Biyolojik Lifting Aşısı Nedir | Biyolojik Lifting ile Gençleşme

Biyolojik lifting, cildin sıkılaşmasını

Biyolojik lifting, cildin sıkılaşmasını sağlayan güzellik uygulamaları arasında yer alıyor ve yaşlanmanın olumsuz etkisinin giderilmesi için sıklıkla tercih ediliyor. Vücudumuzun tamamını kaplamakta olan derimiz; çevresel etmenler, yaşın ilerlemesi ve genetik faktörlerin etkisiyle kırışmaya ve sarkmaya başlıyor. Dolayısı ile hem kadınlar hem de erkekler için derinin yaşlanması bir sorun teşkil ediyor. Bu noktada sıklıkla biyolojik liftinge uygulamasına başvuruluyor.

Biyolojik Lifting Nedir?

Cildimizin zaman ilerledikçe nemi azalır ve giderek elastikiyetini kaybeder. Böylelikle deforme olmaya başlayan cilt, matlaşmaya başlar ve yaşlanmanın olumsuz etkileri, cilt üzerinde gözle görünür bir şekilde ortaya çıkar. Bu durumda olumsuz etkilerin giderilmesi için başvurulan yöntemlerden biri biyolojik lifting olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü bu işlem sayesinde, iki seansta cildin nemlenmesi ve sıkılaşması sağlanabilmektedir.

Biyolojik Lifting Aşısı

Biyolojik lifting işlemi sonrasında danışanların ciltlerinde olumlu etkiler gözle görünür olmaktadır. Gençlik aşısı ile dolgu arasında bir işlem olan biyolojik liftingin içeriğine iki farklı molekül ağırlığında hyalüronik asit yer almaktadır. Bununla birlikte içerikte, trehaloz ismi verilen bir madde de bulunmaktadır.

Aslında bir şeker olan trehaloz, çöldeki bitkilerin aylar boyunca bir damla su ile yaşamasına imkan veren madde olarak da bilinmektedir. Kısacası hyalüronik asit ve trehaloz birleşmesi sonucunda cilt oldukça iyi bir şekilde nem tutma özelliğine sahip olmaktadır. Sıkılaşma sağlanmakta ve ciltte gözle görünür bir iyileşme sağlanmaktadır.

Biyolojik Lifting Aşısı Özelliği

Biyolojik lifting aşısı uygulamasının bilinen en önemli özelliği; cildin oldukça iyi bir şekilde nemlendirmesidir. İçeriğinde hyalüronik asidin iki farklı molekül ağırlığında var olması, hızlı ve uzun etkinin görülmesinde etkilidir. Trehaloz isimli maddenin de bu etkiyi uzun sürdürdüğü bilinmektedir.

Kısacası; bu güzellik aşısı uygulaması cildi yeniden canlandırmakta, yapılandırmakta ve nemlendirerek sıkılaştırmaktadır. Ayrıca cilde dolgu etkisi de vermektedir. Dolayısı ile cildine dolgu yaptırmak istemeyen kişiler için bu, oldukça iyi bir seçenektir. Çünkü biyolojik liftingin sayesinde hem ince çizgiler giderilmekte hem cildin yıpranmış görüntüsü ortadan kaldırılmaktadır. Kişiler hem daha sıkı hem de daha sağlıklı bir görünüme kolaylıkla sahip olabilmektedir.

Biyolojik Liftingte Etki Ne Kadar Sürer?

Biyolojik lifting işlemi sonrasında etki anında gözle görünür olmaktadır. Ancak uygulamanın asıl etkisi, ikinci seansın sonrasındaki 15 günlük süre içerisinde ortaya çıkmaktadır. Genel olarak iki seans olarak uygulanan bu işlem, üç ya da dört hafta ara ile gerçekleştirilmektedir ve etkisi de bir yıl boyunca sürmektedir.

Biyolojik Lifting Aşısı Hangi Bölgelere Uygulanabilir?

Biyolojik lifting aşısı uygulaması sadece yüz bölgesine değil; ellere, boyun ve dekolte bölgelerine de uygulanabilmektedir. Özellikle de boyunda gerçekleşen sarkmalar ve kırışıklıklar için bu uygulamadan sıklıkla yararlanılmaktadır. Ağız ve burun arasında yer alan nazolabial çizginin azaltılmasında da oldukça etkilidir.

Neden Biyolojik Lifting Aşısı Tavsiye Ediliyor?

Biyolojik lifting aşısı uygulaması tavsiye ediliyor çünkü etkisi oldukça hızlıdır. Ayrıca iki seans kadar kısa olması da büyük ir avantajdır. Herhangi bir cerrahi operasyon gerekmeden gerçekleştirilen bu işlem, maliyet açısından da oldukça avantajlıdır. Bir yıl kadar etkililiği bulunan bu uygulama, 20 yaş üstü olan herkese uygulanabilmektedir.

İşlem sonrasında ödem oluşumu ya da kızarıklık söz konusu olmamaktadır. Dolayısı ile bu işlemi yaptıran kişiler, uygulama sonrasında rahatlıkla normal yaşamlarına geri dönebilmekte, sosyal hayata katılabilmektedir. En fazla 15 dakika kadar süren bu işlem sonrasında etki, gözle görünür olmaktadır. Bu nedenle de hızlı sonuç vermesi açısından tavsiye edilmektedir.