Boğazda Keşfedilen Yeni Bir Organ

  Boğazda keşfedilen yeni bir organ bulunduğu bilim insanları tarafından belgelenmiştir. Boğazın üst kısmı derinliklerinde bir çift tükürük bezinden oluşan organ keşfetti. Burun arkasında yer alan nazofarenks bölgesi olarak adlandırılan bu bölgede mikroskobik tükürük bezleri haricinde bir şey olmadığı biliniyordu. Ancak yeni organ keşfi ile orada uzunluğu ortalama 3,9 santimetre olan büyük bezler bulundu. İnsan […]

 

Boğazda keşfedilen yeni bir organ bulunduğu bilim insanları tarafından belgelenmiştir. Boğazın üst kısmı derinliklerinde bir çift tükürük bezinden oluşan organ keşfetti. Burun arkasında yer alan nazofarenks bölgesi olarak adlandırılan bu bölgede mikroskobik tükürük bezleri haricinde bir şey olmadığı biliniyordu. Ancak yeni organ keşfi ile orada uzunluğu ortalama 3,9 santimetre olan büyük bezler bulundu. İnsan kafatasında yeni organ olarak bulunan bu bezler Tubarial tükürük bezleri adını aldı. Bu ismi Torus tubarius kıkırdağının üzerindeki konumundan dolayı verildi. Bu bezlerin görevi ise muhtemelen burun ve ağzın arkasındaki üst boğaz kısmını kayganlaştırarak nemlendirmek.

Tesadüfen gerçekleşen keşfe ev sahipliği yapan Hollanda Kanser Enstitüsü’ndeki araştırmacılardır. Araştırmacılar PSMA PET-CT tekniğiyle prostat kanseri araştırmaları yapıyordu. Bilgisayarlı tomografi ve pozitron emisyon tomografisini (PET) birleştiren tıbbı görüntüleme tekniği olan PSMA PET-CT de doktorlar hastaya radyoaktif bir “izleyici” madde enjekte ediyor. Prostat kanseri hücrelerinde bulunan PSMA proteinine güçlü bir şekilde bağlanan bu izleyici, kanseri tespit etmede daha etkili oluyor. Geleneksel yöntemlerden daha etkili olan bu yöntem, metastatik prostat kanserini tespit etmede daha başarılı. Özetle PSMA PET-CT görüntülemenin, geleneksel görüntülemeden daha başarılı olduğunu gösteriyor.

Boğazda Keşfedilen Yeni Bir Organ Nerede?

Boğazda keşfedilen yeni bir organ, varlığıyla herkesi şaşırttı. Şimdiye kadar bilinen insanlarda üç büyük tükürük bezinin olmasıydı. Bunlar dilaltında, çene altında ve çenenin arka kısmında (yanak arkası)yer almaktadır. Bunlar haricinde boğazın ve ağzın mukoza dokusuna yayılan 1.000’e yakın mikroskobik tükürük bezi de var olduğu bilinmektedir. Ancak bu zamana kadar başka büyük tükürük bezi olduğu bilinmiyordu. Kafatasında yeni organ keşfeden Hollanda Kanser Enstitüsü radyasyon onkoloğu Wouter Vogel, “Bu yeni bezleri bulduğumuzda yaşadığımız şaşkınlığı hayal edemezsiniz” diyerek tarihe geçiyor.

Yeni Bir Organ Bulundu, Kanser Tedavisi İçin Uzmanlar Umutlu

Boğazda keşfedilen yeni bir organ tespit eden Vogal meslektaşlarıyla birlikte 100 kişiyi inceledi ve sonuç hepsinde de aynıydı. Hastaların hepsinde yeni keşfedilen bezlerin varlığı tespit edildi. İki kadavra üzerinde de çalışmalarını sürdürdü ve nazofarenks bölgesini incelediler. Çalışmalarının devamında yeni keşfettikleri alanın müköz bez dokusu ve nazofarenkse akan kanallardan oluştuğunu buldular.

Vogel, “kanseri tedavi etmek için baş ve boyna radyasyon uygulayan doktorların tükürük bezlerini ışınlamaktan kaçındığını” söyleyerek Bu buluş, kanser tedavisi noktasında önemli bir yere sahip olabilir vurgusunu da yapmakta. Bezelerin hasar görmesi durumunda hastaların yaşam kalitesi olumsuz olarak etkilenmekte ve yemek yemede, yutkunmada ya da konuşmada güçlük çektikleri bilinmektedir.

Vücutta bugüne dek tubarial tükürük bezleri bilinmediği için uzmanlar o bölgeye radyasyon uygulamaktan kaçınmıyordu. Araştırmacılar, Groningen Üniversitesi Tıp Merkezi’nde tedavi edilen 700’den fazla kanser hastasının kayıtlarını incelenerek veriler toplandı. Elde edinilen bilgilere göre yeni keşfedilen bezlerin bulunduğu bölgeye daha fazla radyasyon alan hastalarda daha fazla yan etki görüldüğü ortaya çıktı. Bu yeni keşif, kanser hastaları için daha az yan etkinin müjdecisi olabileceği söylendi ve Vogel, “Sıradaki adımımız, bu yeni bezleri en iyi şekilde nasıl ve hangi hastalarda koruyabileceğimizi bulmak” diyerek bir umut kapısı araladı.  

Exit mobile version