10 Adımda Tedavisi Olmayan Hastalıklar ve Yüksek Risk Grupları

Tedavisi olmayan hastalıklar, son yıllarda tıbbi olanakların artmasına rağmen hala kesin tedavi ile sonuçlanamamıştır. İstatistiksel olarak oranı artan bu hastalıklar ile bazı hastalar hayatı boyunca mücadele ederken, bazıları için ise ölümle son bulmuştur. Genellikle tedavi süreci, hastalığı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik değilken, hastalığın ilerlemesini önlemeye ve kişinin yaşam kalitesini arttırmaya özgü planlanırlar. Eskiden tedavisi olmayan […]

Tedavisi olmayan hastalıklar, son yıllarda tıbbi olanakların artmasına rağmen hala kesin tedavi ile sonuçlanamamıştır. İstatistiksel olarak oranı artan bu hastalıklar ile bazı hastalar hayatı boyunca mücadele ederken, bazıları için ise ölümle son bulmuştur. Genellikle tedavi süreci, hastalığı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik değilken, hastalığın ilerlemesini önlemeye ve kişinin yaşam kalitesini arttırmaya özgü planlanırlar.

Eskiden tedavisi olmayan hastalıklar, günümüzde teknolojik ilerlemelerin de artmasıyla birlikte yeni tedavi yöntemlerine kavuşmuştur. Ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülke, maalesef bu tür tedavi yöntemlerini sağlayacak maddi güçte değildir. Bununla birlikte, listeye her geçen gün yeni hastalıkların isimleri eklenmektedir.

Tedavisi Olmayan Hastalıklar Nelerdir?

Kronik hastalıklar olarak da gruplandırılabilen tedavisi olmayan hastalıklar, sebep olduğu etkene göre farklı gruplara ayrılmaktadır.  Genetik faktörlü olabileceği gibi kişinin günlük alışkanlıkları, stres, alkol ve sigara bağımlılığı, yaşam tarzı, çevre kirliliği gibi dış faktörler ve beslenme düzeni gibi birçok etkeni bulunmaktadır.

1 – Talasemi (Akdeniz Anemisi)

Kan aracılığı ile diğer organların oksijen ihtiyacını karşılayan hemoglobin, bir süre sonra işlevini yitirerek görevini yerine getiremez ve sonucunda akdeniz anemisi olarak da isimlendirilen genetik kan hastalığı oluşur. Genellikle Akdeniz ülkelerinde görülen talasemi, tedavisi zor hastalıklar grubundadır.  Hemoglobinin oksijen taşıması gereken organlar, kan transfüzyonu gibi alternatif yöntemler ile beslenir.

2 – Kistik Fibrozis

Doğum ile ortaya çıkan, birçok organın tutulumundan sorumlu, kalıtsal ve tedavisi olmayan hastalık olan kistik fibrozis, yenidoğan döneminde rutin olarak yapılan tarama testleri ile teşhisinin yapılması kolaydır. İlerleyen zamanlarda, kişinin vücudunda tuzlu tat, kansızlık, tekrarlayan enfeksiyonlar, akciğer hasarı, astım, geçmeyen hıçkırık atakları, diyabet (şeker hastalığı) gibi belirtilerle kendini belli eder.

3 – Çölyak Hastalığı

Çölyak Hastalığı Nedir?

Ortaya çıkmasında ki etkenin genetik olduğu kadar çevresel faktörlere de bağlı olduğu, tedavi edilemeyen hastalıklar kategorisinde bulunan bir diğer hastalık da çölyak hastalığıdır. İnce bağırsakların arpa ve buğday gibi glutenden zengin kaynaklara karşı hassasiyet oluşturmasıyla ortaya çıkar. Hastalar, ömür boyu glutenden fakir bir diyet ile desteklenirler.

4 – Spina Bifida

Doğumsal anomalilerden Spina Bifida nedir?

Anne karnında ortaya çıkan ve santral sinir sitemi ile ilişkili omurilik bozukluğuna neden olan kalıtsal bir hastalıktır. Gebeliğin ilk dönemlerinde; annenin bilinçsiz diyet yapması, radyasyona maruz kalınması, içilen bazı ilaçlar, şeker hastalığı gibi faktörlerin neden olduğu bilinmektedir.

