Ahmed Arif Kimdir Kısaca Hayatı Nasıl? Türk Edebiyatının Unutulmayan İsmi Ahmed Arif Şiirleri ve Sözleri!

Ahmed Arif kimdir sorusu

Ahmed Arif kimdir sorusu ilk olarak genelde lise dönemlerinde zorunlu ders kapsamında araştırılmaktadır. Ancak kimi isimler vardır ki edebiyat tarihinde duyurdukları eserlerle herkes tarafından bilinmeli.

Şüphesiz Ahmed Arif bu isimlerden birisidir. Kendisinden önce gelen edebi isimlerden etkilenen Arif, daha sonra kendi hayatının da getirdiği duygularla birlikte eserlerini ortaya koymuştur.

Yaşadığı döneme damga vuran Ahmet Arif bununla kalmayarak kendinden sonra gelenleri de etkilemiştir. Hatta birçok şiirinin şarkıya çevrildiğini de görmüş olma olasılığınız yüksek.

Peki gerçek adı Ahmet Önal olan Ahmed Arif kimdir kısaca hayatı hakkında bilgiler neler? Ahmed Arif nereli? Ahmed Arif neden hapishaneye girdi? İşte Ahmed Arif şiirleri ve hayatına dair bilgiler…

1- Ahmed Arif Kimdir? ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ Şiiri ile Bilinen Ahmet Arif Hayatı Hakkında Bilgiler

Usta şair Ahmed Arif hakkında günümüzde diğer şairlere göre fazladır. Kendisine verilen değerin fazla olmasıyla birlikte adına belgeseller de yapılmıştır.

Oldukça acıklı ve parçalanmış bir aileden gelen Arif bu yaşam hikayesine bağlı olarak kaleminden dökülen kalemlerle şiirler yazmıştır.

Ahmet Arif Kaç Doğumlu?

Ahmed Arif kimdir sorusuna elbette önce kaç doğumlu olduğuna bakarak başlamak gerekiyor. Yalnız kendisinin doğum tarihine dair iki farklı bilgi bulunmaktadır.

En yaygın bilinen doğum tarihi 21 Nisan 1927 olarak bulunuyor. Fakat MEBİS kayıtları incelendiğinde doğum tarihi 23 Nisan 1923 olarak ele alındığı görülüyor.

Ahmet Arif Nereli?

Ahmet Arif, hayata ilk defa gözlerini Diyarbakır’da açmıştır. Bu yüzden Diyarbakırlı olduğu bilinir. Fakat babasının memur olmasından dolayı çeşitli şehirde bulunduğu görülüyor.

Hatta hayatlarının ilk yıllarını geçirdikten çok kısa bir süre sonra Siverek’e geçmiştir. Bununla birlikte aslında bu yaşam tarzı kalemine etki etmiştir.

Ahmet Arif Hangi Okulda Okudu? Ahmed Arif Ne Mezunu?

İlkokul yıllarını Diyarbakır’da geçirdikten sonra bu yıllarda annesini kaybetti. Çok küçük yaşta annesini kaybetmesi onda derin etkiler yarattı. Ancak okul hayatı annesinden çok babasının etkisiyle yönlendi.

Lise yıllarını Ahmed Arif, Afyon’da yatılı bir okulda okudu. Annesine duyduğu özlem yatılı okulda olmasıyla birlikte babasına dair de böylece gelişmiş oldu.

Aslında bu durum onun hayatının ilerleyen yıllarda da sürekli bir şeye ya da kişilere özlem duymasının temellerini yatırıyordu.

Ahmed Arif kimdir araştırmasında göreceksiniz ki kendisi üniversite için Ankara Üniversitesi’ni seçmiştir. Bu üniversitede Felsefe bölümünü okuması onda geniş ufuklardan bakmayı da beraberinde getirdi.

Genel olarak belirtmek gerekirse Arif, öğrencilik hayatında oldukça başarılı bir öğrenciydi. Hatta belirtilene göre kendisi okuma ve yazmayı ilkokuldan önce anaokulu çağlarında öğrenmiştir.

Ahmed Arif Siyasi Görüşü Nedir?

