iken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim’ şeklinde devam eden ifadelerle öldükten sonra tekrar dirilmeye ve ruh göçüne değinilmektedir. Kutsal dinler arasında reenkarnasyon inancının yeri ve şekillenmesi üzerinde durularak, inanışlar ve inanlar üzerindeki etkilerine ifadelerle açıklık getirilmektedir.
Ruh göçü kavramının reenkarnasyonu kabul eden insanların yaşayacağı söylenir. Atakan reenkarnasyon tekrar dünyaya gelip katilini yakalatan çocuk olarak bilinmektedir. Budizm’de reenkarnasyon inancı da mevcuttur eğer araştırır iseniz, Platon ve reenkarnasyon konuları da mutlaka karşınıza çıkar. Tasavvuf ve reenkarnasyon arasında da derin bir ilişki vardır. İslam’da reenkarnasyon konusunu da sizler için işledik.
Reenkarnasyon kısaca öldükten sonra ruhun farklı bir beden de yeniden hayat bulması anlamına gelmektedir. Bu tanımlama ile anlaşılan şudur ki ölen kişilerin ruhları dünyaya birkaç defa yeni ruhlar şeklinde gelip gitmektedir buna da reenkarnasyon denmektedir. Bu durum karşısında kişiler ölümü ve öldükten sonraki süreci hep merak edip durmuşlardır. İnsanların çoğu zaman merak ettikleri ölümden sonra ne olacağı düşüncesi kişileri farklı düşüncelere sürüklemektedir. Ne olacağına dair fikirler geçmişten günümüze kadar gelen çok eski bir tarihe sahiptir.