Hastalar genellikle oturma bozukluğu ve hareket kısıtlığı gibi becerilerini kaybetmiştir. Merkezi Sinir Sisteminden kaynaklı tedavisi olmayan hastalıklar, erken fark edildiği taktirde nörolojik sorunlara neden olmaz.

5 – Alzheimer Hastalığı

Adını, 1800’ lü yıllarda yaşayan ve tıp doktoru olan Alaois Alzheimer’dan alan Alzheimer hastalığı; nöronların kaybı gibi patolojik bulgularla ilişkili bunama ve hafızanın eşlik ettiği bir hastalıktır. Hastalığın kesin nedeni belli olmamakla birlikte en büyük risk faktörünün ileri yaş olduğu kesinleşmiştir. Erkek bireylerde kadınlara oranla da sık rastlanır. Günümüz koşullarında, ilerlemesi önlenebilir tedavisi olan hastalıklar grubunda bulunuyor olsa da ortadan kaldıracak kesin bir tedavisi bulunmamaktadır.

6 – Parkinson Hastalığı

Beyinde bulunan ve hücre depolama ile görevli olan dopaminin, görevini tam anlamıyla yerine getirememesiyle ortaya çıkan ve tedavisi olmayan hastalıklar kategorisinde bulunan bir rahatsızlıktır. En çok erkek ve orta yaş grubunda olan bireylerde görülmektedir. Her hastada farklı yakınmalar ile kendini belli etse de genellikle en erken belirtisi; koku kaybında azalma ve sinir sisteminden kaynaklı hareket bozukluğudur.

7 – Multpl Skleroz

MS (Multipl Skleroz)  Nedir?

Hücrelerin hasarıyla ortaya çıkan, aynı zamanda otoimmün sistemi baskılayan bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Hastaların bağışıklık sistemleri düşük olduğu için bu konuda destek almaları gerekir. Genç popülasyonda görülme oranı daha yüksek olan MS hastalığının belirtileri kişiden kişiye değişim gösterir ancak bazı hastalar yıllarca farkına varmaz. Tedavi edilmeyen hastalıklar, her ne kadar yavaş ilerlese de erken tanındığı taktirde gidişatının belirlenmesi mümkün olan senaryolardır.

8 – Wilson Hastalığı

Bakır atomunun çeşitli nedenlerden dolayı, organları hasara uğratmasıyla oluşan bir hastalıktır. Kronik hepatit, siroz, hareket bozukluğu, psikiyatrik bozuklar gibi şikayetler ile belirti verir. Wilson benzeri genetik ve tedavisi zor hastalıklar, akraba evliliği gibi gen aktarımının yoğun olduğu bölgelerde daha çok ortaya çıkar.

9 – HIV/AIDS

HIV mikroorganizmasının sebep olduğu, bulaşıcı ve kronik seyreden bir hastalıktır. Virüs cinsel yolla, kan ve kan ürünleriyle ve anneden bebeğe gibi yöntemlerle bulaşır. Günümüzde AIDS hastalığına neden olan virüsü yok edecek bir tedavi bulunmaz ancak mikroorganizmanın sayısını azaltmak mümkündür. HIV gibi bulaşıcı ve tedavisi olmayan hastalıklar; karaciğer, solunum istemi, sinir sistemi, göz ve kemik iliği gibi vücudun birçok organına hasar verir.

10 – Tedavisi Olmayan Hastalıklar : Kanser

Kanser, organ ve dokularda bulunan hücre topluluğunun, hasar alması sonucunda kendiliğinden bölünüp çoğalması ile oluşur. Ailede kanser öyküsü, kötü çalışma koşulları, alkol sigara kullanım ve yaş olmak üzere birçok risk faktörü vardır. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi gibi yöntemlerle tedavi edilse de erken evrede teşhis edilmediği sürece tedavisi olmayan öldürücü hastalıklar sınıfında yer alır.          

Exit mobile version