Ahmed Arif siyasi görüşü ile en çok araştırılan şairler arasında gelmektedir. Özellikle üniversiteyi okuduğu dönemler ülkenin genel olarak siyasi çalkantısıyla bilinen döneme denk geliyordu.

Ancak kendisi apaçık bir şekilde siyasi görüşünü belirtmekten ziyade hümanist bir insan olarak belirli bir tarafın iyiliğini değil, tüm insanların iyiliğini istiyordu.

Yalnız bilinmesi gereken bir durum vardır ki, kendisi sahip olduğu siyasi görüşlerinden ötürü bir dönem yargılanmıştır. Özellikle üniversite yıllarında aktif olarak siyasi yürüyüş ve gösterilere katıldığı bilinenler arasındadır.

Ahmed Arif Neden Hapse Girdi?

Ankara Üniversitesi öğrencisi iken Ahmed Arif, belirli siyasi görüşlerin gerçekleştirdiği gösterilere katıldığı belirtiliyor. Bu toplantı ve yürüyüşün ne hakkında olduğu tam belli olmamakla birlikte hapishaneye girmesinde etkili olmuştur.

Ahmed Arif kimdir hayatı nasıldır araştırmalarınızda ilk göreceğiniz bilgilerden birisi de budur. Anayasanın bir maddesine aykırı hareket ettiğinden ötürü 2 yıl cezaevinde kalmıştır.

Siyasi örgüte yardım ve yataklıktan dolayı bu cezayı aldığı belirtilse de bu konuda o dönem birçok çalkantılı bilgi ve görüş hakimdi.

Ahmed Arif Eşi Aynur Kimdir?

Hayatını araştırdığında Ahmet Arif’in bir isme olan aşkını çok sık duyacaksınız. Ancak bu aşk karşılıksız olduğundan günün birinde 1967 yılında Ahmed Arif Aynur isimli bir hanımefendi ile evlendi.

Bu evliliklerinden 1972 yılında bir oğlu oldu. Oğlunun dünyaya gelmesi onun için tarif edilemez bir duyguydu. Kendisi oğluna ‘Filinta’ ismini verdi.

Öyle sevinmişti ve mutlu olmuştu ki baba olmaktan söylenilene göre 2 sene boyunca oğlunun nüfus cüzdanını tam kalbinin üstünde duracak şekilde cebinde taşıdı.

Baba olmayı kendi deyimiyle ‘en büyük yaşam sevinci’ olarak adlandırıyordu. Belki de gerçekten hayatındaki en mutlu anlarından birisini yaşıyordu.

Zira Ahmed Arif kimdir araştırmalarınızda göreceksiniz ki yaşamının daha ilk yıllarından itibaren sürekli zorluklarla karşılaşıyordu.

Ahmed Arif Leyla Erbil Aşkı | ‘’İki Milyar Adem Evladının Seni Tanımalarını İstiyorum’’

Belki edebiyat derslerinizde belki de kendi araştırmalarınızda göreceksiniz ki, Ahmed Arif’in bitmeyen bir özlem ve büyük bir aşkı bulunuyor.

Bu aşk, karşılıksız olmasındandır belki bilinmez sürekli canlı kalıp onun kalemine güç verdi. Kötü niyetli olmayacaksa eğer iyi ki de vermiş!

Sürekli okuduğunuz o Ahmed Arif şiirleri tamamen olmasa da birçoğuyla Leyla Erbil’e yazılmıştır. Leyla Erbil, Türk Edebiyatında tanınan başarılı bir yazardır.

Ancak Arif’in sahip olduğu bu aşk maalesef karşılık bulmamıştır. Hatta günün birinde Leyla Erbil başka bir isimle evlenme kararı almıştır.

Ahmet Arif bu haber sonrası yıkılsa da ona olan aşkını yazdığı mektuplarla duyurmaya devam etmiştir. Bir mektubunda da ‘’ İki milyar adem evladının seni tanımalarını istiyorum’’ diyerek aslında büyük aşkını dile getirmiştir.

