Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid ve sinema dünyasının Adile annesi arasındaki ilginç bağ sosyal medyada bir anda gündem oldu. Adile Naşit’in ailesi tarafından gelen bağda Adile’nin babası Naşid Özcan, Abdülhamid’i güldüren adam olarak tanınıyor.
Tarihin tozlu sayfalardan çıkıp gelen bir ilişki sosyal medyada bir anda gündem oldu. 1918 yılında hayatını kaybeden Sultan Abdülhamid ve 1930 yılında dünyaya gelen Adile Naşit arasında bir bağ tespit edildi. Bu bağ Naşit’in kendisi gibi sanatçı olan babasından dolayı gelmektedir. Komik-i Şehir Naşit Bey olarak tanınan tiyatro insanı ile padişahın yolları kesişmişti. Abdülhamid adına düzenlenen tiyatrolarda sahne almıştı.
Sultan Abdülhamid’i Güldüren Adam Olarak Tanınıyor
Osmanlı zamanında Mızıka-i Hümayun isimli bir tiyatro topluluğu bulunmaktaydı. Bu topluluğun üyelerinden biri olan Naşid Özcan, sultan için düzenlenen oyunlarda baş oyuncu olarak görev yapmaktaydı. Tarihler 1924 yıllarını göstermekteydi. O dönemlerde insanlar onu “ Sultan Hamid’i Bile Güldüren Adam” olarak tanıyorlardı.
O dönemin tanınan siması daha sonra ki dönemlere damga vuracak Adile Naşit ve Selim Naşit Özcan’ın da babalarıdır. Babalarının tiyatro yeteneğini alan iki kardeş, Yeşilçam’da unutulmaz filmlere imza attılar ve sinema dünyasının hafızasına kazındılar.
Adile Naşit Kimdir?
Yeşilçam’ın Adile annesinin asıl adı Adela Özcan’dır. 17 Haziran 1930 yılında sanatçı anne ve babanın kızı olarak İstanbul’da doğmuştur. Anne ve babası dönemin tanınan tiyatrocularındandır ve annesinin adı Amelya, babasının adı Naşit’tir. Adile, anne tarafından Ermeni kökenli iken baba tarafından da Rum asıllıdır.
Adile Naşit’in ailesi aslında deden ve anneanneden gelen bir tiyatro geçmişine sahiptir. Dedesi Kemanı Yorgo Efendi ile anneannesi Küçük Verjin dönemin en meşhur kantocularındandı. Abisi Selim Raşit Özcan da Türk sinemasına unutulmaz eserler bırakmış bir tiyatrocudur.
Adile Naşit’in Hayatı
Adile, ilk ve ortaokul eğitimlerini tamamladıktan sonra 14 yaşında eğitim hayatını sonlandırmak zorunda kalmıştır. Çünkü o yaşlarında babasını kaybetmiştir ve hayatı eskisi gibi olmamıştır. Eğitim hayatını bitirerek kendisini tiyatro sanatçısı olmaya adamıştır. Babasının kendisini güldürdüğü gibi insanlarla beraber gülmek ve onları güldürmek istemiştir.
Başarılı bir tiyatro geçmişi olan Naşit, kendisi gibi tiyatrocu olan Ziya Keskiner ile 1950 yılında evlenmiştir. Bu evlilikten bir erkek çocukları olmuştur fakat oğulları doğuştan kalbinde delik olarak hayata gelmiştir. Oğullarının ismi Ahmet’tir ve Ahmet ilkokul ikinci sınıfa geldiğinde rahatsızlığı anlaşılmıştır. Tedavi için Amerika’ya gitmesi gerekir ve zar zor 100 bin lira toplanır. Fakat ne yazık ki ameliyat olsa bile komaya giren Ahmet hayatını kaybetmiştir.
Acılarla ve güldürü ile dolu hayatında en büyük destekçisi olan eşini de kalp krizi sonucu kaybetmiştir. Kendini tamamen çocuk tiyatrosuna ve çocuklara adamıştır. Bağırsak kanseri olan usta sanatçı 1987 yılında bu hastalıktan dolayı hayatını kaybetmiştir.