Akraba evliliği nedir? Akraba evliliği sonuçları nelerdir? Akraba evliliği neden sakıncalı olduğu bilinmediği için ya da önemsenmediği için akraba evlilikleri sonucu hasta çocuklar dünyaya gelmektedir.
Uzak akraba evliliği, kuzen evliliği ya da 2. Derece kuzen evliliği yapan kişi sayısı günümüzde hala azımsanmayacak kadar fazladır. Ancak bu kişilerin “akraba evliliği nedir, akraba evliliği neden tehlikelidir, akraba evliliği sonuçları hayatlarını ne şekilde olumsuz etkileyecektir” gibi sorulara cevap vermeleri gerekmektedir.
Günümüzde medya kaynaklarının kullanımı göz önünde bulundurulduğunda akraba evlilikleri konusunda ortaya çıkacak tehlikenin durumu açıkça göz önündedir. Ancak buna rağmen yapılan evlilikler sonucu doğan çocukların sağlıkla ilgili durumları da iç acıtmaktadır.
Akraba Evliliği Sonucu Oluşan Hastalıklar İçinde En Ciddi Risk Kas Hastalıkları
Kas hastalıklarının %80’ine genetik faktörlerin sebep olduğu düşünüldüğünde, evliliklerin ve genetik özelliklerin önemi anlaşılıyor. İstatistiklere göre Türkiye’de dört evli çiften birinin akraba evliliği yaptığı ve bu sebeple bazı sağlık problemlerine yol açtığı söylenebilir.
Akraba evliliği sonucu doğan bebekler için en çok göze çarpan hastalıklar kas hastalıklarıdır. Akraba evliliği sonucu oluşan zeka geriliği ile beraber kas hastalıkları ciddi risk oranı taşımaktadır.
‘Kas distrofisi’ adıyla bilinen kas hastalıkları, farklı yaş gruplarında kendini gösterebiliyor. Her hastalıkta olduğu gibi kas hastalıkları için de hastanın şikayetlerini hafifletmek için erken tanı çok önemli.
Çocukluk dönemlerinde ortaya çıktığında ağır seyreden hastalık, 20’li yaşlardan sonra ortaya çıktığında ise hafif seyredebiliyor. Hastanın yaşam kalitesinin arttırılması için tıbbi anlamda iyi bakılması gerekiyor. Bu sayede kaliteli yaşam süresi 15-20 yıl kadar uzatılabiliyor.
Çocuğunda kas distrofisi olma ihtimalini merak eden ebeveynler; ailede hastalığı geçmişi olup olmadığı, akraba evlilikleri olup olmadığı, hamilelik döneminde bebeğin suyunun yeterliliği ya da kısıtlı hareket etmesi gibi ipuçlarına dikkat etmelidirler.
Kişi doğumdan beri kas hastalığına sahipse bile genellikle belirtiler çocukluk ve gençlik dönemlerinde kendini göstermeye başlar. Ebeveynler, çocuklarının hareketsizliğinden, yavaş hareket etmesinden şikayetçilerse ayrıca çocuk çok sık düşüyorsa kas hastalığı olabileceğini değerlendirebilirler.
Bu ipuçlarının yanında solunum ve yutmada sıkıntılar, beslenmeyle ilgili sorunlar yaşanabilir. Akraba evliliği hastalıkları nelerdir denildiğinde günümüzde ilk sırada yer alan kas hastalıkları için erken tanı oldukça büyük öneme sahiptir.
Akraba Evliliği Sonucu Oluşan Hastalıklara Erkek Çocuklarda Daha Sık Rastlanıyor
Dünyada yaklaşık 4 bin erkek çocuktan 1’inde görülen Duchenne Musküler Distrofisi (DMD Hastalığı), ilerleyici kas zayıflığına ve yıkımına sebep olabilecek genetik bir hastalıktır. Kız çocuklarının da taşıyıcı olabildiği bu kas hastalığının ön belirtisi olarak çocuğun geç yürümesi gösterilebilir.
Genellikle çocuklar en fazla 16 aylıkken hayata ilk adımlarını atar. Fakat bu kas hastalığına sahip çocuklar, daha geç yürümeye ve konuşmaya başlar. Bu belirtilerin yanında en net belirtileri, çocuğun merdivenleri çıkarken zorluk yaşaması ve koşarken yaşıtlarından geride kalmasıdır.