Ki dediği de olmuştur o dönem bile dikkat çekerek ‘Ahmet gibi sevmek’ kalıbını oluşturan Arif’in yıllar sonra süren bu karşılıksız aşkı hala konuşuluyor hatta şiirlerinde okunuyor.

2- Ahmed Arif Edebi Hayatına Dair Bilinmeyenler

Ahmed Arif kimdir, edebi hayatı nasıl başlamıştır? Diye soracak olursanız kendisi edebiyat dünyasında çok erken dönemlerde başlamıştır.

Daha henüz lise dönemlerinde yazmaya ve sürekli araştırmaya devam etmiştir. Günü geldiğinde lise öğrencisiyken ilk şiiri 1942 yılında Taşpınar dergisinde ‘Gözlerin’ eseri yayınlandı.

Ve bu şiirlerini sadece ’10 TL’ karşılığında yazıyordu. Kazancı sadece buydu.

Bu maddi kazanç sağlamanın temel amaç olmadığını bilerek üretmeye devam etti. Hayatında çok etkilendiği iki üç isimden bahsetmiştir. Bunlardan ikisi şüphesiz Cemal Süreya ve Nazım Hikmet Ran’dı.

Nazım Hikmet için; ‘O istesin düşünmeden canımı veririm’ derken, Cemal Süreya için ‘’O benim canımın yarısı.’’ diye bahsediyordu.

Ahmed Arif Hangi Akıma Ait?

Ahmed Arif İkinci Yeni Sonrası Toplumcu grup arasında yer almaktadır. O sanatını toplumun duygularını ifade etmek ve onları desteklemek amacıyla ele almıştır.

Aslında bu duruma şaşırmamak gerekiyor. Zira yaşantısının daha ilk çeyrek döneminde yaşadıkları bile onu edebi hayatına hazırlamıştır. Ahmed Arif kimdir konusuna bir de bu açıdan bakmak gerekir.

Daha çok küçük yaşta Sare adındaki annesini kaybetmesi hayata özlem ile başlamasına sebep oldu. Bununla kalmayarak başka şehirlerde sekiz kardeşinden ve babasından ayrı yaşaması da başka bir özlemin vurgusu olarak karşımıza çıktı.

Bununla kalmadı eğitim hayatında siyasi olaylara bizzat içeriden bakma fırsatı buldu. Yani okuduğu üniversite kapsamında birçok farklı siyasi görüşe sahip insanları tanıdı.

Bu da yetmedi, ülkenin durumu o zamanlarda zaten karışıktı. Sürekli toplumun daha iyi olabilmesi ve ileriye gidebilmesi amacıyla şiirlerinde duygularını dile getirdi.

Sonra günün birinde Leyla Erbil karşısına çıktı. İşte bu karşılaşma hayatının ve edebi hayatının tamamen bir yöne evrilmesine sebep oldu. Çocukluğundaki özlem duygusu bu dönemde tekrar perçenlendi.

Leyla Erbil’e duyduğu büyük aşk karşılıksız kalınca onunda şiirlerine bolca aşk, özlem ve ayrılık temalı şiirlerin girmesine neden oldu.

3- Ahmet Arif Şiirleri ile Tarif Edemeyeceğiniz Duygulara Kapılın

Ahmed Arif kimdir sorusunu büyük bir çoğunluk Hasretinden Prangalar Eskittim şiirine denk geldikten sonra soruyor. Şüphesiz Arif’i Arif yapan bu şiir olarak kayıtlara geçiyor.

Elbette diğer şiirlerine haksızlık yapmamak gerekiyor. Çünkü bu usta kalemin elinden çıkan binlerce şiir bulunuyor. Hepsi de Ahmed Arif şiiri olduğunu belli ediyor. Ve aynı kalitede yansıyor.

Hatta kimi Ahmed Arif şiirleri, Cem Karaca gibi büyük ustalar tarafından şarkı haline bile getirildi. 

İşte Ahmed Arif şiirleri

Ahmet Arif Hasretinden Prangalar Eskittim

Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana.Ard-arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül-gürül akan bir dünya… Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana…Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni… Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini…

Bir insanın yokluğunu cehenneme benzetmek şüphesiz büyük bir aşkı gerektirir. Arif’te tam olarak bu aşka ve özleme saf bir duyguyla bağlı olunca tam olarak böyle unutulmaz bir şiir ortaya çıkmış.

