Biyomedikal Mühendisleri İşsiz Kalmak İstemiyor!

Sağlık çalışanlarına büyük bir ihtiyacın olduğu bu dönemde biyomedikal mühendisleri işsizlikle boğuşuyor. 2003 yılında ilk mezunlarını veren biyomedikal mezunları, sağlığın kaliteli şekilde halka sunulabilmesi için istihdam edilmeyi bekliyor. Konuyla alakalı olarak Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada sağlık alanında çalışacak mühendislerin önemine vurgu yapıldı. Özellikle tıbbi cihazlar konusunda eğitim alan biyomedikal […]

Sağlık çalışanlarına büyük bir ihtiyacın olduğu bu dönemde biyomedikal mühendisleri işsizlikle boğuşuyor. 2003 yılında ilk mezunlarını veren biyomedikal mezunları, sağlığın kaliteli şekilde halka sunulabilmesi için istihdam edilmeyi bekliyor.

Konuyla alakalı olarak Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada sağlık alanında çalışacak mühendislerin önemine vurgu yapıldı. Özellikle tıbbi cihazlar konusunda eğitim alan biyomedikal mühendislerinin sağlık kurumlarında faydalı işler yapabileceğine dikkat çekildi.

Elektrik Mühendisleri Odası Basın Açıklaması

“Sağlık hakkı ve nitelikli sağlık hizmeti alma uluslararası hukukla ve Anayasamızın 56. Maddesi ile korunan temel bir insan hakkıdır. “Sağlık hakkı”, sağlıklı bireyler ve toplum hedefine ulaşabilmek için gerekli tesislere ve şartlara ulaşma, bunları kullanma hakkıdır. “Sağlık hakkı”, diğer insan haklarında söz konusu olduğu gibi, hükümetlere üç düzeyde sorumluluk yükler: saygı duyma, koruma ve yerine getirme.Sağlık Hizmetlerinin iktidar eliyle hızla özelleştirilmesi, şehir hastaneleri yoluyla kamu kaynaklarının özel şirketlere KÖİ yöntemi ile peşkeş çekilmesi ve özel hastanelere verilen teşviklerle nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşların ek bedeller ödemesi sonucunu doğurmuştur. Özel hastanelerin insafına bırakılan yurttaşlarımızın uzun süreli sözleşmelerle gelecekleri de ipotek altına alınmıştır.Ancak yine de tüm olumsuz koşullara rağmen sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde ve kesintisiz sürdürülmesinde tüm sağlık çalışanları (doktor, hemşire, sağlık memurları, acil tıp teknisyenleri gibi) yanında Biyomedikal Mühendisleri de önemli bir konuma sahiptir. Ülkemizde ilk mezunlarını 2003 yılında veren bu bölüm mezunları aradan geçen 17 yılın ardından sayıları 6000’in üzerinde mezunu ile ülkemizin her yerinde nitelikli sağlık hizmeti için çalışmaktadır.Biyomedikal Mühendisleri; tıbbi cihazların ihtiyaca uygun bir şekilde tasarlanması, üretimi, geliştirmesi, işletilmesi, yönetilmesi, bakım, onarım ve kalibrasyonu faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi yönünde ve aldığı eğitimlerle beraber diğer bilimlerle etkileşim içerisinde olacak şekilde eğitim almaktadır.Biyomedikal Mühendisliği bölümü Türkiye’de 2000 yılından itibaren öğrenci almakta olup; 2020-2021 dönemi için, halihazırda 30 üniversite öğrenci almaya devam etmektedir ve bu üniversiteler toplam 1.370 kontenjana sahiptir. Üniversitelerin kontenjanlarının ve mezun sayılarının artışı Biyomedikal Mühendisleri son yıllarda istihdam sorunu ile karşı karşıya kalmıştır.Ülkemizde sağlık hizmeti sunumunda  Sağlık Bakanlığı’nın rolü büyüktür ve meslektaşlarımız bu hizmetin sunumunda temel çalışma alanlarından biri olan sağlık teknolojilerinin yönetimi ile görevlidir. Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Kadro Standartları ile Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönerge’ye göre, kadrolara ilişkin standartlar; hizmet sunulan nüfus, nüfus yoğunluğu, sunulması planlanan hizmetler, hizmet alanının coğrafi büyüklüğü, yatak sayıları, kurum çeşidi vb. ölçütler dikkate alınarak belirlenmektedir. Bu yönergeye göre planlanan Biyomedikal Mühendislerinin istihdamı yetersiz olduğu görülmektedir. Ve hala birçok kurum ve kuruluşta klinik mühendislik konusunda planlama bulunmadığı bilinmektedir.Son yıllara ait Sayıştay raporları incelediğinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurum ve tesislerde tıbbi cihazlar ile ilgili:Tıbbi cihazların bir kısmının hekim tespitlerine göre kullanımının mümkün olmadığı ve tıbbi cihazların yeterli nitelik ve nicelikte olmadığı,İhale süreçlerinde tıbbi cihazlara ilişkin ihtiyaç tespitlerinin rasyonel hazırlanmadığı,Tıbbi cihazlara ilişkin teknik şartnamelerin ayrıntılı düzenlenmediği,Sözleşme ve eklerinde belirlenen cins ve sayıda tıbbi cihaz ve ekipmanların sağlık tesisinde bulunmadığı,Malzeme Kaynakları Yönetim Sistemi’nin sayıma dayanak oluşturacak sağlıklı veri üretmediği ve bazı hastanelerin envanterlerindeki taşınırlarının MKYS’de kaydının olmadığı,MKYS sorgulamalarında birim fiyatı 10 TL’nin altında olan 32.282 biyomedikal dayanıklı taşınır bulunduğu,Tıbbi cihaz alım sürecinde, planlamanın bazı kamu hastanelerinin ihtiyaçları ve fiziki koşullarıyla uyumlu olmadığı,İhtiyaç planlamasının sağlıklı yapıl(a)maması nedeniyle depolarda bulunan tıbbi sarf ve laboratuvar malzemelerinin miadının dolduğutespit edilmiştir. Bu tespitler Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurum ve tesislerde Biyomedikal Mühendislerine olan ihtiyacı ve gerekliliği göz önüne sermektedir. Ayrıca tıbbi cihazların stok yönetimi ile ilgili alanlarda, doğrudan sağlık personeline görev verildiği de bilinmektedir.Biyomedikal Mühendisi istihdamı; insan gücünde ve maddi kaynaklarda tasarruf sağlamak, verimliliği arttırmak amacıyla ilgili hizmetlerin planlanması ve pandemi ile mücadele açısından oldukça önemlidir. Sayıştay raporlarında değinilen hususlar da değerlendirildiğinde; hedeflere uygun, etkin, verimli ve kaliteli sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak amacıyla işin ehline verilmesi gerektiğini vurgulamak isteriz.Bütün bu bilgi ve değerlendirmeler ışığında, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurum ve tesislerde sağlık personelinin sağlık hizmetlerinde görev almasını ve Biyomedikal Mühendisi istihdamının arttırılmasını talep etmekteyiz.”

Exit mobile version