Yine erkek çocuklarında daha çok rastlanan bir kas hastalığı olan Becker Musküler Distrofisi (BMD)’nin, DMD’ye göre daha hafif semptomları vardır. Kendini daha geç göstermeye başlayan bu hastalık, ergenlik çağından önce hiçbir belirti vermeyebilir.
Yetişkinlerde En Sık Karşılaşılan Kas Hastalığı
Erkeklerde ve kadınlarda sık görülen hastalıklardan biri olan Miyotonik Musküler Distrofi, genellikle hastaların kaslarını kastıktan sonra gevşetmede güçlük çekmesiyle kendini gösterir. Hasta biriyle el sıkıştıktan sonra gevşetmede zorluk yaşayabilir.
Cinsiyet ayırt etmeyen bu hastalık, genetik olarak aktarılabilir. Böyle bir durumda hastalığın başlangıç yaşının düştüğü gözlemlenir. İki çeşidi bulunur; hafif seyrettiğinde hastanın yaşam kalitesini pek bozmazken, ağır seyrettiğinde ise durum solunum yetmezliğine kadar ilerleyebiliyor. Genellikle kendini yorgun hisseden kişi, bu belirtilerin yanında katarakt veya kan şekeri düşüklüğü problemleriyle de karşılaşabilir.
Akraba Evliliği ile Miyasteni ve SMA ‘ya Davetiye!
Genetik faktörler veya bağışıklık sistemiyle ilgili sebeplerle ortaya çıkan miyasteni, hal arasında kas yorgunluğu olarak da bilinir. Romatizmal bir hastalık olan miyastenide kişi akşam saatlerinde bitkinleşir ve yorgun hissetmeye başlar. Şikayetleri bunlarla sınırlı kalan hastalığın ilaçlarla tedavi edilmesi mümkündür.
Spinal Musküler Atrofi (SMA), kas zayıflığı hatta kas kaybına neden olabilecek bir kas hastalığıdır. Türkiye’de doğan her 6 bin bebekten birinde karşılaşılan bu hastalık, hayati risklere de sebep olabiliyor. SMA hastalığı olan bebeklerin bir bölümü, bir yaşına gelmeden yaşamını yitiriyor.
Bazılarının ise, yürüme çağında geldiğinde yürümeyi başarır ancak sağlıklı bir şekilde yürüyemez. Bu problemlerin yanı sıra solunumda da güçsüzlükler yaşanabilir. Hatta hasta solunum cihazına ihtiyaç duyar hale gelebilir.
Erken tanı ciddi avantajlar sağlayabilir, özellikle bebeklerde ve çocuklarda nusiersen etken maddeli ekson düzelten ilaç etkili olacaktır. SGK kapsamındaki ilaç, bazı hastaların şikayetlerini hafifletebilecek niteliktedir. Bu tedavi yöntemlerine ilave olarak gen tedavisi de önerilebilir.
Tanıda Hastalık Öyküsü Önemli | Akraba Evliliği Neden Tehlikeli Sorusunun Cevabı! Akraba Evliliği Yapanların Yorumları
Kas hastalıklarının tanısı için kişinin detaylı öyküsü dinlenir ve hasta fiziki muayeneye tabi tutulur. Gen testleri, tanı için en doğru yöntemlerden biridir. Aile bireylerinde kas hastalığı geçmişi olması ya da kişinin akraba evliliği sonucu dünyaya gelmesi önemli ipuçlarıdır.
Tanının doğru yapılabilmesi tedaviye bir an önce başlanabilmesi açısından mühimdir. Kişinin yaşam kalitesi, hayat standartları, aile hayatı ve sosyal çevresi de dikkate alınmalıdır. Genetik faktörlerin etkili olduğu bazı hastalıklar nadire de olsa tedaviyle iyileşirler.
Bazen de erken tanı sayesinde hastalığın gelecek nesillere aktarılması engellenebilir. Türkiye’de genetik danışma adı verilen bu yöntem üzerine uzmanlaşmış başarılı doktorlar bulunmaktadır.