Hasretinden Prangalar Eskittim Şiiri Kime Yazıldı?

Ahmed Arif denildiğinde akla gelen Leyla Erbil aşkı elbette şiirlerinde Erbil’e dair detayların aranmasına yol açıyor. Her ne kadar Arif şiiri ilk yazdığı an bunu kendi ağzıyla dile getirmese de hayata gözleri yumduğunda bu unutulmaz şiirin Leyla Erbil’e yazıldığı ortaya çıktı.

Ahmed Arif – Suskun Şiiri

Sus, kimseler duymasın.Duymasın ölürüm ha.Aydım yarı gecedeYeşil bir yağmur sonra…Yağıyor yeşil.En uzak, o adsız ve kimselersiz,O yitik yıldızda duyuyor musun?Bir stradivarius inler kendi kendine,Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.Önce bendim diyor ve sonra benim…Ölümsüz, güzel ve çetin.Ezgisidir dolaşan bütün evreni,Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.Canımı, tüylerimi sarmada şimdiKendi rüzgarıyla vurgun…Sarıyor yeşil.Rüya, bütün çektigimiz.Rüya kahrım, rüya zindan.Nasıl da yılları buldu,Bir mısra boyu maceram…Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,Bilmezler nasıl sevdik,İki yitik hasret,İki parça can.Çatladı yüreği çakmaktaşının,Ağıyor gök kuşaklarının serinliğindeÇağlardır boğulmuş bir su…Ağıyor yeşil.Yivlerinde yeşil güller fışkırmış,Susmuş bütün namlular…Susmuş dağ,Susmuş deniz.Dünya mışıl-mışıl,Uykular derin,Yılan su getirir yavru serçeye,Kısır kadin, maviş bir kız doğurmuş,Memeleri bereketli ve serin…Sağıyor yeşil.Aydım yarı gecede,Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,      Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.Ama hançer taşı sankiKoca Kartaca!Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüneBak nasıl alıyor, yigit,Binlerce yıl da sonraAlıyor yesil.Vurur dağın doruğundanAtmacamın çalkara,Yalın gölgesi.Kuş vurmaz, tavşan almazAma aç, azgınKöpek balıklarıydı parçaladığıBak, Tiber saygılı, suskun.Bak nilüfer dizisi zinciri.Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,Ve ilk gerillası Spartakus’un.Susuyor yeşil.Sus, kimseler duymasın,Duymasın, ölürüm ha.Aymışam yarı gece,Seni bulmuşam sonra.Seni, kaburgamın altın parçası.Seni, dişlerinde elma kokusu.Bir daha hangi ana doğurur bizi?Ruhum…Mısra çekiyorum, haberin olsun.Çarşılarin en küçük meyhanesi bu,Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.Derimizin altında o olüm namussuzu…Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.İlktir dost elinin hançersizliği…Ağlıyor yeşil.

Tam olarak bu şiir Ahmed Arif kimdir, edebi dili nasıldır sorusuna yanıt niteliği taşır. Zira bu şiir toplumsal yansımaların bol olduğu bir eserdir.

Ahmed Arif Leylim Leylim

Aslında şiirleri arasına doğrudan almak yanlış olsa da Leyla Erbil ile olan mektuplarının bir araya getirildiği bir kitaptır. Ancak bu alışmış olduğunuz mektuplar gibi değil.

Mektuplarda kullandığı her bir cümleyi kim bilir kaç kere düşünüp kaç kere yazdı Arif… Zira onun aşkı bambaşkaydı.

Normal mektuplardan da bu yüzden ayrılıyor. Her bir mısra bir şiir niteliği ve bol duygu yoğunluğu barındırıyor.

İşte o mektuplardan ve kitaptan bazı alıntılar:

“Bin yıl, bahar içre ömrünü sürsün, Seni doğuran ana.” (sf: 3)“Ama senin mecburun olmak, beni hiç mi hiç küçültmüyor. Aksine yüceltiyorsun, İNSAN ediyorsun, yaşatıyorsun…” (sf: 4)“Ya sen olmasan, ben ne bok yerim, neye yararım?” (sf: 9)“Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni. Bir daha hiçbir cihan bulamaz seni. Tekrar öperim. İmza: Senin.” (sf: 9)“Sana doymak, korkunç ahmaklık olur. Hadi gel…” (sf: 10)“Kurtuluşumu, her şeyimi, dünyayı sevmemi sana bağladım, sana borçluyum. Asıl peygamber olan sensin.” (sf: 12)“Sana yakın, sana lâyık ve hele hele ‘senin’ olmayı düşünebilmek bile bir cesarettir. Yürek ister. (…) İnsan’dan mahrum bir cehennem karanlığında, nasıl da bulduk birbirimizi…” (sf: 16)“Ve hiçbir kahraman, hiçbir aziz, hiçbir hergele, sana azâp veremez! Azâbı, sen kendin icat ediyorsun. Beni de böyle berbat ediyorsun.” (sf: 19)“Nasıl da yaşatırsın. Kaç bin kere söyleyeyim, öyle yaşatan, öyle sevdirensin ki… Seni tanımak, seni bir kerecik bile görmek, milyarla yıl yaşamaktan daha dolu, daha hazlı ve daha değerlidir.” (sf: 20)“Elim erse, ayağım tutsa, seni bütün cihanın görebileceği bir kuleye çıkarır ve bağırırdım: ‘İşte, insan buna derler! Böyle olmağa çalışın!’ İki milyar beş yüz milyon âdem evlâdının seni tanımalarını, öğrenmelerini istiyorum, anlıyor musun?” (sf: 47)“Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha bir ustaca ve korkusuz yaşarım. Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem! İlk işim o olur.” (sf: 66-67)“Galiba, tek çıkar yol sana durup dinlenmeden yazmak. Hoş, bütün işim, seni düşünmek ya!” (sf: 69)“Ölsem bile, mutlu ve yiğitçe olur bu iş… Şaşkınım, beni böyle yarattığın için sana nasıl teşekkür edeyim bilmiyorum Leylâ.” (sf: 111)“Canım Benim, Bilir misin, “canım” dediğimde içimden canımın çıkıp sana koştuğunu duyarım hep.” (sf: 118)“Şimdi burada güzel bir şafak. Gene uykusuz, mutsuz, tedirginim. Sana yazmak, yazmak, yazmak istiyorum… Seni bütün şafaklarda, evrenlerin o ıssız ihanet saatinde öperim. Ve sen geçersin içimden. Bitmek bilmezsin”. (sf: 146)“Kazağın üstümde! Daha soğumadı buralar. Hoşuma gidiyor gene, ısılı tutuyorsun beni. Bu toprak, peygamber toprağı. Kolay soğumaz. Bizler de öyle kolay ısınmalara, “çat” diye soğuyup donmalara teşne değiliz. Nerenden vurayım seni? Bu zulum neye kuluna? Üşüyorsa, burnunu, kulağını öpeyim.” (sf: 156)“Sen beni affet canım. Üzdüysem, sıktıysam gene, divâneliğime, tutkunluğuma ver. Ve dağılma, sıkılma, çözülme sakın. Üşüme! Mutlak iyidir, güzeldir önümüz. Hasretler canım. Öperim. Yaz, yaz, yaz işte! Beklerem.” (sf: 158)

4- Almak İsteyenlere Ahmed Arif Şiir Kitabı İsimleri

Bizzat Ahmed Arif şiir kitabı olarak bulunan çok az kaynak vardır. Ancak kendisi hakkında yazılmış bazı kitaplara da bu liste içinde yer verildi.

İşte Ahmed arif şiir kitapları:

Hasretinden Prangalar Eskittim (Türk Edebiyatı tarihinde en çok satılan şiir kitaplarındadır.)Leylim Leylim: Ahmed Arif’in Leyla Erbile Yazdığı MektuplarYurdum Benim ŞahdamarımCemal Süreya’ya MektuplarÜç Şair: Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Ahmed Arif.Ahmed Arif: Abisi Olmak HalkınınAhmed Arif Anlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu.